BİR ZULÜM TAPINAĞI: BANKA
BİR ZULÜM TAPINAĞI: BANKA
Biz bir değeri kaybettik. İnsanlığımız, sorumluluk duygumuz, dünya anlayışımız korkunç bir değişime uğradı.
Biz bir değeri kaybettik. İnsanlığımız, sorumluluk duygumuz, dünya anlayışımız korkunç bir değişime uğradı. Dostluğumuz, kardeşliğimiz, komşuluğumuz musalla taşındaki son göreve indirgendi ki bu son görevi bile hakkıyla ifa ettiğimiz söylenemez. Kurdun, kuşun, yolcunun, garibin, yetimin hakkını gözeten bir medeniyetin çocukları bu denli duyarsızlaşmışsa ortada biz diye bir şey kalmamış demektir.
Bu gün bankalar kurban peşinde bir tapınak gibi. Kapitalizmin mabedi olan banka, insanımızın iliklerini emiyor. Nice yuvalar yıkıldı, nice onurlar haciz yedi, nice gönüller yardımsız, çaresiz bunalıma girdi. Bütün bunlardan sorumluyuz. Olanların olmaması için bir şey yapmak gayreti yoksa en azından bir tepki geliştirememişsek suçluyuz. Ben bankaya mecbur kalan insanların elinden tutmayanları onları kaderine terk edenleri suçlu buluyorum. Çünkü biz aramızdan ödünç vermeyi, yardım etme gayretini kaldırmışız. Kapitalist kan emiciler reklâmlar la zaruri olmayan ihtiyaçları zaruri gibi gösterip tüketimi kamçılayıp, insanımızı ağlarına alıyor ki kurtulmak ne mümkün. ”sen çalış ben yiyeyim” anlayışının sistemli halidir banka.
Araba, ev, eşyaların markası, tatil gibi modern putlarla ortaya çıkıp, bunlarla mutlu olunduğu var sayımı ile işin şuurunda olmayanlarda aynı tuzağa düşüyor. Varlıklı zevat eşyasını olmayanın gözünün içine sokarak yaşayınca yoksul zümre de eşya peşinde koşmaktan kendini alamıyor. Bu ne menem bir ahlaktır ki arabayı gören “geçen seni görmüştüm” diyebiliyor. Bir veli, çocuğunun karnesindeki zayıfı, hanımının yüzündeki sitemi, annesinin hastalığını görmüyor ama yürüyen putu-arabası-tık dese koşuyor tamirciye. Benim eşyam değil eşyanın beni biçiminde bir yok oluş. Bu öyle bir durumdur ki eşyanın kalitesi markası oranında varsın, ya da yoksun “ tekasür” suresi bu insan psikolojisini en derin bir biçimde resmeder. Eşya çoğalmakta fakat insanlık kaybolmaktadır!
Herkes bir diğerine eşyası oranında değer verince sahiplik duygusunun, kör bakışı ile borçluyu, dertliyi görecek duyarlılık kalmıyor. Bence yapılması gereken en önemli iş bu duyarlılığın tekrar inşası olacaktır. Eşya sarhoşluğuyla birbirine yabancılaşan, birbirine duyarsızlaşan tüketen hayvan bir gece de bir ailenin bir aylık ihtiyacını tüketebiliyor.
Bankalar bu duyarsızlığın, bu tüketme çılgınlığının oluşturduğu boşlukta zincirini takıyor. Artık bir kölesindir, bir lirayı on lira olarak ödemek zorundasın. Ödemediğinde ya intihar, ya hırsızlık, ya da sermaye düşmanlığı başlamaktadır ki her biri yine banka sistemini desteklemektedir. Biz bu noktanın şimdilik mağduru olmayabiliriz ama bu sorumluluktan kurtarmaz bizi. Bunun için bir seferberlik başlatmalıyız. Yardımlaşmayı, ödünç vermeyi, duyarlılığı yeniden kazanmalıyız. İkinci, üçüncü umreleri, tatilleri, yeni modelleri terk ederek borçlu aramalı ve vermeliyiz. Hatta dönüşünü beklemeden vermeliyiz. Oturduğumuz apartmanda yakıt borcunu veremeyen biri mi var ödemeliyiz borcunu, çocuk okutan bir aile mi var bir aylığını biz göndermeliyiz, kız gelin eden, oğlan evlendiren biri mi var bir yerinden tutmalıyız.
Ekranlardaki hormonlu yardım kampanyalarını değil bu banka zedelere yapılan yardımları önemsemeliyiz. Sokak ortasında tişört vererek, şapka vererek kredi kartı dağıtan şık giyimli modern baylar ve bayanlara demeliyiz ki” kardeşimi sizin tapınağınıza kurban vermeyeceğim” bu kardeşlik güvenini kim birinde bulsa bankaya bulaşmaz. Yardım duygumuzun ölmesi,bencilliğin artması, eşyanın putlaştırılması bankaya vücut veriyor. Bir şehirde bankalar bu kadar çoğalmışsa insanlık o kadar ölmüş demektir. Bir yerden başlamalıyız. Bu başlangıç en yakınımızın bilinçlendirilmesi ve ona güven veren bir dost olmakla ortaya çıkar.
BANKA KAPİTALİZMİN EN ZALİM BİR TAPINAĞIDIR. BU TAPINAĞI BESLEYEN BOŞLUKLARI DUYARLILIKLA YENİDEN DOLDURMALIYIZ. VE VERMEYİ ÖĞRENMELİYİZ. PARTİ GENEL BAŞKANLARININ YEMEĞİNE HARCANAN PARALARLA ÇOK YOKSULLARIN ÇARESİZLİĞİNE ÇARE OLUNABİLİR. BİR YERDE DUYARLI MÜSLÜMAN VARSA ONUN ÇEVRESİNDE, SORUMLULUK ALNINA GİRENLER ARASINDA BANKA MAĞDURU VARSA O MÜSLÜMANLIK AVANTAJLARDAN YARARLANMA MÜSLÜMANLIĞIDIR!
HER BANKA MAĞDURU KİRLENEN RUHUMUZUN, BENCİLLEŞEN AHLAKIMIZIN, KAPANAN KALBİMİZİN BİR ÖRNEĞİDİR. KASASI KAPALI MÜMİNİN KALBİNİN AÇIK OLDUĞU SÖYLENEMEZ. TEKASÜR SURESİNİN VERDİĞİ DERSE BUGÜN CAHİLİYE DÖNEMİNDEN DAHA FAZLA MUHTACIZ. ALIŞVERİŞ MERKEZLERİNİN İNDİRİMLİ GÜNLERİNİ PROTESTO ETMELİYİZ ÇÜNKÜ BU GÜNLER BANKA TAPINAĞINA KURBAN SEÇME GÜNÜDÜR BİLİNE!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.