- 1045 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
İMHA ETMEYE DEĞİL İHYA ETMEYE GÖREVLİYİZ
Dünyada ki her varlığın bir görevi vardır. Hiçbir şey gereksiz ve boşuna yaratılmamıştır. Bunu aklı yerinde olan her insan bilir ve tasdik eder.
Asıl olan insandır ve varlık âlemindeki her şey de insanın emrine amade kılınmıştır. İnsan ise Rabbine kulluk yapmakla görevlendirilmiş ve sorumluluk yüklenmiş eşrefi mahlûkattır.
Âdem as. İle başlayan hayat, doğru ve yanlışın, Hak ile batılın mücadelesine sahne olmuş ve bu durum kıyamet vaktine kadar da devam edecektir.
Ahir zaman ümmeti olan biz Müslümanlar, dünyayı ve ahireti mamur etmek üzere görevlendirilmiş en hayırlı ümmetiz. Yıkmaya değil yapmaya, bozmaya değil düzeltmeye, imhaya değil ihyaya memuruz. Bunun bilincinde ve farkında olmalıyız. Bu asli görevimizdir. Hiçbir Müslüman bana ne diyemez ve nemelazımcılık yapamaz.
Günaha ve yanlışa düşen insanları dışlamadan, ötekileştirmeden, bizden değil demeden elinden tutup günahtan arındırmaya, yanlıştan doğruya teşvik etmeye çalışmalı bunu bir lütuf gibi değil asli bir görevimiz gibi görev bilip ibadet niyetiyle yerine getirmemiz gerekmektedir.
Büyük günahların ve hataların işleneceği, haramların çiğneneceği bir güne yaklaşıyoruz. Belki art niyet olmadan bilgisizliğin peşinden sürüklenen zavallı insanlar bizden olmayan bir yaşam biçimiyle harama dalacaklar. Bir kereden bir şey olmaz deyip belki alkol alacaklar, belki bir umut deyip kumarın bir çeşidi olan piyangoya umutlarını bağlayacaklar. Belki kimse bilmez deyip zina illetini işleyecekler. Allah muhafaza.
Bir kere ar damarı kırılmaya görsün insan her arsızlığı yapar. Aynı onun gibi bir kere işlenen günahlar ve yasaklar bundan sonra işlenecek haram ve yasakların kapısını açacak ve kolaylaştıracaktır.
O halde bunu bilen Müslümanlar bu yılbaşı gecesinde nefsini muhasebe etmeli yıl boyu yapmış olduğu hata ve kusurlar varsa nedamet duyup pişman olmalı ve tövbeye sarılmalıdır.
Çocukların hatırı kalır diye Allah’ın yasak kıldığı hiçbir yasağı delmemeli, Allah’ın hatırını çocukların, eşin, dostun hatırından önde tutmalı ve hayatı ona göre düzenlemelidir.
Mümkün olduğu kadar çevremizdeki insanları bugünün yanlışından korumaya yönelik çaba harcamalı, sadece ben yapmıyorum dışardakiler bana ne dememelidir. Çünkü Allah u Teâla Ali İmran Suresinin 110 ayetinde: “Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah’a inanırsınız. Ehl-i kitap da inansaydı, elbet bu, kendileri için çok iyi olurdu. (Gerçi) içlerinde iman edenler var; (fakat) çoğu yoldan çıkmışlardır.” Buyrulmaktadır.
Aklımızı başımıza alalım. Bize hiçbir menfaati olmayan, bizden olmayan batı kültürünün dayatmalarına karşı uyanık olalım. Unutmayalım ki: Kim bir kavme benzemek isterse oda onlardandır.” Buyuran bir Peygamberin ümmetiyiz.
Milli ve dini kültürümüze evet derken bizden olmayanlara hayır diyelim. Hep birlikte sevgiye, saygıya, barışla ve huzura kavuşmak için çaba sarf edelim. Hem dünya hem de ahiret saadeti için İslam’ın çağrısına kulak verelim.
Yaşar TAŞKESEN
29.12.2014
YORUMLAR
İnanmış, iman etmiş insanlar tabii oldukları dinin gereklerini yerine getirmekle yükümlüdür. Aksi halde sadece inanmış olmak, vicdanı rahatlatmaktan öteye gitmez. Biz müminlerin asli görevleri İslam'ın ve imanın şartlarıyla belirtilmiştir, uygulamak gerekli ve önemlidir elbette.İslamın hoş görülü, insana önem ve değer veren yanı ve sonsuza değin geçerliliğini muhafaza edeceği vahiylerle bildirilmiştir. İnsanlık için hak din İslamdır. Ne mutlu bizlere ki İslam coğrafyasında hayata merhaba demişiz ve hak dine tabii olmuşuz.
Yüreğinize sağlı hocam, çok anlamlı ve güzel aynı zamanda gerekli mesajları dile getiren yazınızı ilgiyle okudum ve beğendim. Tebrik ediyorum, yüreğinizin ve kaleminizin gücü daim olsun, kalın sağlıcakla...
Selam saygım dua ile
* * *