- 728 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
GEÇMIŞİME BAKTIĞIMDA ( 2 ) .
İstanbul`da ablamın sayesinde kocaman çevreyle tanışmış oldum neticede. Buda benim işime geldi dahada aydınlandım her konuda . Tiyatrolardan tutun hemen hemen herşeyin sanki içinde gibiydim .Boş gezdiğimi sanıyordum o dönemlerde ama her gezdiğim ve yaşadıklarım aklımın bir köşesine kitap gibi kazınmıştı, buda beni yazmama heveslendiriyordu.
Ablamın beni orada tanıştırdığı çevreler bayağı yüksek isim yapmış Mevkileride Sağlık Hastanesi olunca, tanışma ortamlarımda tamamen orada oluyor,herkesim insanlarla merhabalaşıp yakınende tanışıyorsun.
Gerek hastalarla onların yakınlarıyla derken içli vede dışlı samimiyetlerin oluyor. Sanki oradada gürbetde değil kendini, bukez kendi evinde gibi hisediyorsun.
Bunlarıda bire bir yaşıyorsun çok güzel bir ortamlar gezme ortamların ayrı oluyor, pazar ortamların ayrı.
Nebileyim tiyatrolara kadar gidebiliyorsun seyirci olarak.
Köyünde bunların birçoğunu göremezsin, gerçi köyüm modern bir köydü, köy Ögretmenleri bilene görevleri bitip başka yerlere nakil, tayin işlemleri olduğunda onlarda köyümün havasını ve insanlarının samimiyetini ne kadar kendilerinden görürlerse, ayrılıkları hep hüzünlü ve gözyaşlarıyla ayrılıyorlardı.
şehirdeki imkanlar olamayabilir ama oranın imkanlarıda kendi dogrularınca hep varıdı,onlarda yaşıyorlardı.
Sandımki sadece ablamın yanıda olduğumu , meğerse bir ablam daha olmuştu benim aynı kandan ve candan olmasada, bukezde ablamın kız arkadaşına ablamdan çok abla demeye başladım öylecede sıcak bir insandı, oda ablamın mesleğinden sağlıkçıydı kendisi.
Kulak burun Bogazda görevliydi. Ablamsa intaniyede .
Biri üstkatda iken bir diğeride binanın ilk girişindeydiler bunlarında sadece çalışma ortamları ayrı,onun dışında LoJmanda oda arkadaşları ve aynı meslektaşlar.
Birgün bu ablamı , Kulak Burun Boğaz bölümüne ziyarete inmiştim , o arada oturdum.
Ablam hastalarını tansiyon ve ateşlerini ölçüyor .
Her zamanda o bölümde acil bir vaka oldugunda ilk yardım uygulamalarını ilkten o yapıyor görevliydi.
Beni masanın bir kenarına oturmamı söyledi, bir tarafdan boğazı seyrediyorum , birde güzel çay ikram etti.
O arada servisinin Doktoruymuş, bana doğru yürüdü
- Ne güzel bir burnun var kim yaptı bu estetik ameliyatını demezmi. Benim burnumda neymişki hemen göze gelmişim. Eliyle yandan, önden dokunuşları vardı.
Ben bilene kendime gülmüştüm .
Kendimi o kırık burunla aciz görürken estetik Doktorundan aldığım sevindirici bir laf üzerine,
- çok güzel bir burun gerçekten kim yaptı yüsük gibi bir burun.
Bende gülerek
- Siz geçin dalganızı ağbiyim yumruk vurdu kırık burun.
- Vallaha ben bilene bu kadar güzel bir burun modeli yapamazdım ağbiyinde de varmış beceriler diyerek, şakalaşmalarını sürdürürken.. hemen araya lafı otutdurdum.
- Burnumu beğenmiyorum benim burnumuda düzeltirmisiniz?.
Sağlık Meleği ablamda araya girerek burun amilayatınıda hastanede gerçekleştirdik.
On veya yirmi dakikalık bir süreydi sadece, ameliyat değil kemiğe darbe indirdiler,kemiğin düzelmesi içindi.
Lokal uyuşturdular yüzümden bir çekiçde orada indirdiler burnuma gözlerim görüyordu, tanponladılar, birkaç tanede ağrı kesici tabletler verdiler zor durumda kalırsam almam için ; anestezi uyuşukluğum geçtikten sonra ben kendi evimin yolunu tuttum.
Kemiğime vurma darbelerini güzellik uğruna iki hafta çektim.
Elim yüzüm arı sokmuş gibi şişmişti, bir dahamı güzelik uğruna bırak kırık kalaydı; çok zor Allah sabır versin güzellik için yatanlara.
Allahım zaten her kulunu güzel yaratıyor ne gereği varki bozalım doğal görünümlerimizi. Benimkisi tranvaydı.
Tamamen hava almada da zorlanma olunca ,o gün orada olanşeyler bugün rahat solunum alıyorum demek sağlığıma kavuşmuştum. Benim problemim olduğu için o koşulu göze almıştım çok zor anlar yaşadım, bütün solunum faliyetin kesiliyor sadece ağızdan alıyorsun nefesini.
Bolcada baş ağrılarınada katlanmalısın güzelliklerinde herhalde bir bedeli var yaşamanın bedeli olduğu gibi.
Bugün bu yazımda Sağlıkçı Melek gibi ablama teşekkür etmem için bu konuyu açtım.
Gerçekler hicbir zaman değerini yitirmez .
Ayrıcada bol servisleri varıdı o servisin gelen ziyaretçilerine çayda ikram ederlerdi .
Bilirdi benim çay tiryakisi olduğumu. Sabahtan akşama kadar çay içerdik. Benim işim olmadığı için boş gezenin boş kalfası gibiydim, istanbul`da öylece iki senemi heba olarak harcadım.
Son pişmanlık fayda etmez geçmişte kaldı ama yinede keşke şimdiki gibi düşünebilseydim bendende bir saglıkçı veya başka kimliklerde çıkabilirdi.
Nedense o zamanlar hep aksi, dik başlı.
Kafama göre giden, babamın mal varlığı varken ucuz işler benim karnımı ağrıtıyordu. Kendimde bu görevleri yükleme sorumluluğumda yoktu insanın hazırdan sermayesi olursa niye üretsinki.
Toprak bol babanın,oda senin
işletmene baglı hazır sermaye hep var.
Ben bu duygularımı çelişkiler içinde kendimi yönlendiremediğim için o devirlerde bak görünki şimdi ne kadar birikimlerim olmuşki kaleme dökmedende geçmek istemedim.
19 / 11 / 2014 .