- 1224 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
MUTLULUK ŞEHRİ
Hey sen evet sen bir dakika sana sesleniyorum.Bir şey soracağım sana belki sen bana yardımcı olabilirsin yakınımda birkaç kişiye sordum ama hep kaçamak cevaplar aldım. Tuhaf tuhaf baktılar yüzüme gözlerinde ise acıma duygusu vardı oysa acımalarına gerek yok ben sadece bir soru sordum . Of yine gevezeliğim tuttu işte. Şey diyecektim yüzünde tatlı bir tebessüm gördüm hani sen bilirsin dedim . Bana mutluluğun şehri nerede söyleyebilir misin ? Hani insanların gülümseyebildiği, yalanların kol gezmediği , birbirlerine menfaat için selam verilmediği dillerin çatallı olmadığı aksine bal damladığı ha bir de aşkların sahte olmadığı o mutluluk şehri nerede. Ne oldu ? Neden ağlıyorsun ? Yapma be arkadaş sen de mi ? Biliyor musun ben hayatım boyunca orasını arıyorum her attığım adım beni ölüme yaklaştırırken ben hala arayıştayım anlatmama gerek var mı bilmiyorum ama sende yaralısın anladım benim gibi kanıyor yüreğin.
Rüyalarımda görüyorum bir sabah uyanacağım dudak kıvrımlarımda bir gülümseme ile güneş pırıl pırıl parlıyor kuş cıvıltıları doluyor kulaklarıma.
Denizin dalgaları sahili yalarken tatlı bir meltem saçlarımı okşuyor elimi uzatıyorum parmaklarım dokunuyor gerçek aşka işte yakaladım derken uyanıveriyorum. Ciğerlerime çürümeye yüz tutmuş yüreklerin küf kokusu doluyor. İnsanlık pazara çıkmış açık artırmada satılıyor. İblis sağdaki meleği kilitlemiş altın bir kafese, insanların kulağına fısıldıyor onları cehenneme yaklaştıracakları.
Çok şey mi istiyorum be arkadaş biraz sevgi azıcık dürüstlük ve beni ben olduğu için seven dostlar. Hadi gel ağlama, yoldaş ol bana birlikte arayalım o şehri sen de soyun teninden arın etrafındaki sahteliklerden bir kalemde sil benim sildiğim gibi ….