- 641 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GEÇMİŞİME BAKTIĞIMDA 3 .
1987. Ağustos ayında nişan ve düğün ikisi bir arada Almanya`ya gelme hazırlığı vardı.
Evlendik o tarihte malesef Almanya`ya gelemedim çünkü vize uygulamışlardı, bu zaman zarfı içinde mekik dokudum Alman konsolosluğunda.
Gözlerimden akan yaşlarda cabası her defasında.
Çünki eşin Almanya`da ayrı bir işi ve evi Olması lazımmış.
Onunda işi ve evi olmayınca işlemler ondan dolayıda bu kadar zaman aldı.
El elin nesine , Ölüsüne gider Türküyle O hesap, ben her defasında Konsolosluk kapısından red cevabını aldığımda ağlamaklı bir insan olmuştum iyiden iyiye İnsanın Pisikolojisi alt üst oluyor.
Bende öyle olmuştum.
Ağlamalı bir insan tiplemesiydim artık, meğerse Konsolosluktan fazla kaynaklanmadığını sonradan Almanya`da öğrendim.
Eşim ailesinin yanında olunca Vize vermiyorlar.
Nedeni eşine bakamama yükümlülükleri olduğu için.
Artık eşim de bakmış oda bu durum karşısında çileden çıkmışki ,neredeyse benim evraklarımı yırtacak duruma gelmiş, kendini zor firenlemiş ve oda ev bulma vede iş bulma arayışlarına girişmiş.
Bu ev ve iş sorunu çözülüncede , benim Vizem en kısa zamanda kolaylaştı.
Malesef boşu boşuna geçen hüzünlü bir hayatım oldu, bu iki sene içinde de üzerinden iki yıl geçti evliliğimin başvuru vizesi ancak kabul edilmişti .
1988 de Kış Ayından bir gündü, Almanya`da , Aşağı Saksonya Eyaletine geldim ve benim için gençlik devresinden sonraki hayatım başladı burada.
Çok zorlandım gurbette yaşamaya, bir türlü alışamadım, hep Türkiye özlemi ile yanıp kavruluyordum. Annemi ve Kardeşlerimide çok özlüyordum. Çok soğuktu, bir metre boyunda hep kar yağıyordu...
Yazları az güneşi olan, bolca yağmuru vardı.
Kışda Kardan donuyordum, içim üşüyordu Türkiye hasretliğinden. Nereye baksan acayibime gidiyordu.
Bizim Türk insanlarının sıcaklığını özlüyordum, bizim insanlarımızın gözlerinin sıcaklığından anlaşılır, ha bu Türk İnsanımız dersin.
Bizim insanlarımız sıcakkanlıdır.
Dahada pek alışamadım her ne kadar anlasamda artık benim için zor olmuyor hiç birşey ama bizim ülkemizin değerleri çok çok ayrı.
Çok sevecen bir ULUSUZ biz.
Bana eşim ve ailesi hariç herşey yabancıydı.
Soğuk geliyordu sanki bir boşluğa bakıyordum.
Dilim vardı konuşamıyordum , Kulağım duyuyor anlamıyordum kafamda çok gel gitler oluyordu, çok zordu benim için.
Yiyeceklerini bilene yerken tiksiniyordum , çok zorlandığım zamanlar oldu.
Zaten dilini dört senede hiç öğrenemedim.
Kendi kafama görede kızıyordum dil bilmeme zorluğu yüzünden.
Mahkum edilmişin gibi sadece vücudunu gezdiriyorsun bir heykel gibi.
Zaten pekte sorun değildide, o zamanki düşünceme göre çok Türk`ler vardı, kendi dilimizi konuşuyorduk.
Tabiiki o zamanki kafama göre ne gereği var diyordum.
Oysa ki beynimi hapis etmişim o dört yıl içinde.
Eşimin Pıratik Almancası vardı , hep ona güveniyordum, çünkü her yere onunla çıkıyordum, bu da benim işime geliyordu , zorlanmıyordum......
19 / 11 / 2014
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.