ANILARIMLA BAŞ BAŞAYIM (1)
ANILARIMLA BAŞ BAŞAYIM
UNUTULMAYAN HAFIZALARIMIZDA YER BULAN ANILARIMIZDA YAŞAYAN BİR BABA
YIL 1963
Ben babaya düşkün bir ailenin çocuğuydum, babam nereye gitse yanından hiç ayrılmazdım
Gâhî tarlaya ekin ekmeye, gâhî çayırlarda tırpanla çayır biçmeye giderdim.
Gücüm yetmezdi tırpana, ekini, çayırı orakla biçerdim, tırmıklardım öbek yapardım, beşti yaşım
İlkokula öğretmenlerimizin isteği üzerine idare amacıyla gitmiştim
Hatta1939 büyük Erzincan depreminden sonraki yıllarda gelen hafif şiddetteki artçı depremde , babamla köy harmanımızda döven üzerine yün döşek, yorgan, yastık alarak dışarıda elektriği olmayan bir köyde ay ışığında yatmıştım, bu anıyı unutamazdın
Sabah ayazında çok üşümüştüm, babamın o şiş sıcacık göbeğine, göğüs kafesine iki büklüm sığınmıştım
Unutamazdım. Evin ilk ve tek oğluydum, çok zahmetli geçmiş annemin anlatmasına göre çocukluğum
Bir kış yani şubat ayının 20 sinde doğmuşum, lakin yılı belli değil, Rahmetli dedem Hasan Çavuş Kuranı Kerimin iç kapağına not etmiş, Kuranda aile fertleri arasında el değiştirince doğum günümüz düşmüş şüpheye
Babam reçberlikte geleceğin olmayacağını düşünerek, Zonguldak E.K.İ zamanki adı Ereğli Kömürleri işletmesinde madenci olarak çalışan dedem Hasan Çavuşun yanına uzun ve zahmetli yorucu bir yolculuktan sonra
Önce köylerden yumurta toplayan bir yumurta toptancının yumurta kamyonu ile tercana, tercandan dolmuşla Erzincan’a Erzincan’dan Ankara ya giden kara trene binerek kızıl ırmaktan aktarma ile zonguldağa gelen trenle gelir
Dedem o dönem işçi kulübeleri, işçi barakaları tabir edilen tek odalı yerlerde dört beş işçinin ağaç somyadan yatma yerleri ve küçük piknik tüpü ile yemek pişirdikleri iş çıkışında duş aldıkları saç odun sobasıyla ısınan, küçücük mekânlar da kalır
Aldığı maaşın büyük bir kısmını köye anneme gönderir, malum soğuk bir memlekette yaşamak pek kolay olmasa gerek
Özellikle kışın, su bulamazdık kar eritir içerdik, yada küçük amcam kar altından tünel açar 100 m uzaktaki köy çeşmesinde su taşırdı, hayvanlara vermek için yada yemek ve diğer ihtiyaçlar için kar suyundan çay olmazdı mecburen damla, damla damlasa da sabırla köy çeşmesinden suyu getirmek zorunda kalırdık
Elektrik yoktu gaz lambası yâda fıskiye aydınlatmada kullanılırdı, bir gün gaz lambası camı is tutmuş
Baba annem oğul ben koyun sağmaya gidiyorum sen şu temiz tülbendi al,gaz lambası camını sili ver
Senin ellerin küçük daha rahat silersin, gaz lambası camı huni biçiminde gaz lambasına gelen kısmı daha sonra fitilin tutuşturulduğu balonlu kısım ve onu takip eden isin dışarı atılması için 20cm uzunluğunda cam boru şeklinde
Severek camı silerken aksilik bu ya, gaz lambası camını kırdım çok üzüldüm akşam karanlıkta kalacağımızı düşündüm, hemen anneme koştum anne ben gaz lambası camını silerken kırdım korkudan benzim solmuştu, çocuk aklımla çok korkmuştum
Annem babaanne duymadan git kümesten 3 yumurta al köy bakkalından lamba camını al gel 14 numara olsun tamam dedim
Hemen kümese koştum 3 yumurtayı gizlice koynuma koyarak köy bakkalına koştum, lamba camını aldım getirdim ve o gün babaannenin bana verdiği görevi yerine aksilik yaşasam da yerine getirdim, ama ödülsüzde kalmadım
Babaanne koyunları, keçileri sağıp sütünü getirip tandır damı dediğimiz mutfağı yani ekmek pişirilen şöminenin içindeki 3 ayak demirin üzerinde odun ateşi ile kaynatmaya başlamıştı bile
Birden bire babaannemin bana cemal, cemal diye seslenişini duydum, koştum buyur babaanne dedim, oğul gaz lambası camını sildin mi? Sildim babaanne, kırmadın değimli? Hayır, babaanne
Aferin oğlum o zaman terekten yani mutfak rafından bir maşrapa kapta gel sana sıcak süt vereyim de iç dedi offf çok sevindim bu olaya annemde başındaki yazma altında hem ekmek pişiriyor hem gülüyor lakin renk vermiyordu
Babamın okur yazarlığı yoktu fakat Zonguldak ta ali okuluna gitmiş okuma yazmayı öğrenmiş ve bize ilk mektubu kendisi yazmıştı
O mektup gelmişti, fakat okuma yazmam olmadığı için annem küçük amcamı bulmamı ve babamdan gelen mektubu kendisine okumasını istedi koştum amcamı köy meydanında arkadaşları ile sohbet ederken buldum ve babamdan gelen mektubu okumak için eve gelmesini söyledim amcam yengem bana bir Bafra cığara alırsa gelip mektubu okuyacağını söyledi
Geldim anneme olayı anlattım vay yezit vayy vay hınzır vayy bak rüşvet almadan gelip mektubumuzu okumuyor diye söylenmeye başladı ve bana git yine kümesten 1 yumurta al bir Bafra cığara al götür amcana ver dedi
O an bende itiraz ettim anne bende akide şekeri ve sakız almak istiyorum dedim o zaman git buğday sepetinden bir tas buğday götür istediğin şeyleri sende al fakat babaannen görmesin
Tamam dedim ve yumurta ve buğdayı köy bakkalına vererek amcama Bafra cıgara ve kendime hem sakız hem akide şekeri birde bir çay bardağı dolu beyaz leblebi aldım
Ertesi gün bir kıyamet koptu, babaannem meğer o gün kümesteki yumurtaların sayısını biliyormuş
Kümeste daha önce saydığı yumurtaları göremeyince söylenmeye başladı, diktatör bir kaynanaydı babaannem
Annem ve ortanca amcamın karısı dilber yengem kafa kafaya verip bir mazeret bulmaya çalışıyorlarken, bende suçlu olarak yakalanmak için evden uzaklaşıp arkadaşlarımın yanına gitmiştim
______Ali Cemal AĞIRMAN______
Not anılarım dizi yazım devam edecek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.