- 1380 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
Marilyn Monroe
Marilyn Monroe, (Norma Jeane)
Işıklarla süslü bir kafesi andıran sükseli hayatı , gerçekte tam bir dram. Kendi adını çok sevdiğini biliyorum, ona daha fazla yakışıyor. Ben olsam bende Norma Jeane ismini kullanmak isterdim. Aptal sarışın olmadığı gerçek, erkeklerin aptal sarışınlardan değil, derin kadınları sevdiğini biliyorum. Boş bakmayan mavi gözleri, o maviliğin içinden uzak denizlere gitmek isteği uyandırıyor. Aptal bakmıyor yani, derin, duygulu kalbi, bir kıvılcıma benzeyen saçları, dokunsan alev alacak gibi. Boşluk ona böylesi cazibe katmaya yetmezdi eminim. Güzelliğini değil aklını kullanmak istediği halde, güzelliği galip gelen her güzel kadının kaderi gibi, daima yanlış kişiler tarafından seçilen, üzülen , kıymeti bilinmeyen gerçekte mutsuz kişi. Can yakan gibi görünse de aslında canı yanmış bir kadın.Marilyn Monroe in karakterine ait tek bir bulguya raslamadığımız halde, (varsa bile az) şehvetli dudaklarından bahseden çok. Şehvetli bir kadın mıydı? sanmıyorum. Eminin sevildiğinde yada sevdiğinde ruhunu teslim eden, sevgisiz bir ortamda kaybolan, kendini unutan yok olan bir kadındı. Yeterince sevildiğine emin değilim. sevilen bir kadın sımsıcak kucağındadır daima sevdiğinin. Çoluk çocuğa karışmış, kilo almış, hatta hayatını eşine ve çocuklarına adamış bir kadın olabilirdi, hayatının aşkını bulmuş olsaydı. Bu kadar acı çekmemiş olsaydı o Marilyn Monroe olmazdı, Norma Jeane olarak kalırdı.
Mariyn Monroe, yetim hanede büyümüş bir çocuk . Annesiz, babasız büyüyen bir insanın, bir gün film yıldızı olarak parladığında, değişen bir şey olmaz aslında, yarası derinlerde, eksik, güvensiz bir sıfır yenik başlar hayata. Eşinden ayrılmış olması, erkeksiz bir kadının daha güçlü olduğu vurgusu çıkıyor gibi karşımıza.Erkek; bir kadının seksi pozlar vermesine musade eder miydi? yada başka bir meslekte bu denli büyümesini, kendinden güçlü olmasını hazmeder miydi? Babasız büyümüş bir kız çocuğu olarak, kendime daha fazla saygı duyduğum gerçeği, evlendiğimde ezilen ve başka bir insana dönüşen kişiliğim geliyor aklıma. İki evlilik daha denemiş ve başarılı olamamış bir kadındır gerçekte. Yine de dünya ona sahip olmak ister, sahip olup atmak mı ister bir köşeye, bilinmez.İkinci şık daha gerçekçi gibi.
Çıplak olmayı neden seviyordu? bir nevi intikam almak gibi. Şaşırtmak, nefesini kesmek, etkilemek, sevgi açlığından kaynaklı gibi geliyor bana. Mutlu kadınlar genelde nasıl göründüğüne aldırmaz. Bazen güzellik suçluluk duygusu uyandırır, ilgiyi kendine, kendi isteğiyle çekmiş gibi tuaf bir duygu yaşar güzel kadınlar.Sanki herkes onun gibi davransa herkes aynı ilgiyi görebilirmiş gibi hisseder. Gerçekte ondan daha fazla gösteriş yapan ama aynı ilgiyi göremeyen kadınların dünyasını bilmez. Böyle doğduğunun hatta güzelliğin de farkına uzun süre varamaz. Çok fazla getiri yoktur aslında güzelliğin, hizmet almaz, hizmet eder.
Düşük ücretle çalıştığını okumuştum. Bu da şu sonuca varıyor, onun sırtından para kazanan yapımcılar. Kendinden başka herkesin bir parça kullandığı bir güzellik bence. Kimi bedenini kullanmış , kimi kazancını.
Ölümü ne kadar acı bir son..Ölüm sebebi ise belli değil.İntihar etme olasılığı çok fazla, hayatın karşısın da boğulduğunu nefes alamadığını tahmin ediyorum..Güzel olan her şeyi öldüren dünya.
herşey daha önce söylenmişti
geriye birşey kalmadı
hepsi aynı olduğunda
ismiyle sorabilirsin
geveze geveze kaltak k*lt*k
isyan isyan parti parti
seks s*ks s*ks ve "şiddet"i unutma
sıradan sıradan sıradan yalnız ve mutsuz sevgilini al
aptal sloganını söyle herkesin söylediği şarkının içinde
geveze geveze k*lt*k k*lt*k
isyan isyan parti parti
s*ks s*ks s*ks ve "şiddet"i unutma
sıradan sıradan sıradan yalnız ve mutsuz sevgilini al
aptal sloganını söyle herkesin söylediği şarkının içinde (şarkı çevirisi)
m-jgan
YORUMLAR
Basit bir insan, basit bir geçmiş ve basit bir ana-baba dan olma bir kız. Onu bu kadar önemli kılan sadece güzelliği mi ?
Son yazımda ki ,Sokrates'in sözü geldi aklıma. ‘’Bir zorbada görüpte şaşa kaldığımız öldürme gücü, büyük bir şey değildir, bir çeşit çılgınlıktır. Kim böyle bir çılgından daha güçlü olabilir? Hiç kimse! Kim çıldırmak pahasına dünya malına sahip olmak ister? Hiç kimse ! Onun için uslu olun ve barış içinde yaşayın’’.
Kaç kişi ya da kaç bayan ,onun yerinde olmak isterken, onun sonunu bu güzelliğe veya üne feda edebilir ?
Saygılar, Sevgiler
aysemujgan
CaNMaYBuLL
Dünyanın en masum ajanı olma ünü ,devam ediyor :)
aysemujgan
oguz99
Vitrindekini beğenirsin ama raflarda durandan alırsın.
saygılarımla.
aysemujgan
oguz99
sen acıma kalem dostu
Allah acısın
söylemeden edemiyeceğim, en az senin kadar bende severim bize görünen yüzünü.
Bir kör olmak en çok bu nedenle hoşuma gider. Zira gözleriyle bakanların güzellik dedikleri kavramı hiç bilemem. Kendimce bir güzellik kavramım vardır ve burada renkler en az, en fazla, ama gerektiği kadar yer alır. Beden kokusunu ölümden sonra da duyarım. Gözleriyle bakanların güzel diye nitelediklerinin ölümlerinin ardından uzun süre güneşte bırakılsalar etraflarına yayacakları kokuyu duyumsarım. Sonra sorarım kendime: Gözleriyle bakanlar güzel diye nitelediklerinin ölümlerinin ardından arkalarında bıraktığı kokuya ne kadar tahammül edebilirlerdi? Örneğin sokakta görüp peşinden koştukları bir güzelliğin aniden ayaklarının dibine yığılmasının ardından orada ne kadar kalabilirlerdi? Kurtlar solucanlar tenler için. Oysa ruhun kurdu da solucanı da takendisidir. Ve önemli olan tene değil, ruha bakıp onu görebilmektir. Bu çok klişe bir söylemdir ya, söylemlerin kim bilir belki de en gerçeğidir. Bir vakitler sözü edilen aktriste dair yazdığım yazı geldi aklıma. Sıcak bir ağustos günüydü sanırım evinde ölü bulunduğunda. Yoksa o sıcak ağustos günü doğum günü müydü? Kim bilir?