yağmur gibi gözleri vardı onun
yağmur gibi gözleri vardı onun...
uçsuz bucaksız bir deryada alabildiğine gitmek gibiydi.. göğsünü rüzgarın göğsüne yaslayıp nefes alıp verdikçe esmek gibiydi yeryüzünde..avuçlarımda kırlangıçlar beslemekti..
damarlarımdaki düğümlerin çözülmesiydi düğümlerine dokunmak..sonra tekrar tekrar düğümlenmekti karanlığına..
aya salıncak kurup yıldızların eteğine ilişmekti..
tıka basa özlemekti..
masumiyetti..
alacakaranlık günahlara kafa tutan..ve tufanlarda sağ kalan..
işlenmemiş bütün günahların kefaretiydi..
amindi dilime yapışıp kalmış dualara... ve çaresizliğime beddua..
isyanın yatağıydı koynuna girdiğim.. yataklık ettiğim en güzel devrim.
memleketimdi..
yağmur gibi gözleri vardı onun
isli
puslu
gri
birde
tütün kokusuna bulanmış elleri..
bir bana ait
en çok bana yabancı..
yağmur gibi gözleri vardı onun Yazısına Yorum Yap
"yağmur gibi gözleri vardı onun" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
11 Aralık 2014 Perşembe 03:03:24
''yağmur yalnız yağarken yağmurdur sen yalnız senken sensin''
bunu söyle ve fakat şunu da sor?
yağmurun gözlerine kaçan o şey de nedir. karla karışık bir yağmur.
Harun Aktaş
@harunaktas
bu bir şiir de olabilirdi, ama değil. öykü de değil. ama deneme de değil. ama şiir.ama öykü. ama deneme, derseniz noktayı koymuş olursunuz. kullanılan zaman kipi öyküye ait. karışık kar dediğiniz içindi bu cevap. karışık bir metin. yani hepsi.