- 1352 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
TÜY KADAR HAFİF OLMAK
"Nitelikli bir insan olmaya giden yoldaki ilk test, alçakgönüllülüktür. Alçakgönüllülükten kastım, kişinin kendi gücünden şüphe etmesi ya da fikrini söylemeye çekinmesi değil, söyleyeceği ve yapabileceği şeyler arasındaki bağı kavramış olmasıdır.’’
Ruskin’ e göre, alçakgönüllü insan sadece cesur değil, aynı zamanda farkındalığı yüksek, tutarlı ve bilge insandır.
Hepimizin, her iki kategoriye de gireceği günlerin hayalini kurmak bile ne kadar güzel!
Bir tüy kadar hafiflemek..
Ah keşke…
Hem öyle hissedebilmek içsel gezinti sırasında. Hem tanımlamalara eksiksiz uyabilmenin hazzını ve güzelliğini tadabilmek ömür sürecimizde.
Her yeni güne uyandığımda, ah ne olur, her halinin birbiriyle örtüştüğü içten doğal dürüst bir insan portresiyle karşılaşsam diyorum.
Başta kendimiz olmak üzere tüm insanların tepeden tırnağa kusursuz olmadığını kabul etmiş olsak da.
Bu kusurları her geçen gün edindiğimiz deneyim, kendini geliştirme ve olgunlaşma süreci içerisinde törpülemek ve asgariye indirmek görevimiz olmalı insanlık adına.
Yalana önce kendimizi kandırmakla başlıyoruz sanırım. Bilgisayar laptop, tablet ve ötesi pek çok iletişim, etkileşim ve ulaşım aracılığıyla, alınan nefes ve daha neler neler işitilir ve görünür hale geldi bu kısa süreçte.
Şimdi küçük bir avuca sığabilen cep telefonları kocaman bir dünyayı sığdırdı belleğine ve kullananlara kapılarını açtı neredeyse evrenin..
Sanal alem dedikleri alem ise bir başka alem. Komik olan da bu alemin içinde yer alan ve gerçek yüzleri gizli saklı olanlar bu sanal alemin sanal insanlarını yerden yere vurmazlar mı.
Biraz önce bir kanalda, başta tiyatro, dizi ve sinema filmi oyunculuğu. Ve çeşitli konularda program sunuculuğu yapan gerçekten çok başarılı bir kadın sanatçı konuk olduğu bir programda dürüstlük samimiyet ve nazik terbiyeli insanların kusurlarını görmezden gelmenin erdeminden söz ediyordu.
Oysa deli dolu çok rahat ve biraz da olaylı yaşam geçmişi olduğunu onu yakından tanıyanlar çok iyi bilirler
Yaradan’ın bazı insanlara bahşettiği onca yetenek ve dolayısıyla ardından gelen maddi olanaklar, artan şöhret ve tanınmışlığın verdiği dünyevi rahatlık ve güven her şeyi unutturabiliyor onlara çok zaman.
Yalnız onlara mı…
Sokağımızın neredeyse yarım asırlık esnafı ve bir o kadar da kötü hatta berbat bir insanın yol üstündeki dükkanın önünden her geçişimde seslenir bana.
Değil sokağın, değil mahallenin ve değil semtin, bir Kadıköy insanının açılmamış defterini açıp sermek ister önüme. Ben hemen açılmadan kapattırmasam. Bazen de yararlı olmuyor değil hani bu sayfalar..
Off…Biliyor musun çok sıkıldım yaşamaktan. Her gün ve her şey birbirinin aynısı. İçimde zerre kadar yaşama sevinci yok. dedim ağzını açmasına fırsat vermeden.
Ölüp de ne yapacaksın. Nasılsa gideceğin yer orası değil mi dedi.
Ama benden önce ölürsen en güzel çiçeği yaptıracağım sana, bunu bil. Derken gözlerindeki hafif hüzünle birlikte duyduğu gurur ve heyecanı hiç unutamayacağım. Bunu duymak sevindirdi beni.
Çünkü her ne kadar hak etmiş olsa da, yenilir yutulur olmayan hakaretler yağdırdığım ve kendi ifadesiyle: Bizim oralara gittiğimde beni tanıyanlar: bana bak, sakın buralarda ölmeye kalkma. Mezarlığı bile birbirine katarsın diyorlar, sözlerine muhatap olan. Ve: Ben yaralı parmağa bile işemem. Diyen birinin ilgisini görmenin ve göndereceği görkemli çiçeği garanti etmenin mutluluğunu yaşamadım desem yalan olur bu yalan dünyada.
YORUMLAR
Bu alçak gönüllük meselesini çok düşünmüşümdür bir düşünür şöyle diyor aslında bir insanın kendini oduğundan üstün göstermesi aptallıktır ama olduğunun altında göstermekte ahmaklıktır der,bu görüş biraz daha akla yatkındır bence.''Ölüp de ne yapacaksın. Nasılsa gideceğin yer orası değil mi dedi.
Ama benden önce ölürsen en güzel çiçeği yaptıracağım sana, bunu bil. Derken gözlerindeki hafif hüzünle birlikte duyduğu gurur ve heyecanı hiç unutamayacağım. Bunu duymak sevindirdi beni.'' enteresan sevinmeniz şöyle derler ölmekte olanların yanına gider onu mutlu ederken aslında bak sen ölüyorsun ben yaşıyorum senin bu dünyada ekmeğin bitti ama ben fıstıklı baklava yiyeceğim diye geçirirmiş derler,yani yanına bak yaşıyorum iste sen yok olacaksın bence gıcık kaptığın birinin gelmesi yada çiçek göndermesi
biraz ağırıma giderdi bende hasta ruhlumuyum neyim:)))))),
ilginç bir yazı selamla.
DEVRİM DENİZERİ
UZUN ÖMÜRLER..