AŞKI NASIL BİLİYORSUNUZ
Ah be sevdalım! Seni yazmazsam ölürüm. Oysa ben yaşamak istiyorum. Ne kadar da söze geliyor aşkın, sana başlayınca kelimeler hazır kıta bekliyor zihnimde. Bir tek marş dememi bekliyor sanki!
Bu ne kadar yazmaktır seni, aynı zamanda sayfa sayfa yanmaktır, mürekkep mürekkep kanamaktır.Yazdıklarım senden ibarettir başka hiçbir kimse yoktur. Yazdıklarımda hüzün kokusu var lebaleb, acı var tıka basa, aşk var ölesiye.
Kağıda bakıp da sevgiliyi görmemek, körlüktür. Kağıda dokunup da yürek yanıklığını hissetmemek donmuşluktur. Hayatın her anına sirayet eden ve insanın her noktasına değen sinen aşk, size de tesir etmiyorsa ve kalbi bir cereyana vesile olmuyorsa va-esefa size!
Rabbin huzuruna aşkla çıkmaz mısınız? Fikrinizin peşine aşkla düşmez misiniz? Yazmayı yahut okumayı aşkla yapmaz mısınız?
- Sahi aşk deyince siz ne anlıyorsunuz? Eğer kötü bir şey olarak algılıyorsanız terbiyesiz derim size.Yok eğer iyi bir şey olarak algılıyorsanız sorgulamayı bırakıp yaşayın aşkı derim.
Oynadığınız futbol da bile aşk yoksa başarılı olmazsınız. Sevdiğiniz müziği dinlerken bile aşk olmalı içinizde...İzlediğiniz filmde...Çalıştığınız işte... Kalpten anlamayana ne kadar da yavan gelir yazdıklarım, halden anlamayana ne kadar da yaban kalır söylediklerim. Aşka düşmeyene ne kadar da basittir ifadelerim. Yazdıklarıma alaycı, kuşkucu ve kıskançlık içinde yaklaşanlara acıyorum. Yürekten gayri sermayemiz mi var? Aşktan öte neyimiz var? Alem aşk üzre inşa edilmiştir, insan aşk üzre halkedilmiştir. Küfrü hak ediyoruz da aşkı mı hak etmiyoruz. Bunu hakketmek lazım yüzüğümüze.Ve yaymak lazım cümle aleme.
Sadede geleyim. Asıl mevzu sensin bende, derin mi derin!
Güzel olan tek şey sensin bana bu yeryüzünde! Çiçek de sensin bana, güzel yüz de, huy da! En tatlı yemiş de sensin bana, içecek de! Güzelliğin resmi sensin bende çizilmiş... Aşkın söze dökülmüş hali; şiirim her şeyim...Varım yoğum seninle ne de yoğunum, sensiz ne de yoğum! Sensiz ben neyim? Seni görmeyen beni anlayamaz, Hazreti Yusuf’u görmeden Züleyha’yı da yargılamış ve suçlamışlardı ya! Önyargıları yıkmak zordur ama ben seni her şeye herkese aldırmadan seviyorum. Doyasıya, kanasıya, ölesiye... Bu yüzden gönülden gelen bir hisle ve sesle "Ben güzelden anlarım."diyebiliyorum yani senden!
Aşk ile uyanan bir çift göz aşkla uyur. Aşkla konuşan bir dudak aşkla susar. Aşkla doğan bir can aşkla ölür. Aşktan gayri nemiz var? Arazileriniz mi önemli, arabalarınız mı, katlarınız mı? Yoksa düşünün biraz; aşınız mı, yaşınız mı, kaşınız mı, başınız mı, aşkınız mı?
Ömür aşkla güzel bana, yani seninle!
- Ne iş yapıyorsun? diye sorsalar bana yanıtım hemen:
- Onu seviyorum, olur. Yani anlayacağın herkesin aşkı kendisine...
Öyle bir noktaya ulaştım ki gülüyorum bazen. Beni anlamayana, anlamak istemeyene, bana karşı art niyetli olana... İnsandan aşkı çıkart, ne kalır geriye? Bir bak! Kalpsiz o kadar insan var ki, yanmaz hiç kimseye... Bu toplumun birbirine yanan insanlara ihtiyacı var.Yanma ise aşkla olur, kalple...
Ah be maralım! Toplum ne de basite alır olmuş güzel şeyleri. Her türlü melanet sayfalarda kir kir akarken ahkam kesmeyenler iki satır aşka bıçak biliyorlar. Her türlü küfür dudaklarda özgür bir şekilde sarf edilirken haya etmeyenler, iki üç dizede geçen aşka çelme takıyorlar. Her türlü zararlı madde ölüm ölüm tüketilirken itiraz etmeyenler, mesele aşk olunca kahraman kesiliyorlar.
Bu toplum gidecekse eğer aşksızlıktan gidecek!
Hiç kimse uyarmadı demeyin!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.