- 726 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
VİCDANIN HUZURLU MU?
Vallahi de yok billahi de yok!
“Hey gidi sulak tarla hey. Taş eksem buğday biter.” diyordu, tarlasını zalim köy ağasına kaptıran Satılmış. Kendi tiyatro ekibimle sergilediğimiz Turan Oflazoğlu’nun: Allah’ın Dediği Olur adlı oyunun bir sahnesinde.
Evet,öncelikle bu bereketli toprakların. Yanı sıra tarihi kültürel ve coğrafi konumunun üstüne söylenecek ne bir söz ne emsal gösterilecek bir başka ülke var.
Ama..Mizahi zenginliği ayrıca takdire şayan.
Yazıp çizmekle baş edilemeyecek kadar çok ve her türden olayların, konuların bereketi dünyanın “benim!” diyen hiçbir ülkesinde yok. Aralıksız süren üretimin alıcısı da çok. Hemen herkes yazar, hatta edebiyatçı. Bu durumda Nobel ödülünün elimize bir kez verilmiş olması haksızlık değil mi sizce de.
Bunca gazete ve dolayısı ile yığınla köşe yazarı ve muhabir var. Her gün farklı konular yazmak zorundalar. Ee, bu durumda konu sıkıntısı çekmek üç maymunu oynamal olmaz da ne olur.
Mecazi anlamda kullandığım görmezliğin ilginç yanı, gerçekten görmeyen bir vatandaşımızın gözüne taktığı siyah gözlüğün camlarında ‘satılık ev ilanları’ reklamı olmuştu. Bu duruma ne güldüm ne şaşırdım. Ne kadar yaratıcı bir toplum olduğumuzu bir kez daha görmenin gururunu yaşadım inanın.
Karikatür alanı ise, en başarılı olduğumuz çizim alanının en başında geliyor.
Kolay iş mi dostlar. Eli kalem tutan ağzı laf yapan onca insanın, ne yazdıkları ne söyledikleri anlaşılmazken, onlar kalkıyor iki üç çizgiyle onca şey anlatıyor. Hem düşündürüyor hem güldürüyorlar üstelik.
Hay elleriniz dert gönülleriniz keder görmesin benim canımın içi Karikatüristlerim.
Geçen günlerde kaleme aldığım affetmekle ilgili bir yazımda yüce gönüllü! insanlarımızın, işlenen suçları ve bu suçların sorumlularını bağışlamanın, hoş görmenin erdeminden, insani güzelliğinden yana olduklarını hissettim.
Yapmayın lütfen. Bu öyle kolay mı. Kimleri, neleri ve nasıl bir af kapsamına alıyorsunuz.
Kuran’dan alıntı ayetlerln. Birtakım dini motiflerin. Tasavvufi sözlerin arkasına sığınmak. İnsani erdemleri böyle kolaylıkla elde edebilmek....
Allah bile yarattığı kullarına onca sorumluluklar yüklemişken. Hesap günü sorguya çekilecekleri tebliğ edilmişken. Her kul mutlaka cehennemi görecektir, diyen bir ayetin Kuran’da yeri olduğu söylenirken. Affetmek senin nasıl haddin ve hakkın olabilir ey insanoğlu.
Din nasıl böylesine acımasızca ve utanç duymadan kullanır oldu bu toplum Ya Rabim.
İçi dışına çıkmış olanlar bile, hala önce kendilerini, ardından el alemi kandırmaya çalışıyorlar. Aynı gruptan olanlar yada kim bilir hangi eksikliklerinden, bu insanlara inanmış görünmeyi daha uygun buluyorlar zahir…
Şimdi gelelim birkaç güncel olayı dillendirmeye.
İnsan karakterini tanımakta pek yanılmadığımı söylesem de, Şu Başbakan Ahmet Erdoğan! soy adını öyle telaffuz ediyor gazeteciler, beni fena yanılttı.
Ben, bu da ne böyle. Gülen ayva ağlayan nar mı, Sihirli aynaların yeni bir versiyonu mu yoksa derken, altından bir cevher çıkmaz mı.
Bakın neler söylemiş gene:
“Genelkurmay, Başbakanlığa bağlı. Askeri kaynaklar kaygılarını basına konuşmasın!”
Ey askeri kaynaklar, fena yapar ha dikkat! Diyor köşe yazarımız….
Bir başka köşe yazarımız ise güncel bir konuya parmak basmış serçe parmağı ile.
“Şimdi de başımıza Osmanlıca işi çıktı. Neymiş efendim Osmanlıca öğreneceklermiş, atalarının mezar taşlarını okuyamıyorlarmış.
Osmanlıca dil mi? Hayır. Nedir o zaman? Türkçenin içine Arapça ve Farçça kelimeler doldurulmuş, dilin ses uyumuna uygun olmayan Arap alfabesi ile yazılmış ve gramer kurallarının ne olduğu bilinmeyen bir ucubedir.” Diyor.
Aralık ayı malum; Şeb-i Arus Törenlerinin yaşandığı özel, önemli bir ay.
Mevlana Celaleddin-i Rumi Etkinlikleri kapsamında bu yıl, İstanbul’da yapılan ve başta Erdoğan ailesi. Taraftarları ve sanatçıların katılımıyla yapılan etkinliğin paralı olduğunu bilenler biliyor olsa da, ben bilmeyen, yada bilip de: aman sen de, çok iş olmuş, diyen hoş görü sahiplerine duyurmayı vazife bilirim kendime.
Oysa Mevlevi felsefesi her türlü sınıflandırmaya başkaldırıyı ifade eder…
Oysa her türlü ayırımcılıktan uzak olması gerekir.
Oysa hiç öyle değil.
Biletler 235 liradan başlıyor ve 30 liraya kadar iniyor aşağıya doğru.
Mevlana her ne kadar:
“Ne olursan ol gel” dese de,..
Paran yoksa hiç yollara düşme ey ahali…
YORUMLAR
Bu affetme kavramın af şöyle olmalı verdiği zararlığı gidermeli maddi ve manevi anlamda özür dilemeli
hata yaptığını kabul etmeli boyun bükmeli,kesinlikle tekrar etmemli ama Mevlana binbir kere tövbe bozsanda yine gel diyor o kendi bileceği tasavvufi durum ikinci ailesi kabul bile etse o zarar verdiği kişi ebediyete intikal etmişse zaten yaptığı eylemde ebediyete intikal etmiştir zaten bağışlanmaz kuru sözle lafla af zaten olmaz,birde gerçekten b affedme eğilimli olanlar başına ve çevresine fazla bir zarar gelmeyen insanlardır,
af toplumsal barışı getirir kan suyla yıkanmaz işin çinden çıkılmaz,üçüncüsü nasıl bireyler affetse bile kamu davası varsa daha allahında af edip etmediği bilinemez ,son sözde gerçekten düşündürücü
zengin cami,hayrat yaptırıyor kurtuluyor, bu fakirin hali nedir,bence camide,hayratta yapsa kulun hakkını ödemeden hiç bir işe yaramaz.Saygı ve selamla.Çok geniş alanı var konunun.
Keskinkalemzaman tarafından 12/15/2014 12:24:46 AM zamanında düzenlenmiştir.
DEVRİM DENİZERİ
VAOLUN.