Noel ve Yılbaşı
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Noel: Noel, her yıl 25 Aralık tarihinde İsa’nın doğumunun kutlandığı Hıristiyan bayramı. Dini yönü ağır basar. Dini kutlama ile beraber İsa’nın doğmuş olması sevinçle karşılanır.
Yılbaşı (Miladi): 20.yüzyıldan itibaren Noel’in seküler bir hal alması, dini yönün kaybolması sonucunda miladi takvim kullanan ülkelerin hepsinde yapılan eğlencedir. Kutlama değildir, çünkü kutlama kutsaldır. Bol bol içilir ve yeni yılın iyi geçmesi için temennilerde bulunur insanlar.
Her yıl 31 Aralık tarihinde ülkemizde bir tartışma başlar daha seküler yaşayan kesim ile muhafazakârlar arasında. Yılbaşı kutlanmalı mıdır, kutlanmamalı mıdır? Tartışmalar alevlenir ama ortak bir noktada buluşamaz insanlar. Kimisi sabaha kadar içer, kimisi ise sessizce uyur 31 Aralık gecesi. Hangi kesimin daha kutsal bir şey yaptığını bilemem ama sonuca baktığımızda sessizce geçirmek daha mantıklı geliyor bana.
1 Ocak akşamı TV ekranlarında sokaklarda salınan sarhoşlar keyifle gösterilir. ‘’Yılbaşı delice kutlandı.’’ Hatalı bir cümle. Yılbaşı kutlanmaz, sonuca baktığımızda yapılan eylemler kutsal görünmüyordur. Belki dindar Hıristiyanlar kutladı, demek lazım. ‘’İstanbul’da yılbaşını delice karşılayan gençler sabah uyandıklarında kendilerini sidik kokulu sokakta buldu!’’
Diğer bir yanlış ise Yılbaşı eğlencelerini, geleneklerini eleştirirken Hıristiyanların dini değerlerini alaya alma olaydır. Şunu bilmemizde fayda var: Yılbaşı eğlenceleri ile dindar Hıristiyanların Noel kutlamaları arasında dağlar kadar fark vardır. İkisi aynı şey değildir. Eleştiri yaparken dikkat etmekte fayda var. Yılbaşı eğlencelerini eleştirirken başka bir dinin değerlerini, mensuplarını alaya almayalım.
Zaten Hıristiyanlar da Yılbaşı eğlencelerinden şikâyetçidir. Rahipler vaazlarında cemaatlerine uyarılarda bulunur, yeni yılı huşu içinde karşılanması konusunda. O açıdan sıkıntı yok. Daha açık bir ifade ile seküler kültürün dini yoktur. Kapitalizm sadece Hıristiyanların dini değerlerini hafife alıp yozlaştırmamıştır. Aynı şey İslam dini için de geçerlidir.
Örneğin dini bir bayram olan Kurban ve Ramazan bayramlarında eski dini havanın kalmaması. Eğlenmek, gezmek, tozmak için bir fırsat olarak yorumlanması. TV’lerde, gazetelerde, İnternette daha çok tüketim ve kazanç için bol bol reklamın çıkması. Tatil beldeleri, markalı elbiseler, tatlı şekerlemeler…
Kurban Bayramında likör içen İstanbul doğumlu adam ne kadar seküler ise Urfa’da Yılbaşı gecesi özellikle içen genç de o kadar sekülerdir. Mensup olduğu kültürün değerlerinden ikisi de epey uzaklaşmıştır.
Yılbaşı ile alakalı bu kadar olumsuz şey söyledikten sonra biraz da olumlu şeyler anlatayım. Veya Türk toplumunda Yılbaşı hakikatte nasıl karşılanırdı? Atatürk Miladi takvime geçme kararı alınca anlayış değişmeye başladı. Yeni yıla 1 Ocak ile girilme başladı. Doğal olarak işin rengi de değişti. Rahmetli babam 1924 doğumluydu. Gençliğindeki yeni yıl eğlencelerini zaman zaman bize anlatırdı…
Babam ve arkadaşları basık ve bol meşe odunu dumanlı odalarda Yılbaşı akşamlarında çeşitli oyunlar oynarmış. Bu oyunlar daha çok tiyatro şeklindeki oyunlarmış. Yörede bilinen sosyal gerçekler maharetle sergilenirmiş. Kimi kurt olurmuş, kimi kuzu. Kimi ağanın güzel kızı, kimi fakir ama yakışıklı genç. Gazete kâğıdına sarılarak içilen tütünden ortalık iyice duman altı olunca pestil, ceviz, kavrulmuş buğday çerez niyetine yenilirmiş.
1960’ların İstanbul’unda yeni yıla girerken oynanan tombala pek bilinmezmiş. Yine de şımarık ve kanı hızlı akan gençler gizlice ahırlarda tombala da oynarmış. Ahır hem tekin hem de sıcaktır çünkü.
Çevremde o dönemi bana anlatacak pek kimse kalmadı. Ben babamdan duyduğumu size aktardım.
Umarım yeni yılda hayatımız daha anlamlı olur.
Bu arada Hıristiyanların Noel Bayramı kutlu olsun. Yakın zamanda Hristiyanlığa geçiş yapan sevgili arkadaşımın ilk Noel’ini heyecanla karşılandığı gördüğüm için onun da Noel’ini özellikle kutluyorum.
Fotoğraf: Hıristiyan alemi Hz. İsa’nın doğumgünü kabul edilen Noel gecesinde kiliseleri doldurdu. Hatay’da yaşayan Hıristiyanlar dualar ve ilahilerle kendileri için kutsal sayılan bu gecede ibadetlerini yerine getirdi.
YORUMLAR
eni okuma imkanım oldu,arkadaşının Noelini kutlarım,ilginç gelen
sözde hep hiristiyanlık yada başa dinlerden İslama geçiyorlar diyenlere
kapak olsun arkadaşınız kardeşim şu dinden bu dine monoteislijkten ,politeistlike ve diğerinden diğerine geçen çok insan var,özgür irade
budur işte,anlamlı bir yazı.
ccelayir
Keskinkalemzaman
kim ne yapıyorsa kendine yapar,çeksinler pis ellerini özgür iradenin üstünde.insan hatalar işler önemli olan özgür iradedir,bize özgür iradeye
desteklemek,farklı kültür ve din mensuplarını kendimize mensup insanlar
gibi ahlak ve adamlıkla değerlendirmek düşer,anlamlı bir yazıyıdı
keyif aldım okurken ve katılıyorum düşüncelerine,selamla.
Oncelikle benim kimseyi kırmak gibi bir niyetim yok.ancak biz müslümanların bir gõrevide iyiliği emredip kõtülükten sakındırmaktır.ortada bir yanlıs var . bunu onların noelini kutlamak yerine yaptıklarının yanlıs olduğunu uygun bir dille anlatmak gerekir bu bizim müslüman olarak gõrevimiz.hosgorü ile alakası yok.hosgorulu olacagız diye bu şirk ayinine karsı cıkmayacakmıyız.guzel kardesim ben sadece sizi yazdıgınız yazının yanlıs oldugunu soyledim.cumali kardesim kisilerin yaptiklari makamları ne olursa olsun bu olanin dogru oldugunu gostermez.biz kisinin makamına degil soyledigi lafa bakarız.gercek şu ki
Noel hristiyanların dini bayramıdır.
bir hristiyanın noelini kutlamak = seni bu kutlamandan dolayı tebrik ediyorum anlamına gelir.
Peki hristiyanlarneye inanır; uc teslis e inanırlar ve bu inanısla şirke duserler.
Kur'an-ı Kerîm, Hristiyanların Teslis ve Teslis'e benzer inançlarını kesinlikle reddeder.ve böyle diyenlerin kafir olduklarını açıklar.
Maide suresi 73.ayet
Euzubillahimineşşeytanirracim bismillahirrahmanirrahim
"Allah, üçün üçüncüsüdür» diyenler elbette kâfir olmuşlardır. Oysa tek ilâhtan başka ilâh yoktur. Eğer söylediklerinden vazgeçmezlerse, elbette onlardan inkâr edenlere acı bir azap dokunacaktır."
ALTINIŞIK ERTAN tarafından 1/1/2015 8:34:44 PM zamanında düzenlenmiştir.
ALTINIŞIK ERTAN tarafından 1/1/2015 8:35:10 PM zamanında düzenlenmiştir.
ALTINIŞIK ERTAN tarafından 1/1/2015 8:37:09 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bu yazıyı ikinci kez ekliyorum bugün...
*************************************
Hıristiyanların İsa’nın doğuşu olarak kutladığı Noel bayramı, çok eski Türklerin yeniden doğuş bayramıdır. Türklerin, tek tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yeryüzünün tam ortasında bir AKÇAM ağacı bulunuyor. Buna hayat ağacı diyorlar. Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde görebiliriz.
Türklerde güneş çok önemli. İnançlarına göre gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık’ta gece gündüzle savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor. İşte bu güneşin zaferini, yeniden doğuşu, Türkler büyük şenliklerle AKÇAM ağacı altında kutluyorlar. Güneşin yeniden doğuşu, bir yeni doğum olarak algılanıyor.
Bayramın adı NARDUGAN. (nar=güneş, tugan, dugan=doğan) Doğan güneş.
Güneşi geri verdi diye Tanrı Ülgen’e dualar ediyorlar. Duaları Tanrıya gitsin diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar Tanrıdan. Bu bayram için, evler temizleniyor. Güzel giysiler giyiliyor. Ağacın etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynuyorlar. Yaşlılar,büyük babalar, nineler ziyaret ediliyor, aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar. Yedikleri; yaş ve kuru meyveler, özel yemek ve şekerleme. Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır, uğur gelirmiş. Akçam ağacı yalnız Orta Asya’da yetişiyormuş. Filistin’de bu ağacı bilmezlermiş. Bu yüzden olayın Türklerden Hıristiyanlara geçtiği ve bunu da Hunların Avrupa’ya gelişlerinden sonra onlardan görerek aldıkları söyleniyor.
İsa’nın doğumu ile hiç ilgisi yok.
“Doğum, Güneşin yeniden doğuşu”
Bu adet Türkler yoluyla Avrupa’ya geçti. Konunun Noel’le alakası yok. İznik Konsili’nde pagan adeti görülen bu adeti İsa’nın doğuşu olarak kabul edelim diyorlar ve bu adet Hristiyanlara geçiyor. Ama ağaç süsleme pek yok, 16. yy’da Almanya’da başlıyor, daha sonra Fransa’ya geçiyor ve dünyaya yayılıyor.”
KAYNAK: Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ
**************************
Bırakalım kim neye inanmak istiyorsa inansın. Yeni yılın gelişini sevgi ile, coşku ile karşılamanın, sevdiklerimizi ufak tefek armağanlarla sevindirmenin kimseye bir zararı olmaz.
Sevgiler,
Keskinkalemzaman
sözde hep hiristiyanlık yada başa dinlerden İslama geçiyorlar diyenlere
kapak olsun arkadaşınız kardeşim şu dinden bu dine monoteislijkten ,politeistlike ve diğerinden diğerine geçen çok insan var,özgür irade
budur işte,anlamlı bir yazı.
Şunu gözden kacırmışsın hristiyanlıgın temelinde ALLAH(CC) ' a ortak kosma vardır.müslüman olan biri baskasının noelini kutlayamaz...çok yanlıs bir yazı.
ccelayir
Düşündüren bir yazı olmuş.
Tartışmaya açık.
Çok boyutlu bakılmış olaya.
Her açıdan değinilmeye çalışılmış konuya.
Yıllardır sürüp gelen bu tartışmaya değinmeyeceğim ben.
Ancak,
bir cümle de yazmadan geçemeyeceğim.
Babanız var ya,(Toprağı bol, mekanı Cennet olsun.)
onun yaşadığı yılbaşılar gerçekten güzelmiş.
Hele de, ahırda oynanan tombalalara takılı kaldım bir an.
Kendimi orada hayal ettim.
Müthiş güzel ve samimi bir ortam.
Keşke bu günlerimizde de, öyle güzel sahneleri yaşayabilseydik.
İlginç ve akıcıydı yazınız.
Yeni yılınızı kutluyorum.
Elhamdülillah Müslümanım Hz İsa'nın doğumunu da kutlarım. Diğer bütün Peygamberlerin doğumunu da. Hepsi Allah'ın elçisidir. Mevlütlerde Hz Adem den Efendimize kadar ne kadar Peygamber varsa dua ediyoruz, selam yolluyoruz da niye doğum günlerini kutlamıyoruz. Niyet ve şekildir mesele o da insanın kendini bağlar. Kaldı ki bu Türk törelerinde vardır,sadece adı değişiktir.
Sitare-i Zühre tarafından 1/1/2015 1:24:29 AM zamanında düzenlenmiştir.
Kıymetli dostum
Yazınızın içeriği tartışmaya ve sohbet’e açık
Doğrusu özgürlüklerden yana birisi olmama rağmen yılbaşı gecesi insanlar nasıl eğlenirse eğlensin diyemeyeceğim eğer biz İslam dinin mensupları isek ki çok şükür öyle o halde dinimizin gerektirdiği şekliyle Müslüman yakışır bir düsturla yeni yılın gelişini kutlamalıyız.
Müslüman olmuş beş vakit namazını kılan Kuran’ı kerimi elinden düşürmeyen Fransız bir arkadaşımın söylediği anlamlı sözle bitireyim ‘’ Müslüman olmadan önce teneke bir dinin avucunun içinde rezil rüsva idim. Müslüman olduktan sonra kendimi şerefli ve özgür hissettiğim altından bir din’i avucumun içinde buldum’’
Saygı sevgilerimle
Mutlu yıllar
İsa'nın doğumunu 25 Aralık olarak tüm hristiyanlar kabul etmez. Sadece Roma-Papalığa bağlı Katolikler kabul eder. Ortodokslar farklı takvim hesabını kullandıklarından, mesela Ruslar 7 ocağı kabul ederler ve yılbaşını aynı biz miladi takvimi kabul eden hristiyan olmayan halklar gibi 31 aralığı yılın son günü 1 ocağı da yeniyılın ilk günü olarak kutlarlar. Yani her hangibir kutsallık yüklemeden. Hatta Gregoryan Ermeniler İsa'nın doğum gününü 6 ocak olarak kabul ederler. Bu arada 24 aralık olarak kabul eden halklar da vardır. İş karışık anlayacağın.
Velhasılı insanlar kendi referanslarıyla kabul ettikleri bir yılı bitirirken uğurlar, gelen yeni yılın ilk gününü de buyur ederler. Mesela biz ülke olarak miladi takvimi değil,yıl sonu olarak temmuz ayını kabul eden, kendi yarattığımız bir tavimi kullansaydık yılbaşı olarak 31 temmuz-1 ağustos gününü kutlardık.
Ama bu kavram ve adet yani yılbaşı kutlaması, eski yılı uğurlama, yeni yılı buyur etme akıl dışı bulunup ve bugün eğlenme saçma bulunabilir. Böyle düşünen de eğlenmeyebilir. Ama insanların hangi sebeple yaratılmış olursa olsun böyle eğlenceli günlere ihtiyacı var.
Bir ateist olarak diyorum ki, Allah herkesin gönlüne göre versin, kendisi gibi düşünmeyene engel olmadan, ne isterlerse onu yapsınlar.
Evet, biz şimdi 31 aralık-1 ocak gününü, yeni bir yılın başlangıcı olarak kutluyoruz. Bunu kutsamıyoruz ama. Kutlamak senin dediğin gibi kutsamakla aynı değil sanki!
İyi seneler dilerim.