- 660 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ÖZ GÜVEN NEREDE....
ÖZ GÜVEN NEREDE....
Hey gözünü sevdiğim öz güven! Aldın başını nerelere gittin sen?diyesim geliyor bazen
Evet, bu Ülkenin gündemine baktığımızda pekte iç açı şeyler yaşanmıyor.Güven kaleleri işgal atında kısaca,vurulmuşuz sol yanımızdan.Aklanacaklar beklentisi içinde olanlara kızıp,yağmurlu bir İstanbul gününde hiçte hesap olmayan bir keşfe çıktım. Önce kızımın okuluna uğradım. O çocuklar geleceğin büyük adamları olacak demek isterdim. Ne yazık ki devlet okulları kendi kaderlerine terk edilmiş. Sizlerde biliyorsunuz ki okullar kaç ay oldu açılalı halen kızım; kapısı olmayan bir sınıfta öğrenim görüyor. Gözümün iliştiği, her yer kir pas içinde. Açıkçası okullumuz geçen dönem öğretime açıldı. Lakin bütün kapıları kırık.O hırsız, vatan hainleri var ya!.. En ucuz malzemeden kapı yapmışlar nereye el atsan elinde kalıyor ... Karşımda sadece öğretmenlerimin o çaresiz bakışları ve çocukların sebebinin kendilerinden olduğunu söyleyip şikayet halleri durmaktaydı... Ne diyeyim şimdi ben.Duyarlı bir vatandaş olarak, Zor nefes alıyorum. Lanet götüre sizi emi! İçim acıdı bu düzenin yarım yamalak dönen çarkının içinde evlatlarımızın olmasına.i.. Yahu! yazık günah bu ülkeye gelecek diye sunduğunuz çocuklara diye haykırarak çıktım dışarıya. Yaşarken ölmenin resmi bu. Gözlerim dışarıda yağan yağmurla eşleşmesinde ne yapsın?.... Onca cevap alınacak kapı makam var ki. Ama kime gidersen zihniyet aynı
Ben bir şans daha veriyorum kendime. Bu gün benim yürek sesimle adımlarım aynı noktada yürümekte demiştim ki oda ne? Analar bacılar hacılar yola düşmüş nereye gidiyorlar diye takıldım peşlerine az ilerde yeni yapılmış büyük sitenin daha bitmemiş dükkanlarının birinde. sakalı ,cüppeli bir adam elinde mikrofon hayır kermesine buyrun! Ne alırsanız beş kağıt diye bağırmıyor mu? Sonra ilahiler kapladı ortalığı... İstemeye istemeye girdim içeriye. Bir kaç bey ve hanım vardı. Ama benim başım açık olduğundan olsa gerek bayanlardan birine işretle ilgilen dediler. Çok da nazikler canım... işin özü o kadar şaşırtıcı ki Fındıkzade’de kurulan cuma pazarına gitmiş gibiyim. Neler yok ki
Nasıl bunları bir araya getirmişler,kimden ne şekil alınmışlar...Siz gibi benden de hemen bir fikir oluştu tabi ki. Hayır! hayrına ülen gardaş! ver vermediğin yerde ise halin yaman demişler kesin.. Kısaca buna Allah ile kulu korkutmak denir ..Yaşar Nuri hocamın dediği gibi... Sonuç itibari ile sinirlerim tepeme çıktı.İki laf etsem mor çürük içinde dışarılarda bulurdum kendimi.. Haykırmanın adına direniş isyan denilmiş ya! gericilikle kalkınmaya çalışılan ülkemizde.
Oy! Zaralım:
İnkarı cepte keklik olsa da bizler halkız . Fatura fukarası bir gerçeğimiz de var ... Hazır elimde üç beş kuruşum varken devlet baba ile kötü olmayım bari onları yatırayım dedim..Bana en yakın Çiftlik postanesine gitmeye karar verdim. Oy oy ,bir kuyruk bir kuyruk ben kaç saatte yatırım bu faturaları diye düşündüm. Kalabalığın en sonuna geçtim ve dikkatimi yaşlı vatandaşlar çekti. Her yaşlının yanında oğlu ve ya kızı bilemedin torunu , gelini vardı..Hava soğuk o yaşlı insanlar nasıl titriyor size nasıl anlatayım ki sanırım anlatamam.Sonra bir bayana sordum.Bu havada niye çıkardınız bu yaşlı kadını dışarıya? Cevap aynen şu ..Üç aylığını almaya geldik demez mi? Bizim oralarda bir söz vardı vay! başıma toprak düşe de dertli yaralarım kapana dursun...
Kuyruk uzadıkça uzuyor...Bir iki saat gibi bekledik.Çok şükür memurların öğlen paydosu bitti açıldı postanenin kapıları... Sıra halindeyiz yavaş yavaş akıyoruz içeriye, içersi nefes alamayacak kadar dar. Oflaya puflaya alan veren gidiyor benden önce bir teyze üç aylığını almak için yaklaştı masaya...Yanında daha sonra öğrendim iki üniversite bitirmiş , mesleğine tüküre garibim iş bulamamış Bir hastanede barkottan fiş kesen torunu vardı.. Baba annesi olduğunu söyledi...Neyse parmağını zonk diye kağıdın ortasına basıp parasını çekti yaşlı teyze.. Heyecanı titreyen ayaklarını yerden kesti. Para torunun elinde bir köşeye oturdular...Elinde bir kuyumcudan alınmış hediye çantası da vardı.. Torunu ise parasını saydı eline verdi. Sanırım beş tl bozukluluk olacak onunda cebine koydu o an telaşlandı .Teyze bir bağırdı ‘’ver paramı’’ demez mi.Bin suça yenik adam cebinden çıkarıp o parayı avucuna koydu..Yaşadığın kadar yaşa güzelim teyzem; sadece bir lirasını verdi geriye torununa...Olanlara güllerken ben olaya girmiş oldum. Neden teyze bunu yapıyorsun güven miyorsun? O senin torunun ne yapacak senin paranı dedim...Tek kelime söyledi bu memleket hırsız var hırsız kızım güven dibi delik çuval ben bilirim işimi dedi..ve sustu. Susma sırası bana geldi anladım ki. susuyorum...Sıra bana da gelene dek..Susmamam gerek ama....
17-12-2014
İSTANBUL ...
ZARALICAN
YORUMLAR
sanki akıl tutulması yaşanan... 90 yıl önce atılan tek tokadın intikamı sinsice planlanan. ve susuyoruz bile bile .
saygı , selamlar .
Şadiye gürbüz(zaralıcan
Şadiye gürbüz(zaralıcan
yazınız çok güzeldi
yer yer müspet tespitler vardı
kaleminiz daim olsun
tebrikler