- 1149 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ALAMANCI
ALAMANCI
Almanya’dan eşiyle birlikte izine gelip hanımının babasında kalmaya başlar ağabeyimiz
Ancak almancı ağabeyimiz öz babası ile de aralarında kırgınlıklar vardır
Baba bir gün bekler üç gün bekler beş gün bekler oğlu babasının evine gelmez
Baba düşünür taşınır muhtarın yanına gider ve der ki
Muhtar çağır oğlumu ben oğlumdan şikâyetçiyim der
Muhtar amcayı kırmamak ve aralarındaki kırgınlığı gidermek için amcanın oğlunu çağırtır bekçiye
Amcanın oğlu gelir babasını orada görür ve yüzünü azdırarak kâhya sen beni neden çağırdın
Muhtar da derki baban senden şikâyetçi geleli beş gün olmuş babana uğramamışsın dediğinde almancı der ki
Ben onunla konuşmuyorum ama sen sor bu güne kadar babam bana ne yapmış da ben de ona baba deyim kendim evlendim kendim askere gittim ve kendim Almanya ya gittim o yalnızca ağabeyimle ilgilendi sor bakalım ne yapmış o bana
Muhtar: amcaoğlunun dediğini duydun,
İhtiyar baba oğluna dönerek bak oğlum, ağabeyin hasta idi, sen se sağlıklı idin, ben de sizlere ekmek getire bilmek için olanca gücümle çalıştım sen akıllıydın ve sağlıklı idin evet çalıştın bu hale geldin ve bana ne yaptın diyorsun, çok düşündüm tek bir şey hatırlıyorum, sen üç yaşında idin, bir bayram arifesi Yozgat’a saman götürüp satmış ağabeyinle sana ayakkabı pantolon almıştım ve bir dükkandan kendime tütün alırken bayram şekeri ikram etmişlerdi, aldım tam ağzıma atıp yiyecekken sen geldin aklıma, bir kağıda sardım sana getirdim, sen yerken yüzün gülüyordu, sen gülerken ben dünyanın şekerlerini yemiş gibi oluyordum aklımda bi bu var bağışla yaşlılık unutkanlık da var bir çok şeyi hatırlamıyorum, dediğinde ihtiyar amca bir yandan da gözlerinden döküyordu, evladın yüreği bu kadar mı taşlaşmıştı içini bilemem ama dışından hiç te etkilenmemiş görünüyordu ve evladı fazla konuşmadan yine hanımının babası gile gitti, birkaç gün sonra da Almanya’ya döndü,
İhtiyar amca ev halkına tembih eder bakın ben kefenimi aldım eğer ola ki vadem yeterse o gün ben defnedin kimseyi beklemeyin gelmek isteyen mezarıma gelsin der ve vasiyetini yerine getirdiler uzaklara haber etmeden o gün defnedildi daha sonra babasının öldüğünü duyan oğlu apar topar Türkiye’ye geldi ve köyden ben de dahil üç beş kişiyi alarak imamla beraber babasının mezarına gittik imam okurken Yasin suresi bitene kadar oğlu adeta özür af diler gibi per perişan ağlıyordu imam dualadıktan sonra toprağına kapanmış bir şeyler diyordu biz duyamıyorduk ama anlıyorduk pişmanlıklarını, sevgilerimle güzel insanlar
Erdoğan Bektaş (Hazani)