Muhittin Mütemadiyen -Oyun-
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Karakol (Muhittin, Mustafa, Komiser)
I. Perde
Sahne -I-
-Adınız beyefendi?
-Muhiyittin, Muyittin Mütemadiyen.
-Muhittin’in içindeki y mi, yoksa h mi amca bey?
-Sen Muhittin de oğlum, Herkes öyle dedikçe dilim alıştı Komiser bey oğlum. İkisi de benim nasılsa, aynı kapıya çıkar.
-Tamam amca bey, yani Muhittin Mütemadiyen. Sorun nedir, yani bu adamı yaka paça neden buraya getirdin?
-Bu adam var ya bu adam, benim gömleklerimi buldu Komiser bey oğlum.
-Nasıl yani, üstündeki gömleklerini mi?
-Hayır odamdaki gömlekleri, paket halindekileri.
-Paketlerini mi açtı? Özel gömlek falan mıydı bunlar anlayamadım.
-Değildi ama, üst üste duruyordu.
-Eee, gördüyse gördü ne olacak yani, suç mu işlemiş oldu şimdi.
-Suç değil mi sence Komiser oğlum?
Düşünsene, adamın biri evine geliyor senin hatrını sormak bahanesiyle sonra da senin odanın kapısını, sana sormadan açıyor bu suç değil mi?
-Bir de sizi dinleyelim bayım, bakalım siz ne anlatacaksınız. Adınız nedir?
-Mustafa Komiserim. Muyittin Bey haklı, ona sormadan odasının kapısını açıp içeri baktım. Kimin aklından geçerdi ki içeride yerden tavana kadar gömlek yığabileceği. Oysa ben Muyittin Beyden ses gelmeyince telaşa kapılmıştım.
Önce mutfak, sonra banyo derken, sıra odalara gelmişti ki sırtıma bir yumruk yedim.
... "Arsızzz ..." Dedi.
-Arsızsın tabi, yakaladın beni.
-İyi de Muyittin Abi, madem onca gömleğin vardı da, neden hep mahallenin eskilerini giyerdin ki?
-Bu ne demek oluyor beyler?
-Bu adam var ya, bu adam Komiserim, nefsi ile savaşan dünyadaki en cimri insandır.
-Hooppp Mustafa Bey, bizler bu yaşımıza kadar ne cimri insanlar gördük bir bilsen.
-Siz o, ne cimri dediğiniz insanları getirin bizim Muyittin Beyin karşısına, eğer inanıp da Ramazan ayında fitre ve zekatlarını ona vermezlerse ben adımı değiştirim Komiserim.
-Hadi oradan, komşu olacan bir de. Bir gün bana getirdiğin yemeklerin kaplarını boş göndermedim, şimdi kalkmış neler söylüyor elâlemin önünde.
-Beyler burası karakol, bırakın kavgayı.
-Tabi efendim, tabi. Doğru söylüyor, benim hanım akşam için eve ne yaparsa yapsın mutlaka Muyittin Abi’nin payı diye yemeklerini ayırıp yolluyor. Sonra ne oluyor? Bizimki de mütemadiyen ayni film, mısırı patlatıp aynı tabaklara üç tane birisine, üç tane diğerine, üç ötekine... Derken bizim zile basıyor, "tabaklarınızı boş göndermek istemedim." Diyor.
-Çuuşşşş, yani yuuuh, ayyy pardon yani canım. O kadar da yapmaz demek istedim. Değil mi Muyittin Abi bey.
-Valla yapıyor. Konuşsana Muyittin yalan mı?
-Sen bu adamın neresine vurmuştun Muyittin? Yaklaş bana doğru, gel gel ensesine mi ha arsızzz.
Davi/öyküsatıcısı 24. 12. 2014
Not: Tescillidir, izinsiz kullanılamaz.
YORUMLAR
Şu 10 gündür o kadar yoğundum ki yazınızı okumak bir türlü fırsat olmadı.Bazı güzel kalemlerin yazılarını o yüzden hep haftasonuna bırakırım.
Yazınızı okurken gerçekten gülümsedim..
Ama biz değilmiyiz zaten ağlanacak halimize gülen.
Muyittin bize yabancı mı? Hayır
etraf bırakın yaşlıyı gencecik dilencilerle dolu..Hele Sevgili Suriyelilerimiz de geldikten sonra dilenci nüfusu bir hayli arttı:)
Yazı gerçekten güzel olmuş..Devamını bekliyoruz.
Nerelerdeydin sevgili Davidoff?
iyisindir umarım...
Kaleminden çıkan her şey güzeldir; yorum yok!
Sevgimle...
Kurşunî Zaman
Gizli bir hayranınım anlayacağın ;)
böyle bir hastalık var evet, cimrilik değil sanırsam, psikolojide bir tanısı var. son dönemlerde çokça şahit oluyoruz'' sokaklarda dilencilik yapıyordu ama çok parası vardı..''
Davidoff
Muyittin Amca acaba sadece cimri mi Laci?
Kim bilir?
Nihayet, sihirbazım. Tiyatrolar perdelerini açtı. Bizi tutana aşk olsun.
Daha önceleri yazdığınız oyunlar olduğunu düşünüyorum, ancak ben ilk kez rastladım.
Kaç perdelik? Ve bana da bir rol düşer mi? Meraktayım, Bilesiniz..
Sevgiler ve alkışlar şimdiden...
Davidoff
Değerli Arkadaşımı Galaya davet etmeyi düşünürken, meğer bilet alıp gelmiş.
Teşekkür ederim Sevgili Denizeri.
E e, var böyle insanlar.
Duymasın ama teyzemin nerde ucuz görürse alır evine yığar. Ev bir depo oldu adeta.
İsteyince vereyim der, sonra vazgeçer vermez.
Bana pek çok manto aldığını ve hiç sırtıma sokmadım dedi.Ben de ver birini de giyeyim o zaman dedim,
herkese verdiğini söyleyince. Biraz tereddütlü olur kız, ne var sanki dedi. Kardeşinin eşine vereyim demiş
o isteyince de vermemiş. Torunlarıma falan veriveririm der aldığı giysileri. Geçenlerde bu yüzden kızını ve
torunlarını evden kovmuş, aldığı giysilerin yüzüne bakmadıkları için.Neden bilmiyorum ama onda alma hastalığı var.
Neyse çok uzattım, aslında öykülük malzemeymiş:)
tebrikler,
kısa, öz ve güzeldi öykü..
sevgilerimle..
Davidoff
Yakınan insanların bir çoğu yakınmayan insanlardan iyi durumdadır.
Ne var ki; onlar yakınmayı adet edindikleri gibi,
diğerleri de ağlanmamayı bilmezler.
Özlemişiz sevgili Davidoff'u...
Yüreğinize sağlık sevgili yazarım.
Tadı damağımda kalmadı, desem yalan olur.
Sevgimle...
Davidoff
Oyunların I. Perdeleri, okuyunca güzeldir.
II. İse izlenince.
Yine de Muyittin Abi ile sizler için görüşeceğim söz.
Sevgiyle Gülüm.
Bu yoğun iş temposunda yüzümü güldürecek kadar keyifle okudum... çok çok çok güzel olmuş aksi zaten olamazdı tebrik ederim :) Muyittin abinin maceralarını sabırsızlıkla bekleyeceğim..
Davidoff
Bir şartla Sevgili Buket...
Madem ki Defterimize geldin, kendine küçük de olsa vakit ayır.
O güzel şiirlerinden birisini bizlerle paylaş artık.
Bekliyoruz ;)
Davidoff
Bana göre uzunca bir aradan sonra Deftere gelip, yazmak bile güzeldi BTH.
Devamı zaten var
ama bazı yazıları (özellikle bunlar oyunsa eğer)
tadında bırakmak güzeldir.
Umarım izlemek nasip olur.
Teşekkür ederim.
Davidoff
Teşekkür ederim erolabi.
Etkili yorum seçecektim ama, Muyittin abi bekle hele dedi :)
erolabi
Ben de tanıdım .halen de sağ.Başörtülü ,namazında niyazında,ehl-i namus bir hanım.Bir tek sesi kalın,sakalları çıkıyor ve yüzü babası merhumun yüzü gibi.
fakat o bütün baskılara göğüs gererek ( ne kadar gerebilecekse) kendine uygun olduğuna inandığı hayatı yaşıyor. Annem onu çok sever ve onu görünce hanım bir arkadaşına görmüş gibi sarılır öper.
o da annemin bu kabullenişini ve onun onuruna olan saygısına sevgi ve muhabbetle cevap verir.
Çok da iyi yemek yapar.
)))
Onun hayatını dinleyip yazmayı ne çok isterim bir bilseniz
Davidoff
Valla erolabi ben çok sevdim bu Muyittin'i. Hatta bu konuda kendisine bir öykü bile yazabilirim de. Bir sorun var!...
Şimdi sizin Muyittin'i boş vakitlerinde, paralı günlere göndersek olmaz.
Kahveye göndersek yine olmaz.
Eee napçaz?
erolabi
Yirmi yıldır onun hayatını yazmayı istiyorum.
Bende Behice teyze kadar cesaret yok tabi ki.
Boş vaktı yok..ev işleri..temizlik bulaşık yemek odun derken namaz niyaz akşam oluyor...
Davidoff
İspiyon kötüdür erolabi :)
Neyse, bacımızı sen Behice diye kaleme al, ben Muyittin diye.
Artık Allah Selamet versin.
En kötüsünde gider evinde temizlik işlerine yardım ederiz.
Yapmayın yaaa...Tam da tadında bitmez ki...bir skeç bile çıkmaz bundan...hadi gelin bunu Zuhal Olcay'ı baş rolde oynatabileceğimiz bir tam oyuna dönüştürün. Sahneye koyması benden, söz...Size yazdığınız herşey yakışıyor, sayın yazarım. Canı gönülden tebriklerimle.SAYGIYLA
Davidoff
Bekleyin kemnur, eğer Muyittin Abi kodese girmez ise, orası kısmet tabi.
II. Perde yayınlanır.
Yok eğer içeri girip de, içeride kalırsa, yapacak bir şey yok.
Biz de el birlik edip, sırf Zuhal Olcay için yeni bir oyun yazarız. Hem de içinde Muhittin'in gömleklerini kullanırız.
Bize konu mu yok kardeş, evellallah. Yeter ki, senin sağlığın, benim de kalemim yerinde olsun.
Teşekkürlerimle.