- 658 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
KAR...
"Sarıkamış Şehitlerinin üzerine serili kar, yıllarca "görünmez" biçimde üzerlerinde örtülü kaldı. Üst üste yığılı donmuş ölülerin fısıltıları tarihin derinliklerine kazındı. Yaşananlar bir bilinmezliğin girdabına sürüklendi. Ne yenilginin nedeni, ne ölü sayısı tam olarak bilindi. Zaman geçti, tarihe uzanan eller o görünmez örtüyü araladı. Fısıltılar ses buldu. Ortaya Sarıkamış Harekâtı’ nın bilinmeyen öyküsü çıktı."
Yetkin kalemlerin bazıları bu tarihi olayı böyle değerlendirseler de, her olay sonrasında yaşananlar hiçbir zaman tam olarak açığa çıkmamış, akıllarda cevaplanmayan pek çok soru ve bilinmezliklerle dolu bir tarih yığını kalmıştır daima.
Yetkili ağızlar bir olayın ne kadar içinde olurlarsa olsunlar, olan bitenlerden tam olarak haberdar olmalarına olanak bulamazlar gene de.
Böylelikle tarihçiler de dahil olmak üzere, herkes olaylara kendi penceresinden bakıp, tarihi gerçekleri dahi görmek istedikleri şekilde yorumlamaya çalışıyorlar çoğu kez.
Asıl gerçekler, bu tezatlıklar karmaşasında iyiden iyiye içinden çıkılmaz bir hal alıyor.
1914 yılının Aralık ayına denk gelen Sarıkamış harekatının ne anlama geldiğini ve sayıları hakkında kuşkular bulunsa da, verdiğimiz onca şehitlerimizden haberdar olmayanımız yoktur elbette.
Yıllar sonra yapılan eleştirilerin gündeme gelmesiyle sis perdesi aralanır gibi olmuşsa da, bu durum bir kaos yaratmaktan başka bir işe yaramamıştır.
Öyle ki;
Harekatın zamansız yapıldığından tutun da. Hava koşullarının acımasızlığına. Askerlere kışlık üniforma, erzak, mühimmat yollamak için sivil yük gemilerinin Karadeniz’de batırılmasına. Ve Enver Paşa başta olmak üzere savaşı yönetenlerin askeri başarısızlıklarından, hatta acizliklerinden söz ediliyor olması.
Benim ilgimi çeken asıl konu; böylesine acı bir olayı bile dini motiflerle bezeyip, İslami tepside görücüye çıkarmak niyetiyle dile getirildiğini hissediyor olmamdır.
“Osmanlı hanedanının devamını arzulayan ve hanedana gönülden bağlı bir komutana, sırf Sarıkamış üzerinden küfürler edilmesine gönlüm râzı gelmiyor.Enver Paşa, Sarıkamış’ ın sorumlusu ise, Çanakkale Savaşının da kahramanıdır
Sormazlar mı; Peygamberimizin övgüsüne mazhar olmuş Fatih Sultan Mehmed Han’ ın, başarısız olmuş Belgrat kuşatmasın da kaç şehit verdiğimizi.
Ya da Ankara Savaşın da, Timur’ a mı, yoksa II. Beyazıd’ a mı, hangisine kırdırılan onca canlar için hakaret edeceğiz.
Cenazesi Pamir dağlarından alınıp İstanbul’ a getirildiğinde, Ayvaz Gökdemir mezara iner ve eliyle kabre yerleştirir. Görür ki 70 yıl sonra bile bozulmamış bir beden durmakta.”
Ya Rabbim, Senin de malumundur ki, aklımı ve ruhumu her yoklayışımda, yatacak yeri olmayan zavallı ve aciz bir kulun olduğumu düşünüyorum.
Şu sıralar bütün yurtta soğuk hava ve kar var. Bir o kadar da kara isyan!
O ölümsüz Şehitlere gene de bir Fatiha var mıdır acaba.
Ben ellerimi açarken acı değil, utanç duyuyorum. Malumundur Yaradanım.
YORUMLAR
Ekleyecek bir şey yok çok doğru tespitler,kazanırsan fatih,kaybedersen hain olursun,selamla.
DEVRİM DENİZERİ
Sağolasın. Fazla söze gerek yok.
Hayata özlemini duyduğun en büyük şey, insan gibi insanlarla karşılaşabilmektir.
Siz, o yüce dağlar gibi tertemiz, özgür, soylu ve cesur kişiliğinizle. İnsan sarrafı, kadir bilir bilge yanınızla insanlık alemine düşmüş bir kahramansınız inanın.
İyi ki varsınız can dost.
DEVRİM DENİZERİ
Siz, o yüce dağlar gibi tertemiz, özgür, soylu ve cesur kişiliğinizle. İnsan sarrafı, kadir bilir bilge yanınızla insanlık alemine düşmüş bir kahramansınız inanın.
İyi ki varsınız can dost.