- 451 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
DAVET
Yeni bir yıl gelirken eski yıldaki düşüncelerim bir türlü aklımdan çıkmıyor.
İslam coğrafyasında kan,zulüm,işkence ve göz yaşları akıp gidiyor.
Binlerce Müslüman aç ve susuz.Perişen haldeler.
Zengin Arap Şeyhleri lüks ve şatafat içinde yüzüyor.
Çok katlı ve çok yükseklerde eğlence binaları yapma yarışı içindeler.
Ne diyelim;
Kardeşleri aç ve susuz iken böyle lüks içinde yaşayanları Allah ıslah etsin.
Şimdi gelelim asıl hikayemize;
Bunu değerli hocalarımıza mal ederek anlatacağız.
Umarım kusurumuza bakmazlar.Çünkü;Halk arasında bu hikaye böyle anlatılıyor;
Zamanın birinde bir grup hoca yemeğe davet edilir.
Davete icabet edilir.Gelirler, bolca hoş sohbet ederler.Dinden,imandan konuşurlar.Dünya işlerinden dem vururlar.Sonra sıra yemeğe gelir.
Yemeği servis eden genç daha çocuk yaştatır.Ev sahibi tarafından hazırlanan yemekleri sıra ile servise başlar.Hocalar iyice acıkmıştır.”Ya Allah bimillah!” ile yemeye başlarlar.Aslında servisi yapan çocukta acıkmıştır.Ama biri hizmet edecektir.Hizmet etmekte çocuğa düşmüştür.
Hocalar her yemek çeşidi sonunda;
---Yemeğin kalanını sıyırmak sünnettir der, ve kalanını mideye indirirler.
Bu ara çocukta içinden;
---“Biraz yemek kalsa da ben de karnımı doyursam”diye,geçirir!
Ama çok acıkmış hocalar buna hiç fırsat vermezler.
“Kalan yemeği sıyırmak sünnettir” der ve hepsini bitirirler.
Yemek biter.Geriye bir lokma bile yemek artığı kalmaz.Çocuğun karnı da iyicene acıkmıştır.
Sıra el ve ağız yıkamaya gelir.Çocuk eline ibriği alır,leğende el ağız yıkamaya başlayan hocalara sıra ile ılık suyu dökmeye başlar.Bu ara karınları doyan hocalardan birinin aklı çocuğun adına takılır.
Ve sorar;
----Adın nedir senin yavrum?
Çocuk hocalara iyice içerlemiştir.Onlara kızgınlığını belirtmek için ters bir cevap verir;
---Farz, der!
Hocalar birbirlerine bakarlar.Soruyu soran hoca bir şey anlamaz;
---Bu nasıl bir cevap, der?
Çocuk;
----Ne yani der,Sünnet diyeyimde beni de mi yiyin?
Hocalar,kızarır bozarırlar.Yaptıkları hatayı küçük bir çocukta olsa güzel bir şekilde onlara anlatmıştır.Ama iş işten geçmiştir.Çocuğu hiç düşünmedikleri için çok mahcup olmuşlardır.Fakat olan olmuştur.Sünnet olan yemeğin elbette Farz olan bir adı da konmuştur.Bu da davete katılan çok değerli hocalara güzel bir ders olmuştur.Elbette bu hikayeden güzel bir ders çıkarmak gerekir.
Ama;
Asıl yorumu siz sevgili okuyuculara bırakıyorum.Varın gönlünüzden nasıl bir yorum geçiyorsa öyle değerlendirin.
Yeni yılda umarım İslam Ülkelerinde böyle acı,kan,zulüm,akan göz yaşları ve yokluklar son bulsun.Kardeş kardeşi öldürerek aç ve perişan bırakmasın.Hani sık sık gündeme geliyor ya;
“Ölen de Allah diyor,Öldüren de!”
Öyleyse bu savaşlar niye?...
Kemal DOĞANAY
YORUMLAR
Görünen o ki;
bu İslam aleminin işi zor.
Bu kafa ile gidersek,
çok daha Müslüman kanı dökülür bu dünyada.
İşin en acı yanı da,
din kardeşlerinin birbirini kırması.
Gayri Müslümler akıllı.
Buldular bizleri salak, menfaat düşkünü,
verdiler elimize silahı,
ha babam birbirini kırıyoruz.
Neymiş?
Mezhep meselesiymiş.
Neden Ortodokslar Katolikleri öldürmüyor efendim?
Üstelik de, 1204 ten gelen bir husumetleri var.
Öldürürler mi?
Önce,
İslamiyet'i silecekler yer yüzünden, sonra kendi hesaplarına dönecekler.
İyi ki, Hicr suresi, 9. ayette,
''Kur'an'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız.'' demiş yüce yaratan.
Yoksa insanlara kalsa var ya,
yandı babam keten helva.
Hikaye müthişti.
Daha önce okumuştum bir yerde ama,
bu kadar güzel aksettirilmemişti.
Elinize sağlık diyorum.