3
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1600
Okunma
yağmur gibi gözleri vardı onun...
uçsuz bucaksız bir deryada alabildiğine gitmek gibiydi.. göğsünü rüzgarın göğsüne yaslayıp nefes alıp verdikçe esmek gibiydi yeryüzünde..avuçlarımda kırlangıçlar beslemekti..
damarlarımdaki düğümlerin çözülmesiydi düğümlerine dokunmak..sonra tekrar tekrar düğümlenmekti karanlığına..
aya salıncak kurup yıldızların eteğine ilişmekti..
tıka basa özlemekti..
masumiyetti..
alacakaranlık günahlara kafa tutan..ve tufanlarda sağ kalan..
işlenmemiş bütün günahların kefaretiydi..
amindi dilime yapışıp kalmış dualara... ve çaresizliğime beddua..
isyanın yatağıydı koynuna girdiğim.. yataklık ettiğim en güzel devrim.
memleketimdi..
yağmur gibi gözleri vardı onun
isli
puslu
gri
birde
tütün kokusuna bulanmış elleri..
bir bana ait
en çok bana yabancı..