- 455 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bayram Denince
Bayram denince aklımıza fitne fesat ve katliam gelmezdi.
Bizim bayramımız, Arefe Günü alınan yepyeni ayakkabılarımız ve giysilerimizin
Yatağımızın baş köşesinde olmasıydı.
Bayram sabahı Barış Manço’nun ’’Bugün Bayram’’ adlı şarkısıyla uyanmaktı.
Kahvaltıyı yapar yapmaz çıkardık şeker toplamaya.
Bir hafta önceden organize edilen buluşmalardı.
Poşetlerce toplanılan şekerden sonra evin yolunu bulamamaktı.
Beş yaşındayken kaybolunca, Tokat Kalesi’ne bakarak evin yolunu bulmaktı.
Sekiz on kişi Yukarı Behzat’tan girip Karşıyaka’dan çıkmaktı.
Toki ve Bedestenlioğlu’na gidememeye üzülmekti.
Asansörlü apartmanların daha güzel şekerler verdiğine inanmaktı.
İki kişilik asansöre on kişi binip alarmı çaldırmaktı.
Akrabalarımızın zorla ellerini öptürmesine rağmen
Bayram harçlığı veremeyeceğini bilebilmekti.
Hayat okulunda doktora yapmış akrabalarla tanışmaktı.
Bayram bize göre şekerlerden başka hiçbir şeyi umursamamaktı.
Büyüklerimizin aylarca süren dargınlıklarının sona ermesiydi.
Bayram; barut, tüfek, roket bilmemekti.
Kan, acı, gözyaşı görmemekti.
Şimdi ’’Nerede o eski bayramlar?’’ diye sorma!
Eski bayramlar yukarıdaki satırlarda.
Yukarıdaki okuduklarını yaşamadıysan ’’Bayram nedir?’’ diye de sorma!
Sorma! Bugün Orta Doğu’da kan gövdeyi aşmakta.
Bu ne biçim şiir diye de sorma!
Selam, sevgi ve saygılarımla... Nice şekerli, barış dolu bayramlara...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.