- 1366 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
PİRE İLE TİLKİ
Bir varmış, Bir yokmuş,
Evvel zaman içinde,
Kalbur saman içinde,
Develer Tellal iken,
Pireler Berber iken,
Ben devletin eşiğini,
Devlet benim beşiğimi sallarken
Ormanın birinde Pire ile Tilki varmış,
Bi postun altında birlikte yaşarlarmış.
Pire Tilkiye, Tilki de Pire’ ye muhtaçmış.
Tilki’nin öyle kolay, kolay karnı doymazmış.
Bazen soğuktan donar acıkır ağlarmış,
Bazen de sıcaktan yanar dere, tepe dolanırmış.
Pire’nin keyfine diyecek yokmuş,
Her zaman karnı, burnu tokmuş.
Pek fazla yapacağı işi de yokmuş.
Arada bir Tilki’yi kaşındırır yere zıplarmış,
Tilki, kaşınan yeri kanatınca hemen sırtına zıplarmış,
ne de olsa dünyanın en yüksek ve en uzun mesafe atlayıcısıymış.
Kanayan yerden güzelce karnını doyurur keyfini çıkarırmış.
Pire’yi aç gözlülüğü,
Tilki’yi parlak postu,
canından edeceğini bilemezler.
Zaman olmuş Tilki, aç karnını doyurmak için yaşadığı ülkenin Devlet depolarına saldırıya geçmiş. bu saldırılardan verdiği zararlardan korkmakta olan depocu arada bir Tilki yi uzaklaştırmak için rüşvet vermeye başlamış. Hatta öyle ileri gitmiş ki Tilki’ye,
- Gel seninle arkadaş olalım yeter ki habersiz çalma, Malzeme de açık vermeyim. demiş.
amma Tilki, laf anlamaz söz dinlemez olmuş. aç gözlülüğü daha iyi şeyleri gördükçe artmış.
Zavallı bekçi, kesin çözümü bulmuş, bi daha geldiğinde Tilki’yi öldürecek, hem Postunu satacak hem de Depoları soygundan kurtaracak.
silahını yanına almış beklemeye başlamış.
bir gece yok,
ikinci gece yok,
üçüncü gece yok...
....
"Allah allah diye söylenmiş. benim niyetimi anladı galiba" diye homurdanmaya başlamış.
......
DEVAMI VAR...
Mümin ÜSTÜN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.