- 1126 Okunma
- 5 Yorum
- 4 Beğeni
Gidene...
Bir parça yalnızlığımın biriktiği o deli dolu zamandan günceme akan en canlı hatıramsın şimdi satırlarımda. Anlat o zamanları desen yıkık zamanlardı derim...Adınla süslediğim yıkık bir şehirdi o grisi bulanmış kelimeler...Öksüz bir aşktı...O zamanlardan kalan, üç noktayla avucuma bıraktığın...Öksüz bir aşktı şimdiki yaralarıma annelik yapan...Sahipsiz bir aşkı büyüttün içimde ,sen bilmedin. Sen beni sevdikçe, ben senin adını verdiğim içimde ki o çocuğa sarıldım...Sen bilmedin . Herkes bilirken seni ve nasıl aşık olduğuma hayretler biriktirirken herkes, dediğim gibi , hiçbir şeyi , hiçbir şekilde bir tek sen bilmedin sevgili...Neden diye haykırırken yüreğimin arka sokaklarında sen , utandım...Bencilliğimdendi...diyemedim..Bencil yüzümü görmedin..Bencilliğim sana bakmaktan utanan , okşamadığın o sol yanıydı yüzümün...Bilmedin.Dahası sustum sonra daha uzun daha keskin sustum.Anla diye bekledim.Anlamadın...Affet duyarsın sanmıştım suskunluğumu, meğer senin yüreğin sağırmış... duymadın...
Yeşil derdim hep. Gözlerin değil belki ama varlığındı her şeyden çok sevdiğim.Yeşildi koca yıllardan avucumda kalan.En dağınık toparlanmışlığımın sığınağıydı kimi zaman, kimi zaman isyanlarımın odak noktası.Yeşildi işte her şeyi anlayan...Her şeyi anlatan...Her şeyden eksik... Her şeye fazla olan...Sahi sen o yeşil yeşil sığınmalarımı da bilmedin.
Şimdi inkarlar biriktirip dilinde , aslıma küfürler yağdırıyorsun sevgili.Sus desem aklın, konuş desem kalbim ziyan olur ya neyse...Gitmelerine gelme maskeleri takıp karşıma dikildiğinde anlamıştım daha , gitmelere bedelli bir aşkı büyüttüğümüzü.Oysa yıkılmışlığındı bizi esir eden , yıkıcılığındı bizi kahreden ve avareliğindi bizi bunca derde iten. Farklı şeylere yorduğun ancak farklı yollara çıkan bir rüya gibiydi kelimelerim...anlamıyordun...anlatamıyordum...tabirini hayra yoramıyorduk...iste o zaman avareleştin...deliydin... daha da delirdi kanın. Kılıç gibi keskindin, durmak bilmedin kınında ve kınından her çıktığında yaralarıma musallat oluyordu keskinliğin...Aşk sandın. bunca şeyi aşk sandın. Sandın ki yıkıp geçerken sağ kalır hayatlarımız.. Sandın ki tabuları yıkarken , altında ezdiklerin yine anlar bizi. ve bilmedin sen bilmedin seni yüreğime hediye edenin, senin o isyanınla yüreğimden seni söküp alabileceğine muktedir olduğunu.bilmedin.
Bilmedik...Farklıymış aşka bakışımız. Şairim geliyor aklıma haklıymış diyorum. Bir dizesi dolanıyor dudaklarıma. ´ Sen benden kusursuz bir aşk istedin ben senden yaşanabilir bir aşk...´ O kadar beceriksizdik ki ne kusursuzu bulabildik aşkımızda nede yaşanabilirliği. Toydun sevgili.´ Bana aşktan bahsetme senin aşk sözlerine sağır artık kulaklarım ´ derken sahip çıkamadığın bir aşkı bir cami avlusuna bırakıp korkakça kaçtığını bilemedin. Anlayamayacak kadar toy, göremeyecek kadar çocuktun.Birbirimizin içinde kaybolmalarımızı , henüz birbirimizi bulamamış olduğumuza yormandan belliydi...
Çok sürmedik işte. Ufak bir çocuğun oyun çağı ömrü kadardık.O oynadı içimizde ve amansız bir ayrılığa kurban gitti.İçimizden bir cenaze kaldırmak düştü bize. Etrafımıza dağıttığı oyuncaklarıyla avunurken anladık daha birbirimize dokunmadan, bir çocuk dünyaya getirmenin değil o çocuğu büyütmenin daha hatırı sayılır bir acı olduğunu. Çok değil o oyuncakları da yok sayarım kalabalık yalnızlığını yok saydığım gibi ve affederim. Seni affettiğim gibi. Affetmek unutmaktır sevgili. Affetmesem ,hayatıma iliklerdim seni...Affettim ve şimdi gönderiyorum hiç benim olmayan kalbini...
Senin kaçtığın , daha o ilk gecede o cinayetin tüm sorumluluğu üstlenip aklamıştım seni. Öldüren de bendim zaten başında bekleyip yasını tutanda ben olurum . sen git artık. Bekleme ve bekletme...Aynı noktadan değil aynı noktaya bakmaktır mühim olan sevgili.aynı noktayı göreceğin yüreği bulmaya kanat çırpmaya başlayalı çok olmuş yüreğin...Tüm iyi dileklerimi yaldızlayıp gönderiyorum peşine...Tüm yollar senin artık. Şimdi kararsızlıklarla eskittiğin o yollardan öyle hatırı sayılır bir büyüklükle git ki dönüş yolunu emziren hiç bir çiçek kalmasın yollarımda....Öyle bir git ki şikayet ettiğin tüm bu yazılarım parçalanıp dağılsın etrafa...okunmasın...Öyle bir git ki...Hafızamdan dahi silinsin adın...
Yeniktik...
İşte bittik...
Yılların ve aşkın büyütemediği ufak ve toy çocuk..
Tebrikler...
Artık yazılmayansın...