- 670 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BİR ADAM
Evgin Atalay
Annemin ölümünden sonra babamla aramız hiç iyi olmadı. Annem intihar etmişti. Ben on birime yeni basmıştım. Okuldan eve geldiğimde salonun sağ köşesinde, doğal gaz borusuna bağladığı başörtüsüyle asılı buldum… Neden yaptı bunu hala anlayamıyorum. Kabul edemiyorum belli ki, çünkü nedenini biliyorum. Babama çok âşıktı ondan hep kıskandığını söylerdi. Hep tehdit ederdi."beni aldatırsan canıma kıyarım",babam hiç ciddiye almazdı. Blöf yaptığını düşünürdü. Aldattı annemi, annemde intihar etti. Ne kadar ciddi olduğunu acı biçimde ispatlamıştı…
Anneme kızgınım. Bu misillemeyle hangimizi cezalandırmış oldu ki anlayamıyorum. Liseyi bitirene kadar eniştemin gazetesinde çalıştım bir süre. Harçlığımı çıkarıyordum. Eniştemde baya dolgun maaş veriyordu. Matbaanın sahibiydi kendisi. Halam da etkiliydi bu konuda, çocuğu da yoktu. o yüzden düşkünlerdi bana. Baskı yapıyorduk, işimi seviyordum. Birazcık para biriktirmişti. O parayla kendime işyerine yakın bir ev tuttum. On sekiz yaşına basar basmaz ayrıldım evden. Terk ettim ya da, bir ara annemle aynı sonu yaşayacağımı düşünmüştüm. Ve uzaklaştım kötü hatıralardan, izlerden, neden sonuç ilişkilerinden.
Askerden döndükten sonra babamı görmedim. Annemin intiharından uzun bir zaman, babamı affetmedim. Annemin, başörtüsüne bağlı cansız bedeni hiç gitmiyor gözümün önünden.
Evden on sekiz yaşında ayrıldım. Neler yaşadım kimsenin hiç bir şey bildiği yoktu. Komşulara baya dedikodu malzemesi veriyorduk. Önce babam sonra annem ve ben. Bir keresinde, annemden bahsetmiştim de babam feci dövmüştü. Şimdilerde yalnızca hasta olursa yani mecbur kalırsam gidiyordum görmeye.
Otuz yaşındayım. Evlenmedim. Halam ısrar edip duruyor ama evlenmeyeceğim açıkçası evlenmekten korkuyorum. Geçen gün, çalışanlardan bir bayan, işe yeni başlamış yaşımı sordu, Otuz deyince, garipseyerek yüzüme baktı. Neden öyle baktığını da hiç sormadım
.
Uyuyamıyordum, gergindim. Duşa girip, girmeme konusunda kararsızdım. Böyle donla oturmak çocukluğumdan beri hoşuma giderdi. Hiç unutmuyorum, bir keresinde, çocuktum daha. Komşumuzun kızına kapıyı, üzerimde yalnızca donum varken açmıştı da çok utanmıştım. Kızın yüzüne uzun süre bakamamıştım. Gördüğüm yerde yolumu değişiyordum.
Kız arkadaşım Nur Hayat’la gene kavga ettik, evlenmek istemediğim için, birde tehdit ediyor,
"ilk istemeye gelenle evleneceğim", diye.
’Hı! Kolaydı’
Ya kadınlar ne kadar meraklılar evlenmeye.
Susadığımı fark ettim soğuk su aradım ama koymamışım dolaba kola vardı. Bende kola içmeye karar verdim. Soğuk bir kola, iyi giderdi bu sıcak havada.
Sigara yerine puro içiyorum bu aralar. Kübalı arkadaşımın ailesi puro fabrikasında çalışıyormuş. Bana anlatmıştı, merak edince de istetmişti.
"Bittiğinde söyle gönderirim",demişti. Bir sezon Antalya’ya garsonluk yapmaya gitmiştim o dönem tanışmıştık.
Telefon çaldı, baktım. Annem gece telefon çaldı mı "hadi hayırlısı"
Diye bakardı. Yani korkardı kadın ne yapsın? Bende de aynı tepkiyi yaratıyordu.
Arayan arkadaşım Hüseyin
"sana bir şey söyleyeceğim ama sakin ol, yanında kimse var mı?",dedi. Meraklandım.
’söylesene !’
Diye bağırdım. Sakindim aslında, sesinde saklamaya çalıştığı telaş yükselti sesimi.
"Nur Hayat".
’Ne olmuş Nur Hayat’a’
"Öğlenliğin bir trafik kazası olmuş ",dedi. arkasından derin bir nefes aldı sonra
"arkadaşım başın sağ olsun!",dedi.
Sonrası, hatırlamıyorum ki sonrasını bir annemi görüyorum bir Nur Hayat’ı.
YORUMLAR
İnsan hayattan kopmasın bir kere, ya da bağı zayıflamasın hayatla, bir paratoner gibi tüm lumsuzlukları çekmeye başlıyor sanki. Belki de bu durum onun kopuk bağının davranışlarına yaptığı etkiden dolayı ortaya çıkıyor. Hayattan korkup bir yığın irrasyonel şey yapıyor ve bir yığın olumsuz şeyi galiba kendisi yaratıyor.
Bunları düşündüm öykü bittiğinde.
Bu kısacık, çok şey anlatan öyküde, evden on sekiz yaşında ayrıldığını iki kez yazmanız, biraz rahatsız etti beni.
Kaleminize sağlık efendim, sağlıcakla
Psikolojik öykülere mahsus kaygıları iyi vurgulamışsınız. Baştan sona yalın bir dille bir yaşanmışlık anlatılmakta... (Yazarın anıları da olabilir, ama öyle olsaydı hatıra olarak kaydedilirdi, öykü değil) Kurgusu yazılmadan, çalakalem yazılmış bir öykü; o nedenle finalde zorlanmış...Paylaşım için teşekkürler.Saygıyla