- 1180 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
KALDIR KIZIM BAŞINI. İNSANLIK BAŞINI EĞSİN.
Bu gün biraz mizahın dışına çıkalım ne dersiniz? Siyaset ve tarih de bir kenarda dursun.Hem nasılsa siyaseti de tarihi de bilmiyor muşum. Başka bir konudan konuşalım bu gün. Yani kısaca bu gün ben alışageldiğiniz yazılarımın dışına çıkmaya karar verdim.
Evet bu gün konumuza lezbiyen, gay,transseksüel, biseksüeller, kısaca LGBT ile başlayalım bakalım sonrasında nereye kadar uzanırız.
İyi de nereden başlayacağız olaya?
Hımmmm.. Önemli bir soru. Benim face bookta yayınladığım bir yazım ile başlayalım mı?
Ne demiştim o yazımda?
Aslında çok fazla bir şey dememiştim. Çünkü paylaştığım bir kaç resim demişti denilecekleri. Peki ne vardı o resimlerde? Bazı CHP ve BDP milletvekillerinin LGBT yürüyüşünde en ön saflarda oluşu vardı. Ben özellikle CHP Milletvekili Şafak Pavey’i ele alarak kendisi de bir engelli olduğu halde engellilerin sorunları için tek bir eylemi ve söylemi olmayan bu milletvekilinin LGBT yürüyüşünde protezli bacağı ile saatlerce yürümesini esefle kınamıştım.
O günlerde hiç bir Allah’ın kulu çıkıp da ‘’ Abi sen ne yapıyorsun yahu. Lezbiyenler, gayler, transseksüeller, biseksüeller de insan, onların da bu toplumda saygı görmeye hakları var’’ demedi. Onları savunan filan da olmadı. Baktım gördüm ki ben ne kadar sevmiyorsam toplum da aynı ölçüde sevmiyordu onları.
Evet..Ben onları dün sevmiyordum, bu gün hâla sevmiyorum. Fikir ve düşüncelerimde bir değişiklik olmadı. Haa sevmiyorum derken yanlış anlaşılmasın. Dinim ve inançlarım, öyle yetiştirildiğim, onları insan olarak görmediğim,ahlaki değerlerim filan değil bu sevgisizliğimin sebebi.Bunu nasıl izah edeyim bilemiyorum ama şöyle bir örnek verirsem sanırım daha anlaşılır olacaktır:
Mesela yılbaşı gecesi…Millet kızlı erkekli dans ediyor, kimi içki şişelerini diplemeye çalışıyor, kimi müziğin ritmine uymuş eğleniyor, kısaca herkes eğlence modunda. İşte böyle bir ortamda vatandaşın biri seccadesini sermiş meydanın ortasına namaz kılıyor. İşte ben böyle insanları sevmiyorum. Onun bu hareketi bana bir mevlit proğramında striptiz yapan bir kadının davranışından farklı gelmiyor. ( Yanlış anlaşılmasın. Bir mevlit okunurken striptiz yapan filan yok. Misal olarak dedim)
İşte LGBT yi bu yüzden sevmiyorum. Yoksa ne cinsel tercihleri, ne de o cinsel tercih doğrultusundaki cinsel eylemleri beni ilgilendirmiyor. Verilecek bir hesapları varsa o hesabı verecekleri makam ben değilim çünkü.
Ben mesela içkili bir barda erkeklerin omuzlarında dolaşan bir türbanlı kız görüntüsüne sinir oluyorum ama hiç de mecbur olmadığı halde tüm kadınların haşemayla yüzdüğü tamamen kadınlara ait bir yüzme havuzuna bikini ile gelen kadına da gıcık oluyorum.
Sanırım anlatabilmişimdir. Ben aykırılıklarını ve farklılığını insanların gözünün içine sokan insanları sevmiyorum. LGBT yi sevmememin sebebi de bu. Çünkü onlar bunu çok fazla yapıyorlar.
Resim 1, 2,3 ve 4 teki gibileri sevmiyorum.
Hele hele de bu toplumu küçümseyen, bu toplumun değerleriyle dalga geçenlerini hiç mi hiç sevmiyorum ve onlara karşı hoşgörülü filan da değilim. Mesela resim 5 teki gibi. Anıtkabiri kendi bayraklarının rengine boyayanları…( Bu tabii ki sanal bir boyama ama bunu sanal alemde paylaşmak bile edepsizliğin daniskasıdır) Mesela Resim 6 daki gibi…Türk bayrakları asılı balkonundan muhtemelen bir gösteriyi seyreden bir Hacı babanın eline fotoşopla LGBT bayrağı tutuşturmak gibi.
Şimdi gelelim işin ama kısmına. Amma velakin bu insanları sevmiyor olmam herşeyden önce hepsini birden sevmiyorum anlamına gelmez. Neticede günahlarıyla, sevaplarıyla onlar da insan ve esasen toplumda öyle günahlar var ki o günahları işleyenlerin yanında bunlar melek kalır. Ayrıca yukarıda da belirttiğim gibi günahları sorgulama ve yargılama mercii değiliz hiç birimiz. Yani bu insanlara kötülük yapma hakkımız yok. Ben kendi adıma bu insanlara herhangi bir kötülük yapamam. Yapılmasına da elimden geldiği kadar engel olmaya çalışırım.
Yazımın buraya kadar olan kısmını özellikle kaleme aldım. Bu toplumdaki iki yüzlülüğü dile getirmek için. Anlatacağım şey aslında ikiyüzlülüğün çok da ötesinde bir iğrençlik.
İğrençlik olan konu şu:
Dün bir travesti olan Mehtap Zengin( Resim 7) İstanbulda Boğaz Köprüsünden atlayarak intihar ediyor. Bu intiharın hemen akabinde haber tabii ki sosyal medyaya da düşüyor. Sosyal medyaya düşer düşmez de yorumlar başlıyor.
Yorum yapanların bir kısmı Mehtap Zenginin travesti arkadaşları. Tepkileri ise aynen şöyle:
"işte görün ; travesti arkadaşların daha çok para ve rekabet yarışı uğruna birbirine ne kadar ciddi ve telafisi olmayacak zararlar verdiğini görün !!! . herzaman söylüyorummm ,bu ülkede bizlere ne polis nede halk hiç kimse ama hiç kimse birbirimize verdiği zararı vermiyor ! bir travestinin en büyük düşmanı yine bir travesti olduğunun en açık ispatıdır bu video.( Mehtap Zengin intihar etmeden önce annesine hitaben bir video hazırlamış )
İğrenç dediğim şey bu değil. Yani bir travestinin en büyük düşmanının yine bir travesti olması iğrenç ama daha da iğrenç bir durum var:
Kızdığı bir insana hakaret etmek için ‘’ Ulan İbne’’ diyen pek çok insan bu haberin altına öyle yorumlar yazmış ki hoşgörüde Mevlana Celaleddin Rumi solda sıfır kalır. Sanki toplumun tamamı vicdansız, cani ruhlu, insan sevgisinden uzak, bir kendisi bu travestilere hoş görü ile bakıyor, onları insan ve birey olarak görüyor. Artık ne eğitim sistemi kalıyor eleştirmedik ne din ve ahlak anlayışımız.
Şimdi gelelim iğrencin de iğrenci olan konuya ve yazımızın başlığına: Yani ‘’ Kaldır kızım başını.’’ Diye hitap ettiğimiz kızın durumuna.
Kim bu kız? Biraz önce bahsettiğim Mehtap mı? Yok yok değil. Bu kız bir insan değil. Bir köpek. Bir adı var mı bilmiyorum. Büyük bir ihtimalle bir sokak köpeği.
Öylesine göz yaşı döküyor ki ‘’İnsanım ‘’ diyebilen hiç bir canlının o göz yaşları karşısında duygulanmaması, yüreğinin yanmaması mümkün değil.
Peki niçin ağlıyor bu köpek? Ağlıyor çünkü bir insan (!) tarafından tecavüze uğramış.
‘’Bizim Çocuklar, Sokaktaki Canlar’’ adlı bir hayvan sever ve hayvan hakları savunucusu grup tarafından görüntüleri yayınlanmış sosyal medyada.
Haber kısaca şöyle verilmiş:
Sosyal medyada yayınlanan tecavüze uğrayan köpeğin gözyaşları görenleri şaşkınlığa uğrattı. Görüntülerde köpeğin düştüğü duruma hayvan severler de tepki gösterdi.
"Bizim Çocuklar Sokaktaki Canlar" adlı grup, tecavüze uğrayan köpeğin görüntülerini yayınladı. Sokak hayvanlarını korumak ve yaşatmak adına mücadele veren grubun Facebook hesabında, tecavüze uğrayan bir köpeğin tedavisi sırasındaki görüntüleri paylaşıldı. Köpeğin ağladığı görüntüleri izleyen sosyal medya kullanıcıları köpek tecavüzcüsüne tepki gösterdi.
Videoda köpeğin yanında yer alan ve köpeğin döktüğü gözyaşlarını gören vatandaş ise köpeğe şöyle sesleniyor:
"Kaldır kızım başını, insanlık başını eğsin. Sen hep kaldıracaksın başını, ağlamayacaksın. İnsanlara inat güçlü olacaksın sen."
Öte yandan, Kağıthane’de sahipli köpeğe cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla "hayasızca hareket etmek" ve "sahipli bir köpeğe zarar vererek değerini düşürmek" suçlarından 4 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan sanığın geçen hafta beraatine karar verilmişti.[ www.milliyet.com.tr/.../Tecavuze-ugrayan-kopegin-go]
Gerçekten de insanın yüreğini yakan bir durum ama hemen belirteyim ki bu ülkede gerek köpek gerek eşek, hayvan tecavüzü denilen olay ben kendimi bildim bileli vardır. Yani bu gün sosyal medyamızı sallayan bu olay aslında hiç de yeni bir olay değildir ve yine ne yazık ki muhafazakarlığı şehirlere nazaran daha ileri seviyelerde olan kırsal kesim dediğimiz kesimde daha yaygındır.
Şimdi gelelim bunca yazıp çizdiğimin kısa özetine:
Benim de sevmediğim ama hiç bir zaman kötülük yapmayı aklımın ucundan bile geçirmediğim Travestileri, homoseksüelleri, gayleri öldürenler genelde kimlerdir?
Kimler midir? İşte o köpeğe ve eşeğe tecavüz eden insan müsvedddeleridir. Köylerinde, kasabalarında köpeğe, eşeğe, hatta ördeğe tecavüz ettikten sonra büyük şehirlerde namus timsali kesilen, bırakın insan demeyi, hayvan bile diyemeyeceğim mahluklardır. İşte iğrencin de iğrenci olan durum da budur.
Tabii ki bu suçu işleyenlerin hiçbir zaman hiç bir ceza almaması, Travesti ve eşcinselleri öldürenlere ise en yüksek dereceden ceza indirimleri uygulanması devam ettiği müddetçe bu görüntüleri daha çok uzun süre görecek olmamız gerçeği de işin bir başka boyutu.
Sözlerimi o videodaki mesajla bitireyim: KALDIR KIZIM BAŞINI. İNSANLIK BAŞINI EĞSİN
YORUMLAR
Birkaç tane uç konudan esinlenerek nefis bir insanlık dersi...
Hocam gene olağanüstü gözlemciliğinizi göstermişsiniz..
Tebrikler saygılar...
Yazılarınızı sırasıyla okuyup gitmeye çalışıyordum...Yetişemiyorum..
Gayrı sondan başa doğru bir sıra izleyeceğim bakalım ne olacak.. :)
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Çocuğa önce nasıl insan olunur onu öğretmek lazım
yok; doktor olacağım bilmem ne olacağım diye kafadan parayı düşünen çocuk
büyüyene kadar da ailesinden insanlık dersi almazsa olacağı bu
saygılarımla
sami biberoğulları
Bizler maalesef okullarda da yanlış yapıyoruz. 40 Dakika ders yani öğretim, 10 dakika teneffüs, işte orada çay içmekten tuvalet ihtiyacı gidermekten fırsat bulabilirsek bir ya da iki dakika insanlık öğretmeye çalışıyoruz. Bir şeylerin toptan değişmesi gerekiyor, ona da ne cesaretimiz var ne de niyetimiz.
Selam ve sevgilerimle.
Hocam insanlık tam anlamıyla kendini bulamamış henüz belkide bulamayacak saygılarımla
sami biberoğulları
Toplumun çok büyük bir kesimi böyle değil şükür ki. ama yine de hiç olmasın istiyor gönül. Bunun çareleri üzerine yoğunlaşmalıyız.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Bazen gerçekten de öyle şeylerle karşılaşıyoruz ki insan nasıl bir yorum yapacağını bilemiyor. Bu olay da onlardan biri.
Selam ve sevgilerimle.
'İnsanoğlu' o hayvancağız kadar olamıyor işte... Meseleyi soytarılığa kadar vardırıyor, 'bayrak' bile açıyor... Sanki, dişi olan her zaman cinsel yaklaşıma amade imiş gibi... Bu sapmaya/sapkınlığa 'meşruiyet' kazandırıyor...
Kültürler başka türlü nasıl çözülürdü, yozlaştırılırdı!...(Böl-parçala-yönet sonraki bir mesele...)
Selam ve saygılarımla...
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Kıymetli hocam
Hassas ve önemli bir konuya değinmişsiniz nasıl bir yorum yapacağını bilemiyor insan.
Konunun uzmanlarının dediği gibi anne ve babalar, çocuklarının beden ve ruh gelişimlerine çok önem vermeli. onların yetişkin birer birey olduklarında sağlıklı erkek ve kadın olarak yaşamlarını sürdüre bilmelerine yardımcı olmalıdırlar.
Saygı sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Aslında sana söylemek istediğim çok şey var, ama söyleyeceklerime değmezsin
sami biberoğulları
Çünkü:
Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa Verecek cevabım var lakin bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye !