İşi biten (FTÖ/FİT) ve Fetullahın ipi çekiliyor !
İşi biten (FTÖ/FİT) ve Fetullahın ipi çekiliyor !
Ülkemizde yıllardır bir cemaattir konuşuluyor.
Kendilerine ne ad takarlarsa taksınlar asıl kimlikleri istihbarat ve terör örgütü olan kısa adı: (FTÖ/FİT)/Gülen Cemaati,
bu memleketteki ilk ve tek cemaat değildir..
Ama hepsinden çok nemalandı,
devleti ve milleti yağmaladı,
gürültü kopardı ve yine gürültüyle devriliyor.
AKP bağırsaklarını boşaltırken kötü gaz çıkartıyor.
Ülkemiz;
cemaatler gerçeğine hiç de yabancı değil.
Şimdiye kadar birçok cemaat geldi geçti.
Ama dikkat edilirse,
diğer cemaatler devlete yakın durup devletle çelişkiye düşmeden varlığını sürdürmeye,
güçlenmeye çalıştı.
Siyasete doğrudan girmemeye özen gösterdiler.
(FTÖ/FİT)/Gülen Cemaati ise baştan beri farklı bir rol oynadı.
F. Gülen,
işin başında Komünizmle Mücadele derneklerinin kuruluşunda aldığı rolü gururla anlatıyor.
Son elli yıldaki,
Ülkü Ocakları vb. bütün halk düşmanı çetelerin fideliği bu Komünizmle Mücadele dernekleridir.
(FTÖ/FİT)/Gülen Cemaati de başlangıçta klasik cemaatlerin yolunu izledi.
Devletin sola karşı mücadelesine destek ve yardımcı (işbirlikçi) rolü oynadı.
Bu arada güçlenmeye çalıştı.
Ne var ki diğer cemaatlere göre daha güçlü değildi.
12 Eylül faşist darbesi ülkenin üzerine karabasan gibi çökerken,
(FTÖ/FİT)/Fethullah Gülen Cemaati’nin bahtına güneş gibi doğdu.
Bırakalım solun kanlı tasfiyesini,
bazı cemaatler bile zarar görürken Gülen Cemaati’nin önü açıldı.
Gülen,
faşist diktatör Kenan Evren için ‘’Mecburi din dersi getirdiği için desteklemek gerekir’’ diyordu.
Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuştu.
Irkçı-Kafatasçı faşist Türk-İslam sentezi için ideal zemin Gülen Cemaati’ydi.
O günden beri, Salya-sümülkünün
(FTÖ/FİT)/Gülen Cemaati devleti yönetenlerle yakınlık içinde hiç durmadan büyüdü.
Solun ve her türlü demokratik eğilimin tasfiyesinde büyük rol oynadı.
Devlete sızmanın ötesinde,
devletin belli başlı kurumlarını ele geçirdi.
Bu arada kendisi de büyüdükçe değişti.
Bir cemaat olmaktan çıktı.
Bir parti mi,
şirket mi,
dernek mi,
sendika mı,
istihbarat örgütü mü,
spor kulübü mü,
(Yada hepsi)
ne olduğu belirsiz,
yasadışı bir yapı haline geldi.
İşin garibi devletin her kurumu (hırsız sultan RTE dahil) bu yapıyla iş tutuyordu.
AKP iktidarı,
Cemaatin /(FTÖ/FİT) zirvesi oldu.
Cumhurbaşkanı-Başbakan ve Cemaat arasında elçiler-arabulucular dolaşıyordu.
(FTÖ/FİT)/Cemaat adıyla, koalisyonun büyük ortağı gibiydi.
(FTÖ/FİT)/Cemaati, bundan güç alarak devletin tümüne egemen olmaya kalkışan bir çete durumundaydı.
Solu tasfiye ettiğine inanan (FTÖ/FİT)/Cemaat,
Kürt hareketini de tasfiye edeceğine inandı.
KCK operasyonları ve sayısız cinayet-katliam bu amaçla yapıldı.
2011-12 yıllarına gelindiğinde Cemaat sözcüleri Sri Lanka modelini gündeme getirdiler. IŞİD’çi ağzıyla, ağızlarından kan damlayarak
“Yakında Kandildekilerin de ciğerini söküp getireceğiz” diyorlardı.
Ama hüsrana uğradılar.
Artık devlete faydadan çok zararları olmaya başladı.
Fişleri çekildi.
Kendilerinden önceki çeteler gibi tasfiye ediliyorlar,
edilecekler.
(FTÖ/FİT) yani Cemaatin tasfiyesi otomatik olarak demokratikleşme anlamına gelmiyor.
Tersine,
tek parti-tek şef diktasına giden AKP’nin hazırladığı yeni Takrir-i Sükun ya da yeni Tunceli kanunlarıyla kanlı bir süreç başlıyor.
Daha yasa çıkmadan polis sokağa çıkan gençleri vurmaya, kan dökmeye başladı.
Bir yanda, hala Sri Lanka hayalleriyle yaşayan Cemaatçiler,
bir yanda da “İç Güvenlik Paketi” ile yeni bir soykırıma hazırlanan AKP diktası.
İkisi de halklarımız için kırk katır ya da kırk satır demektir.
Halklarımızın birleşik mücadelesi bu tuzakları boşa çıkarıp özgürlük yolunu açabilir.
Atilla Yüceak. Aralık 2014
Araştırmacı Yazar-Şair
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.