- 962 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
VAHŞİ BATI’NIN HAYDUTLARI
Tozu dumana katarak dörtnala koşan atların çektiği posta arabasını, vadinin çıkışında durdurup, kasabaya varmadan yolunu kesen haydutlar. Posta arabasında olan dört milyon $" doları çalmanın peşindeydiler.
Başka eyalette altın madeni işleten bir yakınının gönderdiği komisyon paralarının gelmesini bekleyen, kasabanın şerifi Tayptıs, o paraların bir kısmını kendisinin de aday olduğu yaklaşan şerif seçimlerin de kullanacaktır.
Bir kısmını da seçim yatırımı olarak kasabaya hâkim bir tepeye gösterişli bir kilise ve gelip geçen kovboyların kullanması için kasabanın meydanına yaptıracağı umumi tuvaletin inşaatına harcayacaktır.
Haydutların başı olan batının en korkulan adamı Fetox Bu paralara göz dikmiştir. Boyunlarına taktıkları fularlarıyla, yüzlerini gizlemiş olan emrinde ki adamları, önünü kestikleri posta arabasının sürücüsüne arabada ne olduğunu sorarlar. Silahların üzerine çevrildiği arabacı, korkudan titreyerek cevap verir.
-Ayakkabı kutuları!
- Nee! Ayakkabı kutuları mı? Paraları ayakkabı kutularına mı koymuşlar? Hah hah haaa doğrusu çok akılıca hey! Gringo aç bakalım ayakkabı kutularını,
Arabacı elleri titreyerek kutuları bir biri ardına açar, ancak kutular boştur.
Ayakkabı kutularında para olmadığını gören Fetox çok öfkelenir iki elini de havaya kaldırarak,
-Tanrı sizi kutsamasın emi, kilisenize de, tuvaletinize de ateş düşsün, karanlıklarda kalıp kabız olasınız,
Şeklinde beddua ederek söylenirken o esnada Fetox’un adamlarından biri araya girip,
-Efendim arabacıyı ne yapalım, öldürelim mi?
Diye, sorduğunda bunu duyan posta arabasının sürücüsü korkudan bayılır. Fetox bu kez öfkesini kendi adamına yönelterek,
-Yok, kendini tövbe tövbe ulan ne öldürmesi be ahmak herif. Bak! Senin yüzünden adam korkudan bayıldı. Neyse, adamın üzerindeki elbiseleri çıkarın iç çamaşırlarıyla kalsın ellerini de arkadan bağlayıp atlardan birine bindirip kasabaya şerif Tayptıs’a gönderin, o gereken mesajı alacaktır. Ha! Bu arada şerifin ofisini dinlemek için yerleştirdiğimiz adamlar ne durumdalar bir haber var mı?
-Şimdilik yok efendim biri perdenin arkasında diğeri de masanın altına saklanıp şerif Tayptıs’ın ofisinde konuşulanları dinlemedeler konuşmalarda söylenen sözleri kâğıda yazıp not ediyorlar.
-Tamam, o zaman toplanın gidiyoruz.
Birkaç saat sonra, at’ın üzerinde baygın vaziyette kasabaya gelen üstündeki elbiseleri haydutlarca çıkarılıp don gömlek kalmış posta arabasının sürücüsünü gören şerif Tayptıs koşarak yanına gitmiş bayılmış olan adamı at’ın üzerinden yere indirmişti.Ayılması için popo sunun yanaklarına hafifçe şaplaklar atarak uyandırmaya çalışıyordu. Adam kendine gelip ayıldığında şerif Tayptıs’ın heyecanla adama sorduğu ilk şey ayakkabı kutularındaki paralar olmuştu.Yeni ayılan adam yorgun bir vaziyette olanları anlatmaya başlamıştı.
-Efendim posta arabasının iki kez yolunu kestiler.
-Kim kesti haydutlar mı?
-Şey efendim,
-Kim kesti söylese be adam,
-Efendim ilk seferinde şerif yardımcılarınızın oğulları kesti, zaten paraları da onlar çaldı.
-İkinci seferdeyse şey…
-Söylesene be adam deli etme insanı ikinci seferde arabayı soymaya teşebbüs eden kimlerdi?
-Çok sevdiğiniz dostunuz fetox efendi ve adamları.
Duyduklarına çok öfkelenen şerif Tayptıs yüksek sesle söyleniyordu.
- Şu hâle bak ya, bu zaman da kimseye güven kalmadı. Ulan benim komisyonumdan başka göz dikecek paramı kalmadı memlekette.
Şerif Tayptıs dostu olarak bildiği ne isterse verdiği, ne söylerse yaptığı ve pareler hareket etiği Fetox’sun aslında haydutların başı olduğunu o ana kadar bilmemektedir.(!) Şerif Tayptıs intikam yeminleri etmektedir. Fakat yaklaşan seçimler yüzünden intikamını seçimlerden sonraya bırakmıştır.
Seçimler nedeniyle kasabada hummalı bir çalışma vardır. Her yer bayraklarla süslenmiş, şerif adaylarının resimlerinin olduğu afişler, kasabanın her yerine asılmıştır. Yapılan anketlerde bir önceki seçimi kasaba halkının % 50 sinin oyunu alarak kazanan şerif Tayptıs 1. Sırada önde gözüküyordur. Bunun nedeni kasabanın tüm bölgelerine hâkim olup gidebiliyor olmasıydı. Hakkını teslim etmek gerekirse şerif Tayptıs, yap-işlet-devret modeli ile kasabaya birçok yatırımın yapılmasını da sağlamıştır.
Gerçi ilk şerif adayı olduğunda kasaba halkına 3/Y (yoksulluk, yasaklar ve yolsuzluk) ile mücadele edeceğini vaat etmişse de ilerleyen zamanda kendisinin şerif olduğu dönemde yeni yasaklar getirmiş, yolsuzluklar ve yoksulluklar oluşturmuştur. Buna rağmen kasaba halkı şerif Tayptıs’ı sevmiş ve onun koltuk altı kılıyız demişlerdir.
Diğer şerif adaylardan 2.sıradaki kişi Kemren ‘dır.Kasabanın merkezinden çıkmayıp seçim propagandaların da, şerif Tayptıs’ı yolsuzluk yapmakla suçlamaktan başka bir şey yapmamış, halka hiçbir proje sunmamıştır. Politikalarını kasabanın kuruluş yıllarındaki siyaseti üzerinden yürütmüş yenilikçi olamamış o devirlerden çıkamamıştır. Her başı sıkıştığında imdadına koşan göreve çağırdığı en tehlikeli haydut çetesinin adamları artık ona yardımcı olamıyorlardı. Nedeni kasabanın biraz dışındaki siliwerst hapishanesin de paşa paşa yatmaktaydılar. Ancak zaman içerisinde küçük bir kız çocuğu kadar masum (!) oldukları anlaşılan haydut çetesinin adamları birer birer salınmıştır. Haydut çetesinin eskisi gibi yeniden yardımlarına koşmasını isteyen şerif adayı Kemren ve yardımcıları istedikleri cevabı alamayınca yıllarca her türlü pis işleri birlikte yaptıkları haydut çetesinin adamlarına ağza alınmayacak sözlerle hakaret etmeye başlamış, kartondan kaplan olmakla itam edip aşağılamışlardır.
Hiçbir vizyonu olmayan 3.Sıradaki Dewiran’ise ırkçılıkla kafayı bozmuş cilalı taş devrinde kalmıştır.
4.sırada ise yerel halkın temsilcisi olduğunu idea eden fakat yerel halkın büyük çoğunluğunun ciddiye almadığı umursamadığı şeyine bile takmadığı oturan boğa anlamına gelen kızıl derililerin reisi Selloğa aksine oturmayıp,apaçi arkadaşlarıyla beraber yüzlerine maske takıp, kasabanın sokakların da koşturmuştur. Çevredeki posta arabalarını ateşe vermiş kasabadaki dükkânları yağmalamış evlerin camlarını kırmıştır.
Şerif Tayptıs seçim arifesinde ayakkabı kutularındaki çalınan paralara öfkelense de diğer şerif adaylarının yetersizliğine sevinerek kendini teselli etmiştir.
Güneşli bir öğle vakti siyesta yapan, şerif Tayptıs ofisinin önündeki veranda da oturduğu tahta sandalyede yayılıp kovboy şapkasını yüzüne kapatmış, uzattığı ayaklarını veranda’nın korkuluklarına dayamış şekilde uyuklarken bir anda seyyar gazete satan çocuğun, bağırışıyla yerinden fırlamıştı.
-Yazıyor yazıyooor şerif Tayptıs’ın ayakkabı kutularındaki paraları yazıyoooor
Gazete satan çocuğu yanına çağırıp gazetelerden birine göz atıp kimse okumasın diye çocuğun kucağındaki gazetelerin hepsini almıştı. çocukta elini uzatıp avucunu göstererek
- Beş dolar alayım bayım
-Ne beş doları, lan al şu iki doları kaybol
Bunun üzerine çocuk ağlamaya başlayıp anneme söyleyeceğim, sen görürsün gününü diye yaygarayı koparınca şerif Tayptıs’ta çocuğa küfür edip
-Hay ananı ……tamam ulan kes bağırmayı al şu beş $"dolarını da defol git.
diyerek çocuğu oradan kovmuştur
Nihayet seçim günü gelmiş çatmıştı ve beklenildiği gibi şerif Tayptıs yeniden şerif seçilmişti.İlk icraatı eski dostu, yeni düşmanı Fetox efendi için kırmızı bültenle yakalama kararı çıkartmak olmuştur.kasabanın her yerine Fetox’un resmi olan ’ wanted ’ dikkat! Aranıyor ilanlarını astırmıştır.
Kasabada her şey kaldığı yerden devam edecek gibi görünüyordu.
Bir türlü kendine güvenmeyi başaramayan, özgürlüğüne ve haklarına sahip çıkmayı öğrenemeyen, kasaba halkı hep bir kahraman bekleyip durmuştur.
Kasaba halkının beklediği o kahraman ansızın kasabanın girişinde görülmüştü.
Kendi gölgesinden bile hızlı silah çeken, iyilerin dostu, kötülerin korkulu rüyası, dürüstlüğün ve adaletin simgesi olan, ağzından hiç düşürmediği çalı parçasıyla yanından ayırmadığı haylaz köpeği ve kişnerken kahkaha atmasıyla meşhur sadık dostu olan atının üzerindeki kovboy, tüm dünyanın tanıdığı özellikle de çocukların sevgilisi olan beyaz şapkalı kırmızı fularlı kahramanıdır.
Serhat BİNGÖL 20.12.2014
YORUMLAR
Cennetten çaldıkları çicekleri ,cehenneme diken iki adam. Şimdi o çiceklerde büyüyor. Ya bizim yerimiz burası değil, diye isyana kalkarlarsa ? Sanırım cennet ve cehennem arasında bulunan şeytan, her ikisininde yanında :)
Devrin çanları artık eskilerin cenaze törenlerinde çalacak. Kim şerifin karşısına çıkarsa, Dalton Kardeşlerin sonuna ortak olacak.
Tanrı adına ,İsa onları korusun... Muhammed bizi korusun !
Saygılar, sevgiler
Serhat BİNGÖL
Kıymetli dostum
Ülkemizdeki siyasi olayları esprili bir anlatımla ve küçük eklemelerle western filmlerindeki kasaba yaşantısına uyarlamaya çalıştığım yazıma yaptığınız güzel ve ilginç yorumunuza çok teşekkür ederim..
Kendinize özgü farklı yorumlarınızı çok seviyorum dostum
İyi ki varsınız sağ olun
Saygı sevgilerimle
Her yönü ile güzel olmuş hikaye.
Kurtarıcının Red Kit olması da, ayrı bir keyif kattı olaya.
Memleketin vaziyet-i umumiyesi,
gerçekten çok hoş özetlenmiş Western kasabası tablosunda.
Tebessümlerle okudum.
Bu western filmlerini, oldum olsa severim.
TRT'yi çok taktir ediyorum bu konuda.
Pazar günü sabahlarının western filmi kuşağını hiç bozmadı.
Ta çocukluğumdan kalan bir alışkanlıkla,
Pazar sabahı saat 10.00 sularında, çok önemli bir işim yok ise hep TRT karşısında olurum.
Hemen hemen yayınlanan tüm filmleri seyretmişim.
Ama,
tekrar yapılan, hatta ikinci, üçüncü sefer yayınlananları da seyrederim zevkle.
Çocukluğumdan kalan bir güzellik işte. Ve de alışkanlık.
Eşim çok dalga geçiyor, ''Yine mi atları seyrediyorsun?'' diyerekten.
Geçsin.
Ben orada geçmişimi yaşıyorum.
İnsanların doğa ile baş başa olması aslında cezbeden beni.
Doğayı seviyorum ben.
TRT'de yeni bir dizi başladı Diriliş isminde.
Gerçekten güzel bir yapım.
Neden bizim tarihimizle ilgili bir film kuşağımız yok diye üzüldüm seyredince.
İnşallah olur ilerde.
Siyasetin güldüren yanlarını,
hoş bir anlatımla kaleme aldınız.
Gerçekten hoş bir Pazar yazısı olmuş.
Elinize sağlık.
Serhat BİNGÖL
Kıymetli dostum
Yazıma gösterdiğiniz ilgiye ve güzel yorumunuza çok teşekkür ederim.
Doğrusu uzun zamandır kovboy filmlerini seyretmiyorum fakat sizinde dediğiniz gibi bende eskiden TRT de yayınlanan kovboy filmlerinin tutkulu bir izleyicisiydim. Nedenini bilmiyorum ama artık kovboy filmlerine eskisi kadar ilgi duymuyorum. Şimdilerde kendi tarihimizi anlatan filmlere sarmış durumdayım.
Ülkemizdeki siyasi olayları esprili bir anlatımla ve küçük eklemelerle western filmlerindeki kasabaya uyarlamaya çalıştığım yazımı beğenmenize sevindim.
Çok sağ olun dostum
Saygı sevgilerimle