HOŞGELDİN BEBEĞİM…
Tam 72 saat olmuştu.Sancılarım hala devam ediyordu.Sadece 16 yaşında idim.Nasıl korkuyordum,tarifi imkansızdı…Yanımda kimsem yoktu..Hoş ben aslında kimsemin olmamasına çoktan alışmıştım.Zira kimsemin olması nasıl bir şey hiç bilmiyordum.Beni oturttukları evde alt katta üst katta karşımda oturan komşular vardı.Hele Neriman ablam..Canım benim..31 temmuzda artık sancılarım dayanılmaz bir hal almıştı.Yalnızca ağlıyordum.Çığlıklarıma komşular arada bir geliyordu.Neriman abla bir ara sordu..
-Evin sen bavul hazırlamadınmı??
-Neden bavul hazırlayacağım ki??dedim.
Kadıncağızın gözlerinden gelen yaşlara bakınca öleceğimi ve bunu onların bildiğini ama bana söylemediklerini sandım:
-Neriman abla ne olur söyle,karnımımı kesecekler??ben ölecek miyim??dedim…
Neriman abla iyice dehşete kapılmış gözlerle bana baktı.
-Evin sen nasıl doğum yapılacağını bilmiyormusun dedi
-Karnımı kesecekler dedim.
-Hayır dedi.
-Peki ne olacak dedim.
-Doktorlar sana anlatırlar dedi..
Sonra karşı komşumuzu çağırdı. Adını hatırlamıyorum ama çok yaşlı bir teyze idi. Bir şeyler konuştular ama ben sancıdan dinleyecek durumda değildim.
Biraz sonra evlerindeki eski bebek kıyafetlerini getirdiler. Neriman abla bana kendi geceliğini de koydu. Ve gazlı bezlerden ellerinde 4 adet bebek bezi diktiler. Bir naylon torbaya koydular.
O gece çok zor geçti. Anlatılamayacak kadar zor geçti.Ağlıyordum.Hep ayakta idim ve yalnızdım. Sabaha karşı Neriman ablayı uyandırdım. Kalktı…Saat 09:00 gibikarnımdaki bebeğin babası; amca dediğim adamı aradılar.
O dönemde cep teli falan olmadığı için işyerine gelmesini beklediler sanırım. Az sonra amca geldi. Hiç konuşmadı benimle. Koluma da girmedi. Oysa ben yürüyemiyordum sancıdan.
Ankara’da büyük doğumevine götürdü beni.Korkudan ölmek üzereydim.Bir odaya aldılar beni.Hemşire bağırmaya başladı doğum başlamış diye..Beni kaldırdılar sedyeden ve koşturarak bir koridora oradanda kocaman bir odaya aldılar.
Aman Allah’ım… Aman Allah’ım…
Belki 20 den fazla kadın çığlıklar atıyor ve doğum yapıyordu.O an ne sancım ne de ıstırabımkalmadı. Benide garip doğum sandalyelerinden birine yatırdılar. Azarlıyorlardı sürekli beni de, diğer kadınlarıda. Hiç sesim çıkmıyordu. Nefes bile almıyordum neredeyse…
Ebelerden biri geldi ve doğuma daha çok var bunu yukarı çıkarın dedi. Acayipsevindim. Kendi başıma sandalyeden kalktım. Doğum odasına arkamı döndüm o sahneleri görmemek için.
Birazdan bir hastabakıcı kadın geldi. Ve:
-Evin’in yakınları, diye bağırmaya başladı.
Ben sessizce
- Kimse yok dedim. Sadece bebeğin babası var, dedim.
-Kocan mı; dedi…
-Hayır dedim… Bebeğin babası, dedim…
-Nasıl yani dedi…
Şaşırma sırası onlarda idi.Sustum.
Beni yukarı kata çıkardı… Az sonra polisler geldi..
Ve bana sorular sormaya başladılar.Ne biliyorsam anlattım.Ama az sonra sancılar şiddetle başlayınca ebe dediki:
-Doğum başlıyor çıkın.!
Emir niteliğindeki bu sözle beraber 2 polis dışarı çıktılar.
Birden bire oturdum ve çığlık attım.O çığlıkla beraber yüzüme üstüme başıma savrulan bir su seli geldi.Ebe üstüme ve yüzüme su döktü sanmıştım.Sonradan öğrendim o suyun ne olduğunu..
-Hadi Evin gidiyoruz dedi ebe..ve koluma girdi..
Ağlamaya başladım..
-Ablacığım ne olur beni o odaya götürme, dedim.
-Tamam ,dedi.
Beni sadece bir tane doğum sandalyesinin olduğu koridorun en sonundaki odaya götürdü.Az sonra bir kaç hekim geldi.Bana ilgi artmıştı, ne olduğunu anlamadığım bir şekilde..
Sancıdan ağlıyor bağırıyordum.Bir erkek doktor bağırmaya başladı:
-yırtıldı hocam, yırtıldı…
Gerisini pek hatırlamıyorum..Bana hep:
-Ikınma artık daha çok yırtılacaksın, diyorlardı.Bana göre asırlar gibi geçen saatlerden sonra bir doktor seslendi..
-01.ağustos saat 12:25.canlı bir kız bebek dünyaya getirdi.
Demek kızım olmuştu.Doktora ilk sorum:
- Görebilirmiyim dedim.
-Elbette dedi ve kızımı bana doğru gösterdi.
Kapkara bir kızdı.tebessüm ettim elini tuttum ve öptüm.Sonra uzun süre odada kaldım.Zor ve tehlikeli bir doğumdu..Farkındaydım bana bir şeyler olduğunun..Sonrasını hatırlamıyorum..
Gözlerimi açtığımda karanlık bir yerdeydim..Başımda bir erkek bir kadın vardı:
-Kimsiniz, diye sordum.
-Korkma dediler.sadece..
-Bebek nerede dedim.
Ayaklarımın arasını gösterdiler.Yeşil ameliyat bezine sarılı kızım orada annesinin ayılmasını bekliyordu.Ne yazık ki kundağı ve süslü kıyafetleri yoktu..
Odaya aldılar beni ve kızımı..O kadar sancım vardı ki..Sonradan öğrendiğime göre 27 dikişim vardı.Kötü idim.Ama ben zorla ayağa kalktım.
Bebeğimi kucağıma aldım ve mememi ona vermeye çalıştım.Ben çok acıkmıştım.Onunda acıktığını düşünmüştüm sanırım.Sonra onunla konuştum.Adı bebekti.Yanımda kimse yoktu.
Kızım ve ben vardık..Hayatımız boyunca olduğu gibi.O gece kızım hiç susmadı.Gazlı bezlerden dikilmiş bezlerine muşamba koymayı unutan Neriman ablama inat, ameliyat bezleri ile sarmıştım onu..
Kızıma şunu dedim:
-Kızım ben senin annenim.Ve inan çok korkuyorum.Ne olur ağlama bebeğim.Beraber büyüyeceğiz.Sana söz veriyorum seni hiç bırakmayacağım ve hep yanında olacağım.Ama ne olur ağlama olur mu???
Bebeğim sustu. Bir daha hiç ağlamadı. Tanrının adaleti olduğuna tüm kalbimle o gece bir kez daha inanmıştım.
Yıllar sonra bebeğim tecavüze uğramış annesinin ne kadar cesur olduğunu anlayacaktı..Hayata inat,kadere inat,insanlara inat bebeğine sahip çıkışı ile gurur duyacaktı.
Ertesi gün kurban bayramı idi.
Allah bana hayatım boyunca alabileceğim en güzel bayram hediyesini vermişti…Kızımı…..
Hayatıma hoşgeldin bebeğim……