- 1467 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
GÜLSENİM
Sevgili Gülsen,!
ne çok özledim, seni bilemezsin.Kırk yıllık ayrılıktan sonra kavuşmak her kula nasip olmaz .Bize nasip oldu.Çünkü o kadar çok şey paylaştık ki seninle hatıraların anısına,yaşanmışlıkların hatırına bizi Yaradan tekrar tam kırk yıl sonra bir araya getirdi bir tanem.
Hatırla bizim ev solda bahçe içinde, sizin ev sağda iki katlı ahşap bir evdi.Siz üst katta otururdunuz.Evinizin önünde ağaçlar vardı.Bizin evin arkasında da incir ağacı.Bütün mahallenin çocukları incir zamanı tepesine çıkar,incir toplardı.Ben de bir gün toplamaya çıktım.Bir iki üç derken kendimi ağacın dibinde bulmuştum.
Havanın güzel olduğu günlerde kahvaltıdan sonra bir çıkardık akşama kadar dönmezdik eve biliyorsun..Şimdiki gibi ev kuzusu,bilgisayar çocuğu değildik.Oyuncaklarımız toprak ,çamur, bez bebekler evden getirdiğimiz kilim, bir kaç oyuncaktı.Hatırlıyorum annem her pazara gittiğinde bize plastik oyuncaklar alırdı.Basitti ama bizi mutlu etmeye yetiyordu.Kardeşime de bisiklet alındığı günü evin içinde akşama kadar fır dönmüştü garibim. Yoktu ki herkeste,öyle çeşit çeşit oyuncaklar... Çocuk çıldırmıştı adeta sevinçten.Bunları yaşadığımızda yaşım altı , kardeşim üç düşünsene seninle anaokulu öğrencisiyiz şimdilerin.Senin altın gibi parlayan sarı düz saçların ve yemyeşil cin gibi bakan gözlerin vardı.Seni öğle severdim ki,kimselerle de paylaşmak istemezdim.Kıskanırdım içten içe seni... Her günümüz birlikte geçerdi nerdeyse.Bıkmazdık oynamaktan. Kapının önünden ayrılma deseler de arka tarafta sen,Melek,ahretliğim,Gülşen toplanır,çamurdan bebekler arabalar yapardık.Tabii eve gelince tertemiz elbiseler çamurdan çıkmış bez misali olunca" gel buraya Semiray yer misin yemez misin?"Hatırla bir de kocaman çivilerle örgü örmeye çalışırdık.Oldukça da da becerirdik hani.Ne sevinmiştim örgü işini başarıyorum diye...Büyüyüp örgü örmeye kalktığımda hiç de zorlanmadım biliyor musun?
Sonra okul zamanı gelmişti,bir çanta almışlardı bana bavul tipinde ve küçük boylu...Seninle mahallenin bütün esnafını dolaşmıştık sevincimizi paylaşmak adına...Hiç unutmam kitapçı Halil amca bizi okula başladığımız için kutlamıştı.Düşünsene biz sevinçleri de kederleri de mahallece yaşardık.Şimdilerde insanlar kapı komşularının kim olduğunu bilmeyebiliyorlar.Ekmek bir liraydı o zamanlar..Evden çıkıp ekmek alıp eve gelmek on dakikamı almazdı.Babam bak şuraya tükürdüm tükürüğüm kuruyana kadar evde olacaksın derdi.Ne koşardım kurumasın diye...Şimdi gülümsüyorum o saf hallerime...Hem o zaman çocuğumu kaçıracaklar derdi yoktu.Herkes birbirine güvenirdi.Çocukluk o zaman güzelmiş düşünüyorum da.. ...
Beş kuruşa simit satılırdı.Babam beni beşlik simit diye severdi niyeyse..Hala da sormadım .Dur bir araya gelince sorayım...Bir de simitle gazoz alırlardı sinemaya gidince bizimkiler.. Paramız o kadardı lüksümüz yoktu ki fazla...Okulun önüne gelen yaşlı bir simitçi dede vardı.Hatırlasana okulun bahçe tellerinin arasından simit alırdık. Zaman zaman o teller elimizi keserdi.Bahçeye girmesi yasaktı dedenin.Bir de pembeye boyanmış top gibi şekerli patlamış mısırları vardı tadına doyamadığım.Geçende Çiflik’te bir simitçide gördüm Aklıma sen geldin yine.Ne çok severdik simitle o patlamış mısırları. Hala sıcak simit yemeği de severim patlamış mısırı da .Paylaşmayı hatırlatır,az para ile karın doyurmayı ,sadeliği ne dersen de işte.. Çocukluğumuz güzeldi aklıma ..ah..ah... Gülsenim!.Ne zevk ne coşku yaşadıklarımız tadı doyumsuz .Biz de ne saf ne masum bir şeymişiz öyle...
Bir gün sana yeni bir ayakkabı alınmıştı .Onu çok beğenmiş ama bir o kadar da kıskanmıştım.Nasıl oldu bilmiyorum kavga etmeye başladık birden seni yere düşürdüm.Hala pişmanlığını yaşarım biliyor musun? Çocukluk en saf haliyle bile olsa insan yavrusu..Nefis denen şey o yaşta bile var.Bilinçli olmasa bile...
Şimdi düşünüyorum da insan büyüyünce ,kocaman elli yaşında insan olsa da bil ki hayat sepetine ne doldurmuşsa gün geliyor,kendi sepetindekileri sergiliyor.Aynı bir fotoğrafçının karelerine düşen resimler gibi..
Aynı evlenmek için çeyiz hazırlayan kızların çeyiz sergisi gibi...Sadece malzeme farklı,insan yaşadıkları ile insan,yaşatılanlarla insan.O yüzden çocuklar güzel bahçelerde,güzel insanlarla ve güzel hayallerle yetiştirilsin.Onların hayatlarını savaşlarla,kötülüklerle ,istismarlarla doldurursak yarın size hayat diye sergiledikleri onlara yaşattıklarımız olacaktır.Ne ekersek, onu biçeceğiz.
Canım seninle yaşadığım ve bize yaşatılanlar için önce sana sonra emeği geçen herkese teşekkür borçluyum.İnşallah yurt dışı gezin çok sürmez ve bunu seninle yakın zamanda paylaşırım.Seni seviyorum canım benim...Seni seven ve hasretle bekleyen arkadaşın
YORUMLAR
Sevgi ne güzel size bu duyguları kaleme dile getirmiş tebrik ederim çok güzel bir yazı okudum sevgi adına
Kutlarım hep sevgiyle kalın
Semiray Sezgin
Sevginin dili kısaca sevi yeteneği şairin gönlünden akmış kağıda ve oradan ererken gönle...
içten, naif ve yalın bir anlatımla bizler de çıktık beraberce bu yolculuğa.
Yüreğinize sağlık sevgili dostum.
kutlarım can-ı gönülden.
Sevgiler, selamlar yürek dolusu...