- 2233 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ABDÜRRAHİM KARAKOÇ’LA SAHNEDE
ABDÜRRAHİM KARAKOÇ’LA SAHNEDE
Özellikle son yıllarda Türk Halk Müziğinin repertuarına güzel bir türkü eklendi. Bendenizin de elinden gelen bir uğraşı olduğundan duyarak, hissederek, sözlerindeki güzelliği düşünerek, hatta kimi zaman tartışarak çalar söylerim.
Bu türkü kısaca MİHRİBAN türküsüdür. Bu türkünün sözleri sevgili dostum, ustam, arkadaşım, hocam Abdürrahim KARAKOÇ’ a, bestesi ise usta bağlama Musa EROĞLU’na ait olduğunu bilmeyenimiz yoktur.
Bütün türküler güzeldir aslında. Bizden birer parçadır. Zaten adı bile TürkTen dolayı TÜRKÜDÜR.
Hani şair der ya ( Bedri Rahmi Eyüboğlu galiba ) “ Ben şiirin hasını ayak sesinden tanırım, Nerede bir köy türküsü duysam şairliğimden utanırım “ Bu mealde bir söz. Yani türkülerde öyle güzel sözler vardır ki, insanın adeta dili tutulur.
Abdürrahim KARAKOÇ ‘la tanışıklığımız yıllar öncesine dayanır. Bilhassa ailece görüşmemiz bu dostluğu perçinledi.
Hatta, şiir kitabımın basılmasına da vesile olan odur. Şiirlerimi bilhassa onun gözünden saklıyordum. Şiir diye yazdığım o karalamaları Karakoç’a gösterme cesaretini bir türlü kendimde bulamamıştım.
Bir mecliste: “ Sevgili Kahraman, sen bu kadar güzel saz çalıp, türkü söylediğine göre senin şiirle de alâkan olmalı diye düşündüm, şunları bir görmek isterdim” sözü üzerine takdim ettim. Tepkisi:
“ En yakın zamanda bu şiirlere bir çeki düzen veriyorsun, kitabın adını da tespit ediyorsun, kitabın ön sözünü de benden başkasına yazdırırsan sana hakkımın helal edilmediğini de bilesin “ Dedi.
Nitekim, şiirleri gözden geçirdim, ancak kitaba bir türlü isim bulamadım. Aslında onlarca isim buldum amma, bir türlü içime sinmedi, beğenmedim. Çocuklarıma bile isim verirken bu kadar düşünmemiştim.
Bir gece Ankara’dan Hoca aradı: Hani kitabın adını verecektin ve ben de ona göre önsöz yazacaktım, aylar geçti “ dedi. Doğruyu söyleyip, kitaba onlarca isim bulmama rağmen beğenip isim veremediğimi itiraf ettim.
“ Beceriksiz herif, tamam, kitabın adını da ben vereceğim, kitabın adı ile ön sözünü yarın sabah sana fakslarım” dedi ve böylece DÜŞ RENKLERİ adlı şiir kitabım meydana çıktı.
Efendim: Devamlı irtibat halinde olduğum sevgili Karakoç’la Kütahya’da yerel BTV televizyonunda birkaç program yapma şansına da sahip oldum, kırmadı sağ olsun.
Geçen ay, Ankara’da “ Edipler Kahvesi “ adlı internetteki şiir sitesinin ve Mamak Belediyesinin organize ettiği bir Şiir Şöleninde idik.
Site,” her yıl bir Usta Şairi Anma günü “ yapalım fikri ile yola çıkmıştı. Sitenin faal üyelerinden oluşum, Abdürrahim Karakoç Hoca ile samimi görüşmem sebebi ile, bu tip faaliyetleri hiç sevmeyen üstada ulaşma, onu ikna etme, ve salona getirme görevi bana verildi.Zaten hoca gelmezse program da iptal olacaktı.
Bütün hünerimi gösterip hocayı Mamak Belediyesinin eski başkanlık binası olan Kültür Merkezine, Muhsin Ertuğrul Tiyatro Salonuna çıkardık.
Hocanın bir şartı vardı: “ Sahneye çıkarım, şiir hakkında konuşurum, amma yanımda sen oturursan. Aksi halde çıkmam “ Kabul ettim mecburen.
400 kişiye yakın seçme bir şair topluluğuna şiirin inceliklerini, tekniklerini anlattı.
Arada, bendeniz, sözlerini Karakoç’un yazdığı , bestesini Musa Eroğlu’nun yaptığı “ Sarı saçlarına deli gönlümü, bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban “ türküsünü Musa Eroğlu kadar olmasa da çalıp söyledim.
Keza, yıllar önce rahmetli saz ustası Zekeriya BOZDAĞ’ın bestelediği bir başka Mihriban türküsünü gene seslendirince hocanın gözleri dolu dolu oldu:
“ Unutmak kolay mı deme,
Unutursun Mihribanım.
Oğlun kızın olsun hele,
Unutursun Mihribanım.
Bilhassa, yine Karakoç Hocanın şiirinden Musa Eroğlu’nun bestelediği:
Başımdan bir kova sevda döküldü,
Üşümedim, ıslanmadım, yandım oy.
İplik iplik damarlarım söküldü,
Kurşun değmiş güvercine döndüm oy.
Türküsünü söylerken bana bakan gözlerindeki sevecenliği ve samimiyeti unutmam mümkün değildi.
Gerek hocanın gençlik yıllarının, gerekse uzun yıllara dayanan ikimizin hatıralarının paylaşıldığı bir güzel gecede herkes türküye ve şiire doydu. Şairler hocanın şiirlerinden en güzellerini seslendirdiler.
Sonrasında Mamak Belediye Başkanı Sayın Gazi ŞAHİN’in katılması, bizi plaketle onurlandırması, bu tip gecelerin sponsorluğunu daima almaya hazır olduğunu bildirmesi, asıl önemlisi de Kültür Merkezinde bir ŞİİR OKULU açıldığının müjdesini vermesi güzeldi.
Sırası geldikçe Karakoç’la olan hatıralarımı sizlerle paylaşacağım, efendim.
Günleriniz gönüllerinizce olsun. Allaha emanet olasınız.
YORUMLAR
Bu güzel anınızı bizlerle paylaştığınız için öncelikle teşekkür ediyorum ,O güzel şiir gecesinde sizi ve Abdrrahim Karakoç hocamızı dinleme şerefine nail olduğum için kendimi şanslı hissediyorum yüreğinize sağlık İsa hocam iyi ki varsınız diyor selam ve sevgilerimi sunuyorum...