Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
çakmaktaşı
çakmaktaşı

Çıplak Ayaklı Diva

Yorum

Çıplak Ayaklı Diva

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

961

Okunma

Okuduğunuz yazı 17.12.2014 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Çıplak Ayaklı Diva

Çıplak Ayaklı Diva

Cape Verde...

10 adadan oluşan, Atlas Okyanusu’nda Senegal ve Moritanya açılarında bulunan bir Afrika ülkesi…
Dünyanın en yoksul ülkeleri arasında yer alıyor… Yıllarca Portekiz’in sömürü üssü olan bu yer 1975’de kaderiyle baş başa bırakıldı…

İşte orada kilometrelerce çok uzaklarda küçük bir kız çocuğu babasının dizleri dibinde şarkı söylerdi… Babası keman çalarak evi geçindirirdi. Çok yoksul bir aileydiler. O küçük kız daha yedi yaşındayken babası hayatını kaybeder. Yoksulluktan kırılan aile yedi çocuğa bakamaz durumdadır. Bu küçük kızı da yetiştirme yurduna vermek zorunda kalırlar. O küçük kıza hiç dokunmaz bu durum ancak sadece “ özgürlüğüm kısıtlandığı için kendimi kötü hissettim” der yıllar yıllar sonra…

Bir gün tamamen bir rastlantı sonucu barda gitar çalan bir çocuğa içinden geldiği için eşlik eder. Çok beğenirler ve barlarda çalışmaya başlamıştır artık. Bu topraklardan doğan Morna ve Coladera müziğini bildiği tek dil olan Creola dilinde söyler. Daha 16’sında ilk profesyonel anlamda müzik deneyimine böylece adım atar. Ve bu yaşından yıllar sonra en iyi okulu tarif eder: “ Barlarda şarkı söylemek, gece hayatı, içki ve eğlenmek. Ben bugün ne biliyorsam Cape Verde barlarında öğrendim. İster balıkçılara, ister stadyum dolusu insana, ister ABD başkanına hep aynı tarz şarkı söylerim; Cape Verde barlarının herhangi birinde söyler gibi…” der.

Evet, doğru dürüst para alamadığı için çıktığı barlardan o da kendini nasıl olsa para almıyorlar benden diye içkiye ve sigaraya veriyordu. 90’lı yıllarda içkiye zaafı azaldı ama sigaraya hiçbir zaman hayır diyemedi. Günde iki paket...

Sesinin çatallı ve buğulu bir hal almasında elbette bunların etkisi vardı… Ama o “benim sesimi güzelleştiren etken bunlar” diyordu.

Sonra Portekizliler Cape Verde’yi terk edip gittiğinde artık onun da şarkı söyleyerek para kazanacak bir işi kalmamıştı. Böylece o kız çocuğunun en zor yılları başlayacaktı.

Cape Verde kadınlarının kaderidir. Evlendikten sonra bolca çocuk doğurmak ve terk edilmek onca çocukla… Sonra çocukları aç kalmasın, birileri baksın diye yeniden evlenmek. İşte o kız çocuğunun başından üç evlilik geçti. Her evliliğinden bir kız çocuğu oldu. Bir kızını hastalıktan dolayı kaybetti. Sonra evliliğe tövbe etti. “Ben hiç evlenmedim ki...” “Aşka ayıracak vaktim kalmadı,” diyecekti, yaşadığı acıların üstünü yıllar örtene kadar…

Sonra hayat ona gülümsedi. 80’li yılların sonuydu. Fransız bir menajer tarafından keşfedildi. En azından hiçbir şey olmasa da Paris’i görmüş olurum, diyerek kırk yedisinde takıldı gitti o menajerin peşinden… Elli üçünde Fransa’da uluslararası şöhrete kavuştu. Verde’den doğan mornaların hayran kitlesi gün geçtikçe çoğalıyordu. Kimse söylediği dili bilmese de ayrılık, yalnızlık, acılar ve müzik evrensel dilini konuşuyordu.

Yılın sekiz ayı turne…
Grammy’e ödülü alması…
Çıkardığı sekiz albümü dünyada 4 milyon satması…

Ülkesinin kültür elçisi seçilmesi, artık her şey ardı ardına geliyordu… Ama o bütün bunlara rağmen şöhret olmadan önceki yaşantısını inatla koruyordu. Turnesiz geçen zamanlarda evine gidiyor ailesiyle, dostlarıyla vakit geçiriyor, bahçeyle uğraşıyor, yemek falan yapıyordu. O her şeye rağmen bildiği tek dil olan Creola’den başka dil öğrenmiyor. Gazetecileri haz etmiyor. Röportaj vermeyi sevmiyordu. Röportaj verme durumunda kalsa da geçiştirip savıyor, kaçıyordu. Gerçekte yaşadığı acıları hep perdeliyor, burada herkes böyle yaşıyor diyebiliyordu. Eee zaten onunla röportaj yapmak da zordu az bilinen bir dil var sonuçta ortada…

Sahneye çıplak ayakla çıkardı hep…

Bu yüzden “ Çıplak Ayaklı Diva” olarak anılırdı. Herkes onun çıplak ayakla sahneye çıkmasına Afrika halkının yoksulluğunu aktarmak olduğu vb. yakıştırmalar yapardı. Taaa ki Washington Post’a vermiş olduğu bir röportajda, mornanın kraliçesi; “ Aç insanlara, dünyanın fakir insanlarına destek olduğum amacıyla sahneye çıplak ayakla çıktığım söyleniyor. Bu doğru değil. Cape Verde’de herkes böyle dolaşıyor. Annem 86 yaşında hala çıplak ayak dolaşıyor. Böyle dolaşmaya alışmışsan ayakkabı özgürlüğünü kısıtlıyor” cümlesini kurana dek… Dünyaca ünlü bir şöhretin, şöhrete meydan okuyuşu… Egolarından arınıp ben sade bir insanım duruşu sergilemesi…

İşte, Türkiye’ye de konser için iki kere gelen, hayatı yoksulluklar içerisinde geçen, acılardan damıtılmış o kız çocuğu “Cesaria Evora”

Hayatında değişen tek şeyin parasının olması olarak gören Cesaria, geride tüm mütevazılığıyla romanlara konu olacak bir yaşantıyı, mornalarındaki evrensel acıyı, 17 Aralık 2011’de bizzat biz sevenlerine birinci elden tattırarak sonsuzluğa uzandı…

Tınıları, acılara binmiş damarlarımızda dolaşan sesini öksüz bırakışının bugün 3. Yıldönümü…



Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Çıplak ayaklı diva Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Çıplak ayaklı diva yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Çıplak Ayaklı Diva yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
CaNMaYBuLL
CaNMaYBuLL, @maybull
18.12.2014 01:30:06

Çıplak Ayaklı Diva !


Yakıştırmalarla bir amaca ya da görüşe savurduğumuz cümlelerdir asıl çıplak dolaşanlar. Ahlaksız dünyanın ahlaklı insanları .


Dünyanın ahlakı ,kadınların karşılaştığı acımasız duyguların ihbarı sanki. Vicdan, dünyanın ortak duygusu olmalı.


Geride bıraktığı abartısız bir geçmiş. Anlaşılan o ki, bireyin esenliği ,herkesin mutluluğuna neden değil (miş).


Güzel bir anlatım. Tebrikler




Saygılar
Fırat Avcı
Fırat Avcı, @firatavci
17.12.2014 09:14:30
Olduğu gibi görünmek yerine göründüğü gibi olmayı seçenlerin dünyasından bir yıldızın kaydığı haberiydi okuduğum. Bilmek ve yaşamak arasındaki sancı gibi bir yıldız kayması hem de. Cografyamızın tam ortasında duran nice öğretiye belki de o öğretiyi hayatları boyunca hiç duymaksızın sahip çıkanların öykülerini duymak ne hoş? Tebrikle.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL