- 660 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KAZAYDI
Evgin Atalay
Anlatmaya bir yerden başlamam gerek. Yoksa çıldıracağım, ruhumu rahatlatmalıydım. Karımla ayrıldık onun değimiyle onu terketmişdim. Bana hiç güvenmedi. Hep de hissettirdi bunu. Belki de haklıydı güvenmemekte. Ama oğlumu terk etmemiştim ki ben. Sadece annesiyle anlaşamadık ve ayrıldık. Ayrılmakla ne kadar doğru bir şey yaptığımı şimdiki eşimi görür görmez anladım. İlk görüşte âşık olmuştuk birbirimize. Evlendik. Fakat gene haklı çıktı eski eşim. Şimdiki eşime benim güvenilmeyecek adam olduğumu söylerken.
Ağabeyimin iş ortağı askerdi. Benimde arkadaşımdı. Ve çocuğun yemin töreni vardı. Törene yetişmek için Çanakkale’ye doğru yola çıktık. Arkadaşımın annesi babası birde ben.
Araba bariyerlere çarptıktan sonra takla atıp karşı yola savruldu. Üç kere takla attık, parçalara ayrıldık. Geçen yaz gittiğimiz piknikte, elimden kazayla düşürdüğüm ve parçalara bölünen karpuzu hatırlattı. Eşimin, ilk evliliğinden olan kızı Gülseren. Çok ağlamıştı o gün.
Şımarık şımarık:
"Niye benim elime vermediniz?"
Kızmama ses çıkarmaz görünürdü eşim Sultan. Ama içerlemişti belli ki. Suratı asılmıştı hemen. Altı yaşındaydı kızı. Babası o dört yaşındayken ölmüştü. Kalp krizinden. Bana cici baba derdi.
Caner, ilk eşimden olan oğlumdu. O, hiç şımarık değildi. Yedi yaşındaydı. Bu sene ikinci sınıfa gidecekti. Göremeyeceğim. Beni anlar mıydı acaba! Ama isteyerek olmadı. Kazaydı. Kazaydı.
Sultan hamileydi doğurdu doğuracak. "Erken doğum riski var",demişti doktor. Her gün, işe gitmeden evvel neyi nasıl yapması gerektiğini hatırlatıyordum kızıyordu.
"Uf! Çok konuşuyorsun, bunaltıyorsun beni"
Hızlı araba kullandığım için çok kızıyordu Sultan
"bir gün kaza yapacaksın, bizi sensiz bırakacaksın, hızlı sürme şu arabayı"
Umarım ölüm haberimi alırken yalnız olmazdı. Küsecek bana. Haklıydı. Eski eşimi haklı çıkardım. Yalnız bıraktım. Üzgünüm. Kazaydı. Doğumda bulunmak isterdim oysa. Acaba nasıl bir doğum olacak? Bebek kime benzeyecekti acaba bana mı annesine mi? Umarım annesine benzerdi. Annesine benzerse çok güzel bir kız olacaktı. İzleyeceğim onu buradan göreceğim ne yaparsa…
Caner’im kocaman oldu sahip çıkardı kardeşine. Annesi sorun yaratabilirdi. "Babanın bize tercih ettiği kadının kızı o"diye. Caner, umursar mıydı umursamaz herhalde. Gerçi annesinin safsatalarına inandığı olurdu. Mahkeme günleri onu almaya giderdim. "babaanneye gidelim mi? seni çok özlemiş’,derdim.
"Caner’im gelsin, ona sevdiği yemekleri yapacağım",dedi
Dediğime söylediğime bin pişman olurdum. Eskiden babaanneye gideceğini duydum mu, havalara uçardı sevinçten. Şimdi daha çekingendi, umursamazdı gözlerinde kaybetme korkusu vardı. Sanırım annesine ihanet edeceğini filan da düşünüyordu. Biraz konuşup anlatınca ayrılma nedenimizi anlıyordu.
Hızlı araba kullanıyorum diye çok kızıyorlardı bizimkiler. Sultan, annem, ablam, Caner bile… Dinlemeyişimin bedelini canımla ödedim. Baba yan koltukta, annede arka koltukta oturuyordu. Baba ölmüştü, anne camdan fırlamış olmalıydı. Etrafta kimsecikler gözükmüyordu ki haber verseydi bizimkilere, duyduklarında kıyameti koparacaklardı…
’anam’
Duyduğunda kaybolurdu. ’beni doğurduğun için pişman mısın anne’ diye sorardım hep. Kendimi ona karşı hep borçlu hissettim. Çok üzdüm onu çok. Çocukken benim yüzümden herkesten çok azar ışımıştı. Yaramazdım. Ama anamla iyiydi aramız beraberken sürekli şakalaşırdık. İlk eşimden dolayı, evden ayrıldığım için çok kızmıştı anam. Ama eski eşimle aynı evde kalıp yüz yüze bakmak istemiyordum. Her eve gittiğimde uzaklardan gelmişim gibi davranırdı, oysa bir gün gitmesem eve diğer gün ordaydım.
’ babam’ elleri koynunda kaldı adamcağızın. Babam, iyi adamdır, kimsenin tavuğuna kış demiş değildir. Dışarıdan bakınca çok mülayim gözükürdü. Ama dediğim dedik, otoriter bir adamda. Anama çok çektirmişti. Köyde anam çeşmeden su doldururken yanağından öpmüş bir kere, anamda "namusumla oynadı, konu komşu laf edecek" diye korkusundan evlenmiş babamla.
Ve kızım dünyaya gelmişti. Ben ölümle tanışırken oda hayatla tanışmıştı.
YORUMLAR
Defter'de güncel yazılara göz attım. Pek bana uygun şey bulamadığım için tanıdıkların kimleri yorumladıklarına baktım. Bir tutam hayat sizin bir öykünüzü yorumlamış, tıkladım okudum. Hani horozun kesildiği öykünüz. Sonra sayfanızın yanına, diğer yazıları gösteren kısma göz attım.Hep yaparım bunu. Tanımadığım bir sayfadaysam öykü isimlerine bakarım yani. İsmi beni çekti, bu öyküyü tıkladım.
Okudum, okudukça duygulandım, sonra boğazıma bir yumruk oturdu.Öykü bittiğinde gözlerim buğulanmıştı. Hem ben de bir babaydım hem çocuklarımdan uzakta yalnızdım odada, belki bundan, beni çok çarptı öykünüz. Çok hüzünlendim.
Yüreğinize sağlık, kaleminize sağlık efendim.
nitemtran
biten evlilikler, madur edilen çocuklar... demek ki hayat bittiğinde de insanı meşkul etmeye devam ediyorlar... Hayat yapılan seçimlerden ibarettir. Kiminle evleneceğimizi de, arabamızla kaç kilometre hız yapacağımız da kendi seçeneceğim yapacağımız seçimin başkalarını ne kadar etkileyeceği daha önemli olmalı ve seçimi bu kıstas üzerinde yapmalıyız. Sanırım bu zor bir uygulama oluyor, zira aşk ve adrenalin baskın unsurlar...Değerli yazarımı sade bir dille aktardığı bu güzel öyküden dolayı tebrik ederim...