- 2660 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
KAR YAĞIYOR
Her mevsim kendine özgü güzeldir. Bahar aylarında doğa yeniden canlanır, yeni bir yaşama hazırlanan bebek gibi gülümser dünyaya. Çiçekler neşe içinde açma çabasına düşerler. Ardından, yaz mevsimi gelir. Güneş, hem dünyayı hem de insanları ısıtır. Ardından sonbahar, iki mevsimin yorgunluğunu yüklemiştir sırtına, sanki yaşlanmaya başlayan birinin ağırlığı ve hüznüyle bir sonraki mevsime erişmek üzere yola çıkar. Soğuk başlar, güneş saklanır. Artık mevsim kıştır.
Şu anda dışarıda kar yağıyor, kar taneleri bir melodiyi çalmakta rüzgârın ıslıklarıyla. Salonumun penceresinden karın yağmasını seyrediyorum. Karanlık olan sokak, karla birlikte aydınlanmış durumda. Soğuk … İnsanlar titreşerek yürüyor. Ve ben onları izlerken çocukluğuma ziyarete gidiyorum. Beni izleyin lütfen!
Rahmetli babam ilkokul öğretmeniydi. Dolayısıyla da hem babam, hem de öğretmenimdi. Okulumuzun yanındaki lojmanda oturuyorduk. Annem ise ev hanımıdır. Çok beceriklidir. Üretmeyi, fedakârlığı sever. Ben ve rahmetli abim babamın öğrencisiyiz. Beş sınıfı birlikte okutuyor. Önce birinci sınıflara ders anlatır, onlara ödevlerini verir ve diğerlerine sırayla geçerdi. Fakat o kalabalıkta, hiçbir sınıf diğerini rahatsız etmezdi. Belirli bir düzende ders devam ederdi. Babam, okulun hem öğretmeni, hem müdürü, hem de hizmetlisiydi.
Üç- dört köyün öğrencisi okulumuzda eğitim görürdü. Şimdiki gibi okul servisi, özel arabalar yoktu. Köyden gelen çocuklar toplanarak, sabahın çok erken saatinde okula gelirlerdi. O zamanlar, kar daha fazla yağardı. Neredeyse belimize kadar çıkardı. Evlerin çatıları karla kaplanır, ilk geçen insanların izlerinden ilerlerdi diğerleri. Biz o konuda şanslıydık. Evimiz hemen okulun yanında olduğu için koşarak geçerdik okula. Akşamüzeri de aynı kafile toplanarak çıkarlardı yola.
Bazen o kadar çok yağardı ki kar, babam öğrencileri o soğukta göndermek istemezdi. Bazılarını köyde akrabalarına gönderir, olmayanları da eve getirirdi. O geceler, evimiz kalabalıklaşırdı. Annem, oturma odasına yatakları serer, öğrencileri yatırırdı.
O köyde çok güzel anılarım vardır. O okul ve bahçesi benim hayat deneyimimin, dostluğun, insanlığın ilk malzemeleri, laboratuvarı gibidir. Babam, köyün öğretmeni, annem ise köyün bedava dikiş diken terzisiydi. Eline kumaşını alan gelirdi bizim eve. Annem onları diker, provalarını yapar ve hiç para almadan gönderirdi.
O köyde tam tamına on bir yılım geçti. İki yıl önce o köye ziyarete gittik. Köyü diğer köylerle birleştirip, daha modern evlere yerleştirmişlerdi. Fakat yeni yapılara uyum sağlayamayan ya da gitmek istemeyen aileler eski köyde kalmışlardı. Köyden girdiğimizde çoğu şey değişmişti. Tarlaların içine, evlerinin yanına tavuk çiftlikleri kurmuştu çoğu. Komşularımıza gittik. O kadar çok sevindiler ki anlatamam. Arkadaşlarım da benim gibi yıllara yenik düşmüş ve yaş almışlardı. Köyde yaşamak, insanı daha çok yıpratıyor olmalı ki onların yanında kendimi daha genç hissettim. Beden gücü gerektirdiği için olmalı. O zaman aslında gitme amacım hem eski dostları görmek, hem de anılarımın gizlendiği o okulu, o bahçeyi ve oturduğumuz lojmanı görmekti. Gittiğimiz evin bahçesinden oraya baktım. Okul, hizmet vermediğinden bakımsızlıktan çökmüştü.
Uzaktan okula ve anılarıma gözlerimle el salladım. Hayat buydu işte. Tıpkı viraneye dönmüş okul ve zamana direnemeyen evler ve insanlar gibi.
Kar hala yağmaya devam ediyor. Ben, babamı, ağabeyimi çok özlüyorum. Onlar şimdi karın altında yatıyorlar. Üşüyorlardır şimdi.
Nermin KAÇAR
YORUMLAR
güzel bir anıydı
evet eskiden bir şey kalmıyor ne yazık ki sadece anılarımızda veya solmuş siyah beyaz resimlerde kalıyor
evet kar ben ona beyaz cennet derim
ne güzeldir yağması tabi ki zor yanları da var yaşayanlar için ne yazık ki bize sadece soğuğu geliyor
güneş üzerimizde pırıl pırıl parlıyor ve soğuk ısıtmaya gücü yok bu soğuğu
saygı sevgimlesin canım
Ne güzel bir anı.
İnsan hayatı böyle küçük yerlerde öğreniyor.
Çevre genişleyip büyüdükce, insanlık küçülüyor mu ne..
Ben de terzilik yaptım.
Parayla dikerdim ama fazla para almazdım.
Özellikle yoksul olduğunu anlamışsam para almam derdim.
Bir çocuğa bedava dikerim dedim, şimdi ne diktirdiğini unuttuğum giysiye, diktirmedi.
Böyle gururlu insanlar da var.
tebrikler,
sevgilerimle..
Olur da bu Kadar mı olur? Bana babamı, annemi yazmışsınız. Birebir aynı. Aynı kar, aynı misafirler, aynı lojman, aynı tek öğretmen beş sınıf, aynı anne terziliği parasız (öğrencilerin tamamının önlüğü annemden) ve köyün kamulaştırılıp baraj yapımından sonra yeni bir yere nakledilmesi...ENTERESAN BİR BİRLİKTELİK YAŞAMIŞIZ DEĞERLİ YAZARIM. SAYGIYLA