- 269 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Arabaşı Çorbası
ARABAŞI ÇORBASI
Arabaşı özellikle Yozgat yöresinde çok sevilen bir kış yemeği. Akşamları gece oturmalarında, toplu yemeklerde arabaşı yenir. Yarenlikler,söyleşiler,takılmalar...Türküler,şarkılar eşliğinde.
Türk Standartları Enstitüsü, arabaşını “Yozgat yemeği” olarak tescil etti. Aynı Adana kebabının Adana’ya, Antep baklavasının Gaziantep’e, Maraş dondurmasının K.Maraş’a tescil edildiği gibi, arabaşı da Yozgat yemeği olarak literatüre girdi. Ne zaman? Geçtiğimiz yılın (2013) başlarında.
Zamanın Yozgat Belediye Başkanı Yusuf Başer arabaşının tescili sebebiyle bir yemek verdi Yozgat’ta. Hatta yemekte Vali Abdülkadir Yazıcı bir türkü söylemiş. Haberi bir gazetede okudum. Konuyla ilgili duygularımı ak kağıda döktüm. “Türkü Söyler Dillerimiz” dedim. Bu yazıyı Edebiyat Defteri’nde 18 Nisan 2013’te okuyucuların ilgisine sundum.
Bunları niçin yazıyorum? Yahya Aksoy Öğretmenimiz “Arabaşı,ara/aşı” üstüne bir yazı kaleme almış. Diyor ki:” Arabaşı denildi mi YOZGATLILAR akla gelmektedir. Yozgat’a ve Yozgatlılara özgü bu yemek özel olarak tescil edilmelidir.” Tescil edilmiş zaten. Maksadım bunu anlatmak. Bir de arabaşının çorbasını tavuk suyu çorbası olarak vasıflandırmış. “Sini sini arabaşı ve tencereler dolusu tavuk suyu çorbası...” söz öbeğinden bu anlaşılıyor. Arabaşı hamuruyla,çorbasıyla bir bütündür. Hamuru tek başına yiyemezsiniz. İlla çorbasıyla yiyeceksiniz. Arabaşı çorbasıyla... Ama arabaşı çorbasını hamursuz yiyebilirsiniz. Ben, arabaşı çorbasını pek severim. Hamuruyla pek aram yoktur. Bu hususu da burada belirteyim.
Arabaşı Mersin’de özellikle Gülnar ve Mut yöresinde sevilen bir yemek. Mersinde ev yemeği yapan lokantalarda topalak çorbası, yüssük (yüzük) çorbası,Yörük çorbası,analı gızlı (kızlı) çorbanın yanı sıra arabaşı çorbası bulabilirsiniz. Hem de arabaşı çorbası adıyla. Hamuru var mı? Ben rastlamadım.
Çıkınağıl’da (Evren) çalışırken Ş.Koçhisarlı bir arkadaşımız vardı. Adı Yılmaz Turan. İlkokul müdürüydü. Eşi Gülden Hanım Ankaralı’ydı. Ben bekar kalıyorum. Adaşım Mustafa ile bir ev tuttuk. Mustafa Dağ Çarşambalı’ydı. Bir gün Yılmaz Bey dedi ki bize:
“Akşam bize gelin. Arabaşı var.”
“Peki...” dedik. Arabaşı deyince akan sular durur. Mustafa bozuntuya vermediyse de anlayamamış. Eve gelince sordu bana:
“Yahu arabaşı nedir? Ben ilk defa duyuyorum.”
Ben nasıl anlatayım arabaşını?
“Sabret. Yılmazgil’de görürsün. Hamuruyla, çorbasıyla ağızlara layık bir yemek...” dedim.
Akşam yemeğinden sonra vasıl olduk Yılmazlar’a. Yatsı geçkini yılmaz getirdi bir sini arabaşı hamurunu. Ortasında bir tas konacak kadar bir yer açtı. Dumanı üstünde arabaşı çorbasını boca etti tasa. Mustafa bakıyor. Şaşırmış hallerde. Gülden Hanım hiç gelmiyor sofraya:
“Size afiyet olsun. Ben sevmem arabaşını. Zaten arabaşını da Yılmaz yaptı. Ben çayımızı hazırlayayım.” deyip mutfağa gitti.
Yılmaz güldü:
“Yahu hanım...Açığımızı vermeseydin bari.”
Neyse biz başladık. Mustafa bize bakarak kaşığına biraz hamur aldı. Çorbaya daldırdı kaşığı, ağzına götürdü. Ama hemen çıkardı.
“Ben yiyemeyeceğim arkadaş.” dedi.
Koca sini, Yılmaz’la bana kaldı. Laf aramızda ben de hamurunu pek sevmem. Ama Yılmaz’a ayıp olmasın diye ucundan kıyısından yedim. Yoksa “yuttum” mu demeliydim. Çünkü arabaşı hamuru çiğnenmeden yutulur derler. Ben hiç denemedim. Ya çorbası...Bolca arabaşı çorbası içtim.
Batna ciladır arabaşı çorbası. Ahmet Rasim üstadımızın dediği gibi “İllet-i cu’a devadır.”
Yiyen ahbaplara afiyet olsun efendim...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.