- 959 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ALARA VE SARI KARANLIK (31.BÖLÜM)
Yine aynı rüyaydı.Güneşli,sıcak bir gündü.
Farklı bir gerçeklikte...
Küçük çocuk yine sokağın birinde hüzünlü hüzünlü yürüyordu.
Yolda öylece ona bakan küçük kıza ’’Gerçek olmamak nasıl hissettiriyor?’’ Diye sordu.
Ne dediğini kendisi bile anlamamıştı,rüya anladı.
O an yağmur yağmaya başladı.Hava soğudu.
Kız elindeki şemsiyeyi yukarıya kaldırdı.
Dua edercesine...
Hiçbirşey duymamış gibi yürümeye devam etti.
Gerçekmişcesine...
Sorduğu soru yağmur,şemsiye ise kızın tanrısıydı.
Daha sonra öyle sorular sordu ki,çoğu o kız gibi korkup şemsiyelerine sığındı.
Bazı şemsiyesizler ise üç beş damla yağmurdan ölmüş,cehenneme gitmişlerdi...
Küçük bir çocuk uyandı sisli ve kömür kokulu bir Trabzon sabahında.
Gördüğü rüyaları unutan,kreşe gitmek üzere olan bir çocuk...
Polis kıyafetleri içindeki babası çocuğu her zaman yaptığı gibi elinde bir bardak ballı süt ile uyandırmıştı.
Kahvaltılarını yaptıktan sonra babası ile kreşe doğru yürüdüler.
Dışarısı soğuk,sokaklar ıssızdı.Arkalarında bıraktıkları yol siliniyordu.Çocuk kreşe gittiği her günkü gibi korku içindeydi.
Yürürken kendi korkusunun soğuğu ile dışarısının soğuğu onun aleyhinde işbirliği içindeydiler adeta.
Babası onu omuzlarının üstüne alınca bu korkudan sadece bir anlığına dikkati dağılmıştı.
Kendini babasının omuzlarında oturan uzun boylu bir adammış gibi hissedince gülüp etrafa bakmaya başladı.Uzaktaki denizi gördü.Aşağısı uçurum gibiydi...
Dikkati dağılmıştı ama sonra kreşe yaklaştığını anlayınca bir sakinleştiricinin etkisi geçmiş gibi korkudan ve çaresizlikten ağlamaya başladı.
İradesizce ve yalvarırcasına küçük elleri ile babasının başına vurmaya başladı...
Ama yaptığı hiçbirşey kreşe gitmemesini sağlayamamıştı.
O gün kreşte bilemediği bir nedenle uyuyakalmıştı...
Ama sonra...
Uyandığında kendini yıllarca uyumuş gibi hissetti...
Barış’ın evindeydi.Barış onun dostuydu.Onu insanlardan saklamak için bir kaç yıl önce risk alıp bu eve getirmişti.
Yakın zamanlarda geceleri sokakta karanlık adamı gören insanların bazılarına yalanlar söylemek zorunda kalmıştı.Bazıları onu görmezden gelse de insanlara onu genetiği ile oynanmış bir şey olmadığı (ki gerçek buydu) konusunda ikna etmeye çalıştığı zamanlar oldu.
Barış,insanların zekasına göre yalanlar uydurup onun doping kullanıp vücut geliştirme sporu yaptığını söylüyordu.Çevresine yaydığı metafizik alanı ve daha bir çok şeyi açıklayamıyordu.
Bir gece barış,sokakta arkadaşıyla konuşurken karanlık adam etrafındaki uzun çimenleri olan arsadan çıkıp kendilerine yaklaşınca onun yaydığı enerjiden irkilip hayali siyah dumanlar gördüler.
Karanlık adam ise oradaki insanın barış olduğunu sonradan anladı çünkü o çoğunlukla insanlara insan görmüş gibi bakardı.
Anne,baba veya barış değil.Güzel,çirkin,çocuk,yaşlı değil.Kız veya erkek değil.İnsan...Sadece insan görmüş gibi bakardı.
Bu,bir kitap alınıp sayfalarındaki hecelere bakıldığında o hecelerin hiç bir anlam vurgulamamasından çok daha ileri bir algısızlıktı.Cansız bir nesnenin algısızlığı gibi...
Barış onu kendinden çok daha üstün bir kardeşi gibi görüyordu.Evin alt katındaki salonu ona oda yapmıştı.Karanlık adam konuşabilme yeteneğini kaybetmişti.Barış bu durumun da diğer haller gibi bir açıklaması bulunamayacağına,anlayışın ötesinde bir durum olduğuna inanıyordu.Barış tıp öğrencisiydi.Bu onun paravanıydı,bir şeyleri gizlemek için bilerek psikiyatrist olmamıştı.
Karanlık adama bir kaç haftadır hafızasını aktarıyordu.O gün yine evin merdivenlerinden aşağıya inip onun bulunduğu salona gitti.Karanlık adam sol eli ile bıçağını tersinden tutup bıçağı tutmak için kullanılan kısmı duvara hafifçe vurdu.
Barış,merdivenden inerken çıkan sarsıntılı sesin nedenini ancak bunu yaptığını görünce anlayabilmişti.O esnada karanlık adam bıçağı dikkatle iki eliyle tutup yere bıraktı.
Bunu adeta bıçak yeni doğan bebekmişcesine yaptı çünkü bıçak yarım metre mesafeden yere bırakılsa ev on şiddetinde bir depreme maruz kalabilirdi.
İkisi göz teması kurarken elinin ortasında bıçağın keskin kısmının bıraktığı siyah bir çizgi belirginleşiyordu.
Bıçak durduğu yerde yok oldu.
Barışa göre,boyutuna bakılırsa böylesine ağır bir maddenin durduğu yerde kaybolmasının mutlaka bir açıklaması vardı.
Ama onun simsiyah gözlerine bakarken başka konulardan söz etti.
’’Birçok konuda olduğu gibi İletişim konusunda da hala hayvanlarla benzerliğimiz var,onlar gibi ses çıkararak iletişim kuruyoruz.Gelecekte ise birbirimizle iç sesimizle iletişim kurabileceğiz.Bu şöyle ilerleme gösterecek:ilk başta bazen iç sesimizle,bazen ise sesli konuşmalar şeklinde karma bir iletişimimiz olacak.Sonraki nesilde yüz ifadelerimiz giderek donuklaşacak ve gereksizleşecek.Sadece iç sesimizle iletişim kuracağız.O zamanlarda insanlar arasında şimdikinden çok daha ciddi evrim farklılıkları olacak.Özellikle de zeka konusunda.Bazı insanlar iç sesi iletişimi kuramayacak.Bu insanların ikiye ayrılmasına neden olacak.’’
Barış durakladı,karşısındaki tek beden on beş kişi onu dikkatle dinliyordu.Barış herşeyi planlamıştı,bu söylediklerini bir gün karanlık adam söyleyecekti.Ama neden? Barış ne yapmaya çalışıyordu? Konuşmaya devam etti.
’’Şizofreni hastalığı ile gelecekte iç sesi iletişimi kurabilmemizi sağlayacak evrim arasında korelasyon var.Buna başka bir deyişle evrimin acelesi denilebilir.Bu yüzyıllarda evrime karşı bir şekilde toleranssızlığımız var.Bu da nadir olarak insanlarda şizofreni anormalliğine neden oluyor.’’
Vurgulu bir ses tonu ile ’’Yalnızca şizofreni hastalarının bazıları bu dönemdeki evrimin başlangıcına sahip insanlardır.’ dedi. ’Şimdi gelecekteki ikiye ayrılma hakkında söylediklerimi düşün...’’
Birkaç dakika sonra karanlık adam iki yüz altmış kiloluk bedeni ile demir yatağına oturdu.
Siyah gözleri,bıçağı ile vurduğu duvardan yere düştüğünde ikiye ayrılmış beton parçasından birine daldı...
Kollarını bacaklarının üzerine koyup elleri ile çeşitli hareketler yapmaya başladı.Sol elini yumruk yapıp sağ eli ile o yumruğu kapatıp ovalıyor,birkaç dakika sonra aynı hareketi diğer eli ile yapıyordu.
Barış ise son söylediklerinden sonra düşüncelere dalmıştı ama sıklıkla karanlık adama bakıyordu...
(0.20.NAKRES)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.