- 1274 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CEHALETİNDENDİR İNSANIN ACİZLİĞİ
-“Tanrı” deme, “Allah” de, kaçtır Tanrı diyorsun… (Diye uyardı beni, hışımla. Oysa sudan bir sebeple sıcak başlamıştı sohbet.)
-Güzel kardeşim; Allah mutlaka Türkçe biliyordur sen meraklanma. “Tanrı” Türkçe bir kelime olup “Tengri” den gelir. “Allah” Arapça. Madem Arapça konuşmak istiyorsun Türkçe alfabeyi de kaldıralım, ister misin?
Yüce Rabbime, İlahıma, Tanrıma, Allahıma giden “adlar” da “yollar” da hep aynı yere çıkar. Burda niyet önemli, senin “takva” merakın değil. Anladın mı güzel kardeşim? Yeter ki, gönüller bir olsun.
Yeter ki, gönüllerde merhamet, şefkat, hoşgörü olsun. İnsanların gönlü kelimelerden daha büyüktür.
Sen söylenilene bakarsın, Allah gönüllere… Sen takvayı sözde arasın, Allah gönüllerde…
Cehaletin en koyu yaşandığı zaman, herkesin her şeyi bildiğini zannettiği zamandır, bunu unutma emi! güzel kardeşim.
-Bize böyle öğretmediler, aslında haklısın abi özür dilerim…
-Önemli değil, dert etme… Hadi seninle kol kola şöyle bir dolaşalım İslam Coğrafyasını. Sanırım kırk civarında ülke var, çok vaktimizi almaz dolaşır geliriz. (gülüyor, ben de gülüyorum )
EL KAİDE : Afganistan menşeili olup Pakistan, Türkiye, Irak, Suriye, Yemen, Libya, Mali de.
Neredeyse küreselleşmiş durumda.
TALİBAN : Afganistan da
IŞID : Irak ve Suriye de
BOKO HARAM : Nijerya da
EŞ ŞEBAP : Somali de
HİZBULLAH : Filistin de
Suriye’deki “ÖZGÜR SURİYE ORDUSU”, Mısır’daki “MÜSLÜMAN KARDEŞLER” var. Şuan aklıma gelmeyenleri de sen hatırlat… (Söyleyemedi. Oku emrine rağmen, sanırım okumuyor, sadece duyduklarıyla besleniyor. (gülüyorum )
Allah var, bir Müslümanın canını, ahını alıp diğerleriyle mutlu olamazsın. “Zulumla abad olanın, ahiri berbad olur” demiş Ziya Paşa. “Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın” diyor Albert Camus da. Ümmetimizin nasıl öldüğünü sana söylememe gerek yok, televizyon kanallarında izliyorsundur…
-İzlemez miyim abi. Her gün bombalar patlıyor, her yer de kin, nefret, ölüm ve savaş var.
-Şimdi sana soruyorum güzel kardeşim; Bu terör ve çıkar çetelerinin hepsi İslam Coğrafyasında, neden?
Neden İslam Dünyası acıyı acıyla, kanı kanla temizliyor?
Bu coğrafyada günahsız ölen sabiler, çocuklar “Toprak çok karanlık, yüzümü güneşe çevir anne“ diye bağırıyor, Müslümanlar bu nidaları duymuyor mu?
-Valla abi ben hiç böyle düşünmemiştim. Öyle güzel anlatıyorsun ki ağzım açık kaldı, şuan aklıma hiçbir şey gelmiyor, sen söyle abi neden?
-Anlatayım.
Allah biliyor ya! Bu işler iman meselesi değil, zeka (IQ) meselesi.
Müslüman ateşle imtihan oluyor, öyle korkutulmuş ki, mum görse cehennem ateşi sanıyor. Aydınlıktan, aydınlanmaktan korkuyor. Her aydınlık ”cehennem ateşi” değil.
Burası cahil ve deli bir coğrafya; durumu güzelleştirici değil, safça değil. Anlamsız ve katı,
-Dinle bak Charles Darwin ne demiş.
-Abi o “evrim teorisini” bulan adam değil mi? ben onun sözüne inanmam , zaten teorisi de uydurma. ( gülüyorum, garipsiyor)
- Evrim Teorisini bir başka gün konuşuruz.
- Söz mü abi konuşur muyuz gerçekten?
- konuşuruz elbet yeter ki sen iste…
Sağol, varol abi dinliyorum ne demiş bu ateist?
-“Bilim ve sanat, bir kuşun iki kanadı gibidir. Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar. Uçamayanlar ise tavuk olur. Tavuk toplum önüne atılan bir avuç yemi gagalarken, arkadan yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz.” Demiş.
-Vaayyy dinsiz, ama kıyak söylemiş abi… (gülüyorum, o da gülüyor)
-Haklılığı tartışılmaz bu sözlerin. Evrende en büyük günah cehalet, en büyük ziyan sorgulama yeteneğini yitirmiş beyindir.
Bunları söylüyorum çünkü aydın insan araştırır, yargılar ve sonuca varır. Cahil insan duyar, görür ve hükme varır.
-Abi sen şimdi bana laf mı soktun? (bozuluyor, üzülüyorum )
- Laf sokma diye bir şey yok güzel kardeşim, olur mu öyle şey?
Bunları söylüyorum çünkü insan yalnızca söylediklerinden değil, sustuklarından da sorumludur. Kalpten kalbe, insandan insana uzanan bir bağ var. İnanca dair korku ve baskı unsuru kalkmalı toplum üzerinden. Korkan, sıkışan, baskıya uğrayan insanlar yalan söyler. Yalana alışan toplumlar, küçük samimiyetsizlikler, küçük oyunlar, küçük anlam kaydırmaları yaparak yaşar. Böyle olunca herkes inancı işine geldiği gibi yorumlar. Çoğunluk sızacak bir çatlak arar ve bulur. Bugün yaşanan durum bu. “Gerçek İslam Felsefesi”n den uzak “Yozlaşmış Müslüman Kültürü” haline gelmiş bir yaşam biçimi.
Halimize bak! Bu coğrafyada öyle tuhaf oyunlar, öyle dolaplar dönüyor ki; Adaleti, hakkı, hukuku, insanlığı aramak şöyle dursun; İnsan bazen yaşadığına şükrediyor.
-Şimdi anladım abi az önceki tutumumdan dolayı tekrar özür dilerim, haklısın…
Haklı olmanın peşinde değilim kardeşim. Acı çeken hüzünlü ruhlar, benzer biriyle karşılaştığında huzur bulur. Ben de bir şeyler anlatmanın mutluluğunu yaşadım.
Harikasın abi…(gülüşüyoruz )
Bugün için son olarak bir şey sorabilir miyim?
- Sor bakalım.
-Bu coğrafyada durumlar nasıl düzelir, bir öngörün var mı abi?
İnanç; baskıcı, şedit ve şer-i öğretilerle öğretilemez, içten kaynar. Eskiden Anadolu topraklarında Hacı Bektaş-ı Veli, Pir Sultan Abdal, Yunus, Mevlana ve dervişlerle gelişen, Türk-Şaman hoşgörüsüyle harmanlanmış evrensel sevgi ve iyilik kavramı tekrar nakşedilmeli Anadolu’nun inançlı saf insanlarına. Hakiki ibadet gönül seccadesinde kılınan namazdır. Selamet meleği ancak bu gönül ehillerini selamete ulaştırır. Taklitçi, şekli, gardolap ve kulak Müslümanı olanların gönülleri kirli, paslı ve mühürlüdür.
“İnsanı bedenen ameliyat etmek için uyutmak, ruhen ameliyat etmek içinse uyandırmak gerekir” diyor Tolstoy. Bunlar kış uykusunda, bir şey yapılabileceğini sanmıyorum.
Yok mu biçaresi abi bunun?
Bir inanç insanın öldürülmesini emrediyorsa, asıl öldürülmesi gereken o inancın ta kendisidir. Bir lider elde kılıç inancını kabul etmeyenleri kesiyorsa, sorgulanmalı. Dinleri sorgulaması hiçbir zaman yapılamayacak yanıtlar haline getirmemeliyiz. “Hayat Tanrının armağanıdır. Fakat iyi yaşamak, bizim düşüncemizin armağanıdır.”
-Çok teşekkür ediyorum, şaşırdım valla bu kadarını beklemiyordum. Vaktini fazlaca aldım, hakkını helal et abi. Evrim Teorisini de konuşalım ama bir gün mutlaka unutma! (karşılıklı gülüşüyoruz)
-Helal olsun kardeşim ne demek. Unutmam merak etme.
Kalktı, acele adımlarla uzaklaştı. Bir daha tekrar nerde ve ne zaman görüşeceğimizi ne o sordu, ne de ben akıl edebildim. İkimiz de unutmuştuk… (kendime güldüm )
Hüseyin Çelikten H/Ç
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.