- 723 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ALICISI OLMAYAN MEKTUPLAR
“ALICI OLMAYAN MEKTUPLAR” BENİM YAPTIĞIM KAPAK TASARIMINI KİTABINDA KULLANAN İSMET BORA BİNATLI HOCAMA TEŞEKKÜR EDERKEN BİR SOLUKTA OKUDUĞUM BU GÜZEL KİTAPTAN BANA KALANLARI AKTARMAK İSTERİM…
Kapak konusunda düşünceleri sizlere bırakırken ben kitabı okuduğum zaman yüreğimde kalan duyguları paylaşmak isterim. “ALICISI OLMAYAN MEKTUPLAR” bu adı ilk duyduğumda öylesine heyecanlandım ki bu mektuplar okuyucuya ulaşarak alıcısı olan mektuplar olacak ve çoğalacaktı yüreklerde.
Kitap mektuplar şeklinde yazılmıştı içinde 72 mektup birde son mektup vardı. Başladım okumaya sevgiliye sevdayla büyük bir aşkla yazılmış mektuplar. Mektuplarında sevgiliyi bir yıldıza benzetiyordu İsmet BORA BİNATLI öyle bir yıldızdı ki sevgili yüreğinden taşıyor göklere sığmıyordu. “Gökyüzünde bir yıldız tut kendine en parlağı olsun” diyordu ki bununla anlıyorduk ki sevgili uzaklarda bir yerde ulaşılması zor. Hasretle yazılan satırlar özlemi aşkı sevmeyi en üst noktada yaşayan samimi içten satırlarda bunu doğruluyordu zaten. Aşkın büyüklüğünü “ Nesin sen adını koyamıyorum beni böyle benden götüren beni kendinde yok eden” diye sorarken fecirden parlak, ilahi bir güzellik olarak hissediyoruz sevgiliyi. Sen” diyordu “ben” diyordu ama mektupları okudukça sen ben ötesinde bir insanın diğer insana aşkın çok ötesinde duyguları anlatıyordu mektuplar
Sevmek ve sevme duygusunun içten gelen bir duygu olduğunu anlıyoruz ki bu sevmek duygusu sevgiliye bağlı olan bir duygu olmadığını “Sevgi dolu dünyada sevgime sırt çeviremezsin.” Derken çok daha net anlıyoruz ve sevgili gitse bile onda bir şeylerin hiç bitmeyeceğini ise “Senden bana bir yol gelirdi iz kalırdı yarınlara sildin bütün izleri” “Gittin ve silinsin istedin izlerin ama silinmedi ve hiç silinmeyecek bilmelisin.” Diyerek ne güzel dillendirmiş satırlarda..
İlahi bir güzellik derken yine bir mektupta “Allaha uzanan yol önce insana gider ondandır yolumun senden geçmesi can” derken maneviyatın sevgiyle özdeşleşmesini görüyoruz.
Mektuplar ilerledikçe içinde yaşama dair derin bir felsefeyi hissetmeyi başlıyoruz. “Hepimiz başka bir denizde kulaç atıyoruz boğulmamak için”
Öğütler vardı mektuplar içine gizlenmiş “Rehberin aşk pusulası, akıl düsturun sabır sermayen iman , enerjin sevgi, hedefin hak ve doğruluk” olmak derken de aslında yaşama bakış açısını seriyordu gözler önüne..
Aşkın kutsaliyetinde sevgiliye kırgınlıklar bile öylesine naifti ki “ Hiç aklımda yoktu senin birgün beni rüyalarımı terk edeceğin” derken ve özlem öyle büyük ki “Ben öksüz büyüyen ömrümde anama duyduğum özlem gibi özlem duydum “ derken “Çekme sevdalı bakışlarını üstümden “ diyerek aşkın közünde nasıl yandığını anlamamızı sağlamıştır. Tuzaklarda hissetmiş kendini ama yinede sevgilinin gülerek bakmasını mutlu olmasını istemiştir.
Aşkı sevdayı bilmeyenler şaşıracağı bu duyguları yaşamış olanların ise birkez daha kanayıp bir kez daha coşacağı bir kitap olarak görüyorum bu kitabı, genç nesil okumalı ki sevdanın basit bir olgu olmadığını anlayabilsin veya aşk neymiş sevda neymiş öğrensin diyebileceğim bir kitap.
ALICISI ÇOK OLAN KİTAP olmalı ALICISI OLMAYAN MEKTUPLAR kitabı derken ben bir solukta okudum bambaşka deryalara gittim mutlaka sizlerinde okumanızı öneririm…Sn İsmet BORA BİNATLI hocama edebiyatımıza böyle bir kitap kazandırdığı için okurlar adına teşekkürü vazife bilirim. Yolu açık olsun kitabın okuru bol olsun…