- 1506 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Ağaç Gibi
"Vur,kır,dök,parçala,horla,zorla,bağır,çağır hatta haykır,ez ezebildiğin kadar,yumruklayıp birde kafa at yetmedi üstüne basıp pas pas gibi çiğne , her ne yapıyorsan ve elinden geleni ardına koyma..."
Sinirlendiğimiz zamanlar da çoğumuzun başvurduğu yöntemlerden bazıları veya bir kaçıdır yukarda saydıklarım.Günümüz çağının en büyük hastalıklarından biri strestir.Yoğun stres içinde günlük hayatımız da yaşantımızı sürdürmeye çalışıyoruz.Eh her ne kadar istemesek te hemen hemen her gün hepimiz tatsız bir olaya tanıklık etmek durumunda kalıyoruz.
En basit örneklerden biri şehir trafiğidir, muhtemelen sabah erken yada akşam üstü vakitlerinde ki yoğunluklarda sıkça kavga eden yada tartışan kişilerle karşılaşmak nerdeyse kaçınılmazdır.
Örnekler saymakla bitmez.Toplum olarak her şeye ani tepki gösterir hale geldik.Ufak bir kar tanesi , çığ gibi olabiliyor çoğu zaman.Sürekli kavgalar , tartışmalar , küskünlükler , ayrılıklar toplumumuzla özdeşen bir bütün oldu nerdeyse.
Yakın zaman da keşfettiğim bir ayrıcalığın keyfini sürdürüyorum.Ve bu ayrıcalığı sizlerle paylaşmak istedim.Artık ne sinirlendiğimde ne de üzüldüğüm de kalkıp ta birilerinin kalbini kırmıyorum , bir şeylere ya da kendime de zarar vermiyorum.
Neden içimde bir yıkım yaşarken bunu dış dünyaya da yaşatayım ki !.. Ben kahrediyorum diye dünya da mı kahırlanmalı , ağlıyorum diye her yer sel mi olmalı !..
Elbette ki hayır..
Bir meyve ağacı diktim.Önce çok komik geldi ama her sinirlendiğim de soluğu ağacın yanında almaya başladım. Elimde bahcevan kovası sabırla suladım.Ta ki sinirim , üzüntüm , kederim geçinceye kadar.Her seferinde hiç sıkılmadan devam ettim.
Şimdi diyeceksiniz ki ; küfürle , sinirle sulanan bir ağacın meyvesi ekşi olmaz mı ?
Şüphesiz ağacın bu olayda ilgilendiği kısım sadece sudur.Ne bizim sinirli olduğumuzla nede ağzımızdan çıkan zırvalarla ilgili değil.Ağaçların sindirim organları oldukça gelişmiş olup besinlerden en iyi şekilde istifade edebilirler.
Öfkenizin , üzüntünüzün , acılarınızın , kederlerinizin ve hınçlarınızın filizlenip dallanıp budaklanıp , bir ağaç olup meyve verdiğini görmelisiniz.İnanın bunu yüreğiniz de yeşertmektense bir ağaç olarak vücud bulması çok daha hoş ve güzel.Bu ayrıcalığı kendinize çok görmeyiniz..
Ben bir sadist değilim.Bunu belitmekte isterim.Beni heyecanlandıran ağaca sövmek yada kızmak değil.En kötü halimde , en istenmeyen halimde can vermek.Kendimi ne kadar kötü hissedersem hissedeyim , sinirimden öfkemden bir canlıya hayat verebilmek.Bende ki negatif duyguları bir ağaçta da olsa pozitife çevirebilmek.Bence herkes mutlaka bu güzel duyguyu yaşamalı ve yaşatmalıdır.
Şimdilik bir ağaç ama yalnız kalmayacak!...
_gÖKHAnN_