- 492 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GEÇMİŞİN İZLERİ
Hafızamızın katmanlarında gizlenen sesler,kokular bizi onu ilk duyduğumuz, ilk hissettiğimiz günlere götürür. Arap sabunun kokusu, uzun uzun çalan zil sesi,metal bir dolaba anahtarla vurulduğunda çıkan ses beni alır yatılı okul günlerime götürür.Taze nane kokusu annemdir.Tangolar,caz müziği hafızamda babamın tranpapa tranpapa seslerine karışır.Bazen bir çıngırak sesi mahalleden yoğurtçunun geçtiği günleri aklıma getirir.Bazen de havada bir pamuğun uçuşması babaannemin Hallacın başında dikilerek yünleri ,pamuk yastıkları attırdığı günlere götürüverir beni.Düşünüyorum da kokular ve sesler olmasa geçmişimiz,anılarımız olmazdı.Biz olmazdık.Anılarımıza yolculuk yapmanın tek yolu sesler ve kokulardır. öyle olmasa onca sesin arasında sevdiğimizin sesini duyunca kalbimiz öyle atmaz,kokusunu duyunca başımız dönmez,gözümüz kararmazdı.Sesler ve kokulardır bizim kimliğimizi oluşturan.Ancak insan bir kendi sesine,bir kendi kokusuna yabancıymış.Sesimizi,kokumuzu tanıyamazmışız.Belki de ondan bu kadar kendimize uzağız,yabancıyız.Başkasının sesine kokusuna belki de ondan bu kadar muhtacız.Belki de aşkın peşinde koşarken kendimizedir koşumuz .Aşkın sesinde,kokusunda beniğmize ulaşmaktır çabamız.Acaba aşk kendimize en yakın sandığımız kokunun, sesin aslında ne uzak olduğunu anladığımızda mı bitiyor?
Sanırım sesler, kokular olmasa aşk da olmazdı..Anılarımıza ,geçmişimize ulaşmak için hep başkasının sesine kokusuna muhtacız,Anılarımızın içinde deli gibi duymak istediğimiz bir ses, bir koku hep olacak.Ve biz o kokuyu,o sesi ne zaman duysak o günleri yeniden yaşayacağız .Belki unutamadığımız bir şarkı,bir parfüm kokusu, fırından yeni çıkmış ekmeğin kokusu ya da çay bardağında şıkırdayan kaşığın sesi bizi alıp geçmişimize götürecek. Duymak istediğimiz bir ses bir koku hep olacak.Olacak ki biz olalım . Canan YÖNTER