GÜNÜMÜZ TÜRKİYE'Sİ VE MELEKLERİN CİNSİYETİ
GELECEĞE MEKTUPLAR – 12
GÜNÜMÜZ TÜRKİYESİ VE MELEKLERİ CİNSİYETİ
Aşağıdaki makalemizde, Türkiye Cumhuriyeti’nin de kutsal sayısı olan 7 kutsal sayısı ile 7 anekdot yazıp.. geçmişe, günümüze ve geleceğimize kısa bir yolculuk yapmak istedim. (Meraklıları için kutsal sayılar ve sırları için bak. "surprizsite.com/ kutsal sayılar ve sırları" kitabı)
BİRİNCİ ANEKTODUMUZ: (Alıntıdır) SAFA ASYA müstear adlı yazar, "2013’DEN 2023’E GAYBİ GELECEK.." adlı kişisel web sitesinde, 03- Ocak- 2015 tarihli "AKLINIZDAKİ TÜM MEHDİ ADAYLARINI UNUTUN" başlıklı yazısında özetle; Hz. Mehdi ’nin çıkış alametlerinden biri olan Suudi Arabistan konusundaki hadislerin ve bunları yorumlarını şöyle özetler: "91 YAŞINDAKİ SUUD KRALI ABDULLAH SOLUNUM YETMEZLİĞİ NEDENİYLE HASTANEDE YATIYOR. YERİNE İKİ VELİAHT BİRDEN TAYİN ETTİ. ÇÜNKÜ ONLARIN DA BİRİNCİSİ 78 YAŞINDA VE O DA HASTA. HADİS YORUMLARINA GÖRE ALLAHU ALEM: Bu Abdullah vefat edince Suudi Arabistan’da isyan çıkacak. İsyanın başına Haşimiler geçecek. İsyanın Merkezi Mekke olunca iki Haşimiyi Mekke Emiri infaz edecek. Bunların Şeyh Ayetullah Nemr ile kardeşi Muhammed olabileceğini daha önce yazmıştık.(Kardeşi Muhammed’i yeni yazıyoruz.) Bazı hadis yorumlarında o iki kişinin kardeş oldukları da geçiyor.
Bu iki Haşiminin Haremi Şerif’de infaz edilmesi üzerine Cenabı Zülcelal Medine’de bulunan ve Mehdi olduğundan habersiz yaşayan Hz.Mehdi AS’a Mehdi olduğunu bildirecek ve Mekke’ye gönderecek.
Bundan önce; yedi alim Hz.Mehdi AS’ı Mekke’de bulacaklar ve biat etmek isteyecekler ama, Hz.Mehdi AS kendisini Mehdi bilmediğinden bunu reddedecek ve Medine’ye dönecek. Bu üç defa tekrar ettikten sonra, işte bu iki Haşimi infaz edilecek.
Geldiğimiz şu noktada Hz.Mehdi AS’ın zuhurunun da İnşaallah çok yaklaştığını umut ediyoruz. Hz.Ali Efendimizin ifşaatlarında Suud Kralı öldüğü andan itibaren Hz.Mehdi AS’ın bulunabileceğine dair rivayet var. Belki de bu yedi alim de bu rivayete istinaden Mekke’ye gidecekler..."
İKİNCİ ANEKTODUMUZA GELİNCE: (Alıntıdır) Yukarıdaki yazının devamında; "Tabi aynı rivayetlere göre (yani Hz.ALİ Efendimizin rivayetlerine göre) Hz.MEHDİ AS’ın çıkması için Türklerin de "CUŞ ETMİŞ" olması gerekiyor. Onun da eli kulağında ve her an olabilir. 2015 yılının Nisan ve Mayıs ayında Kürtleri arkasına takan Ermeniler ayaklanırsa Türklerin de CUŞ EDECEKLERİ GÜN GİBİ ORTADADIR.
Türklerin CUŞ ETMESİ’ni (09-Aralık-2014 GAYBİ HABERLER WEB SİTESİ şöyle açıklıyor.) "TÜRKLER CÛŞ ETTİĞİNDE.. Müştakzade şerhinde Hz. Ali RA bir kasidesinde şöyle buyurmuş: “Aya oğlum! Türkler cûş ettiklerinde Mehdi-i Adil’e muntazır ol.” Yani: “Türkler coştuğunda, içten kaynadığında, karıştığında Mehdi’nin zuhurunu bekle.”
Nazım Kıbrısi sohbetlerinde Mehdi’nin zuhurundan önce iki şeyin olacağını söylemiştir.
1) "Türkiye’de bir inkılap olur."
2) " Mehdi (a.s.) zuhurundan evvel bir hareket olacak, cenup hududu açılacaktır. Suriye hududu kalkar Şam’la bir
olur." (Başka bir alıntıda ise Suriye yerine Suudi sözü geçiyor) Bu durumda Mehdi’nin zuhurundan önceki Türklerin cuş etmesini; ülkenin içten kaynaması ve bir inkılap olarak değerlendirebilir miyiz?"
ÜÇÜNCÜ ANEKTODUMUZA GELİNCE: (Alıntıdır) Birinci anektodumuzdaki Safa Asya’nın yazısının devamında, "YORUM" bölümünde KARA SANCAK adlı bir okuyucunun ’ÖNEMLİ’ başlıklığıyla yaptığı yorumunun girişi şöyle; ’2015 YILININ NİSAN VE MAYIS AYINDA KÜRTLERİ ARKASINA TAKAN ERMENİLER AYAKLANIRSA TÜRKLERİN DE CUŞ EDECEKLERİ GÜN GİBİ ORTADADIR. ’Ve devamında ise, "TUNUS’TA BİR VAK’A (OLAY) OLUR. BİR VAKA DA REY (TAHRAN) ŞEHRİNDE… BİR VAKA DA ŞIRNAK’TA GÖRÜLDÜKTEN SONRA, SAĞ AVUCUNDA BİR BEN BULUNAN HAŞİMİ BİR GENCİN KOMUTA ETTİĞİ, SİYAH BAYRAKLI BİR ORDU ÇIKAR.
REY VAK’ASINDAN SONRA MEDAYİN’DE DE BÜYÜK BİR VAK’A OLUR. KERKÜK’DE KURTULABİLENİN ONU ANLATACAĞI BİR VAK’A GÖRÜLÜR VE SONRA BÜYÜK BİR KATLİAM MEYDANA GELİR. NUSAYBİN ARZINDA DA BİR VAK’A OLACAK."
Yorumcu, yazarın yazdığı yazının geneli hakkında şöyle bir değerlendirme yapıyor) "ADMİNİN YAZDIKLARI HEMEN HEMEN DOĞRU GÖZÜKÜYOR VE EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR." ŞU ANDA ŞIRNAK BÖLGESİ VE
(yazısının devamını ise şöyle sürdürüyor.) ŞU ANDA ŞIRNAK BÖLGESİ VE NUSAYBİN BÖLGESİNDE HENDEKLER KAZILMIŞ DURUMDA ÇADIRLAR KURULMUŞ MİLLET MUHAKEME EDİLİYOR VE BÖLGEDEKİ ÖZELLİKLE KADINLARA SİLAH EĞİTİMİ VERİLİYOR. BURADAKİ AMAÇ 21. MART. 2015 YANİ NEVROZ DA APO NUN AÇIKLAYACAĞI KARARA BAĞLI OLARAK İÇ SAVAŞ ÇIKABİLİR. (Ve içeriğini tastik ettiği yazıya kendisinden de bir yorum ekleyip, şunları ilave ilave ediyor.) SİZLERİN HİÇ DUYMADIĞINIZ İKİ HADİS-İ ŞERİFİ PAYLAŞMAK İSTİYORUM:
1) CUDİ DAĞIN ETEĞİNDE ÖYLE BİR KAN AKACAK Kİ İNSANLAR KANIN ÜZERİNDE AKACAKLAR
2) CUDİ BÖLGESİNDE SAVAŞ ÇIKACAK ÇOK KAN AKACAK VE SİYAH AYAKLKABILILAR KAZANACAK."
DÖRDÜNCÜ ANEKTODUMUZA GELİNCE (Alıntıdır) (Pazar, 04 Ocak 2015) HDP İstanbul İl Kongresi HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın katılımıyla yapıldı. Selahattin Demirtaş kongrede yaptığı konuşmada, yüzde 10 seçim barajının darbeciler tarafından getirildiğini belirterek, “Tüm iktidarlar da buna sarıldı. Darbecilerin ipiyle kuyuya indiler. Halk iradesine gem vurdular” dedi. (Ve hükümet ile yaptıkları GÖRÜŞME SÜRECİ’ni kastederek) " "Geldiğimiz noktada, nokta artık bu mücadelede dananın kuyruğunun kopacağı noktadır. Dananın kuyruğu kopacaksa bugün, 100 yıl önceki gibi, kuyruk değil dana bizde kalacak. Bizi Suriye’deki gibi paramparça etmek isteyecekler. Kürt, Türk ile Arap’la aynı binada aynı şehirde yaşayamaz hale gelirse o zaman işte emperyalistlere ekmek çıkacak" dedi. Demirtaş, ’bölünmeyelim’ şeklinde ifadeler kullanıldığını ifade ederek, "Bölünmemenin alternatifi ’tek’ olmak değildir. Biz ’tek yürek’ derken onlar ’tek millet, tek dil’ olmaktan bahsediyorlar. Bugüne kadar bölen parçalayan politikalar tekçi politikalardı. Kendi gibi düşünmeyene yaşam şansı tanımıyorlar bu topraklarda" diye konuştu.
BEŞİNCİ ANEKTODUMUZA GELİNCE: (Alıntıdır) Zaman gazetesi, 06-01-2015. 6 Ocak 2015. KCK Yürütme Konseyi Başkanı Cemil Bayık, AKP iktidarının Öcalan’ın çözüm sürecindeki yol haritasını kabul etmemesini ‘savaş’ ilanı sayacaklarını söyledi.
Alman Die Welt gazetesine konuşan Bayık, AKP’nin ise kendileriyle savaşı göze alamayacağını anlattı. Bayık, “Bu süreç, tek taraflı bir süreç. Bu yolu seçtiğimiz için pişmanlık duymuyoruz. Bir sonuca ulaşması için, liderimiz Abdullah Öcalan bir yol haritası hazırladı. Hükümetten bu öneri konusunda ne düşündüğünü sorduk. Hükümet şayet bunu kabul etmez ise biz bunu savaş ilanı olarak kabul ederiz. Fakat şimdi bize karşı savaşı göze alamazlar, çünkü önümüzde parlamento seçimleri var. AKP hükümeti, önce anayasayı değiştirecek ve başkanlık sistemini getirecek bir zafer kazanıp, ardından bizimle savaşa gidecektir. Biz bu nedenle, her şeyin seçimlerden önce ortaya konulmasını istiyoruz. Bizimle pazarlık yapılıp yapılmayacağının açıklanmasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı. Bayık, bir soru üzerine, “Üçüncü bir taraf olmadan dünyada hiçbir problem çözülemez. Türkiye en çok ABD’ye güveniyor. ABD bu arabulucu olabilir.” diye konuştu. Muhabirin, “ABD ile irtibat halinde misiniz? ABD size mesaj yolladı mı?” sorusuna ise “ABD, Ortadoğu’da Kürtler olmadan bir politika geliştiremez.” şeklinde cevap verdi. Bayık, kesin barış olması halinde de Türkiye’ye dönebileceğini anlattı.
SORU: İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ İÇ VE DIŞ ŞARTLAR ÖZETLE BÖYLE İKEN, BİZLER NE YAPIYOR VE NE İLE NİÇİN NASIL ve NE KADAR.. MEŞGUL OLUYORUZ?.
ALTINCI ANEKTODUMUZA GELİNCE: Dünyaca ünlü dinler tarihi uzmanı, araştırmacı ve yazar, rahmetlik AYTUNÇ ALTINDAL, Destek yayınları’ndan çıkan "Kehanetler Kitabı / Türk İmparatorluğu’nun Yıkılışına Dair " adlı Laonicus Chalcondyles’in "Kehanetler Kitabı" tercümesi olan kitabında; Türkiye Cumhuriyeti’ne de temas etmiş ve yaptığı kehanete göre, "Hristiyan Prensliklerin birleşmesi, (yani A.E.T.) Türk imparatorluğunun sonunu getirecektir.Türk İmparator- luğu’nun (devletinin) başına geçecek 11’inci prensin (devletin başkanı= Cumhurbaşkanı veya Başkakanı kastediliyor) adı, tam 11 adet harften mürekkep olacak. Bu 11’inci Prens döneminde Türk devleti, büyük bir sarsıntı geçirerek, yıkılma noktasına gelecektir" kehaneti yer alır. Burada ilginç olan günümüze hitap etmesi ve Türkiye’nin 11. Cumhurbaşkanı olan , Abdullah Gül’ün ad ve soyadını meydana getiren harflerin toplamı da, 11 tanedir. Ancak burada şu soru akla gelebilir. Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı dönemi kapandı ve Türk devleti A.E.T. tarafından işgal edilmedi. Böylece kehanet boş çoktı. Hayır. Böyle yorumlamamak gerek. Bu kehanetin doğru yorumu ise şudur. "Abdullah Gül, çok yakında yeni bir parti kurarak, girdiği ilk seçimde yine Türkiye’nin başına geçeceği gerçeği de bu kehanetten anlayabiliriz.."(Allahu alem)
NOT: Bu kehanetdeki bilginin benzeri, Türkçe kaynaklarda geçen bir çok hadis, keramet, kehanet vardır. Yer darlığından bunlara değinilmemiştir.
YEDİNCİ ANEKTODUMUZA GELİNCE: Önce dünkü şanlı tarihi geçmişimize şöyle biraz uzanıp, Fatih Sultan Mehmet ile SUR’ların dibine gidelim ve o günlerde düşmek üzere olan İstanbul’un din adamları olan papazların hararetle tartıştıkları ve bir türlü de bitiremedikleri günün en önemli konusuna biraz kulak misafiri olalım. Zamanın gündemi, "DÜŞMEK VE TARİHTEN SİLİNMEK ÜZERE OLAN BİZANS İMPARATORLUĞU VE HALKI DEĞİLDİR." Ya, nedir?.. derseniz , cevap şaşırtıcıdır ve tartışılmakta olan konu şudur: MELEKLER, DİŞİ MİDİR, YOKSA ERKEK Mİ?.."
Tarihten tekrar günümüze geri gelirsek; etrafımız ateş çemberi ile örülmüş, Dünya’nın büyük güçleri Çin, A.B.D., Rusya, İngiltere, hatta İsrail bile Yunanistan’la ortak dev boyutlu tatbikarlar yaparak birbirlerine gövde gösterisinde bulunurken, Türkiye ise; MÜSLÜMAN- GAYRİMÜSLİM, ALEVİ -SÜNNİ, TÜRK- KÜRT, ZENGİN-FAKİR, SAĞCI -SOLCU.. şeklindeki, yaşadığı çok sert ayrışmalar yetmezmiş gibi, şimdi bir de, iki yeni AYRIŞMA ile yüzyüze. Bu ayrışmanın birisi, bir tarafın görüşü olarak, DEVLETTE, Dünya’nın en büyük yolsuzluklarının yapıldığı iddaası ve bu iddaanın KARŞISINDA da, ayrışmanın diğer tarafı ise, yolsuzluklar ile suçlanan tarafın iddaası ise "PARALEL DEVLET!.."
Yani Türkiye’nin en zor günlerini yaşarken, mevcut gücünü ve potansiyelini birileri, halkını birbirleri ile didişerek harcamakta...Üselik de; Batı’nın Çanakkale yenilgisinin ve sözde Ermeni kıyımının yüzüncü yılında intikam ateşiyle tutuşurken ve de iki milyon konuk Suriye’linin ekonomik dengelerimizi zıplatırken, üstelik ilköğretim okullarında uyuşturucu kıskacı altında inlerken.. bizler ise kısaca ve özetle, bu toprakların kendisine has olan ve İstanbul’un fethinden (2015 - 1453 = ) 562 yıl sonra, yine ve yeniden ve de hararetle yine galiba, MELEKLER İN CİNSİYETİ’Nİ TARTIŞTIRIYORLAR!..
PARALELCİ, HIRSIZ KİKİLEMİ!..
Sayın okuyucu. Bu çarkın dişlisi olmak istemiyorsan, bu makaleyi lütfen paylaşır mısın?..
07 - 01 - 2015
Mürsel Münevveroğlu
munevveroglu@
Surprizsite.com ve Has-gül vakfı.com
Genel Yayın Yönetmeni
Konak –İZMİR.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.