- 697 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
OSMANLICA, SADECE MEZAR TAŞI OKUMAK İÇİN Mİ?
ÖZTÜRKÇE
Twitter; kazm_ztrk
Facebook; [email protected]
OSMANLICA, SADECE MEZAR TAŞI OKUMAK İÇİN Mİ?
Milli Eğitim Şurasında Osmanlı Türkçesi’nin Anadolu İmam Hatip ve Sosyal Bilimler liselerinde zorunlu diğer liselerde ise seçmeli ders olarak okutulması kararı çıktı. Karar genelde olumlu karşılandı ancak CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, "Mezar taşı okumak için zorunlu derse gerek yok" diye karşı çıktı.
Acaba, Osmanlıca sadece mezar taşı okumak için mi? birlikte görelim;
Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü bünyesinde yer alan Osmanlı Arşivinde 95 milyon belge ve 400 bine yakın defter bulunuyor. Bu belgelerin henüz yüzde 50’si tasnif edilebilmiş. Türkiye’de arşivde çalışan mevcut uzman sayısına bakıldığı zaman söz konusu belgelerin tamamının okunmasının uzun yıllar alacağı tahmin ediliyor. Belgeler arasında dünya ve Türkiye tarihini yakından ilgilendiren onlarca metin yer alıyor.
1928 yılı harf inkılabı ile birlikte Cumhuriyetin kuruluş dönemi başta olmak üzere Osmanlı döneminin belgeleri gerek dil gerekse alfabe açısından unutulmaya yüz tutmuş, sadece uzman ve meraklıların ilgisine terk edilmiştir.
Devlet Arşivleri bünyesinde yer alan Cumhuriyet Arşivi belgelerinin de 1928’e kadar olan bölümü Osmanlı Türkçesi ile kaleme alınmış. Resmi Gazete’nin yayınlandığı internet sitesine Osmanlı Türkçesi ile yazılmış metinler var. Osmanlı’nın hüküm sürdüğü topraklarda kurulan devletlerin arşivlerinde milyonca belge var. Bu ülkeler bu belgelerin okunması, tasnifinin yapılması hatta dijitalleştirilmesi için Türkiye’den yardım talep ediyor.
Osmanlıca sadece bir alfabe değil aynı zamanda dil değişimi için de önemli. Osmanlıcanın öğrenilmesi ile aynı zamanda Türkçe’nin zenginliği de ortaya çıkacak. Osmanlıca ile birlikte Türkçede yaşanan değişim de gün yüzüne çıkacak. Cumhuriyet döneminin ilk yılları alfabe olarak Osmanlı iken, harf inkılabından sonra latin alfabesi ile yazılan eserler dildeki değişim nedeniyle bugün anlaşılması uzmanlık istiyor. Atatürk’ün Nutku’nun orijinalini bugünkü Türkçe ile anlayan nesillerin oranı çok düşük.
Osmanlıcanın (Eski Türkçe’nin) öğrenilmesiyle, alfabe öğreniminin yanında medeniyetimizin öğrenilmesi de söz konusu. Osmanlı Türkçesi ile yazılmış binlerce şiir okunmayı bekliyor. Farklı ilimlerde yazılmış binlerce yazma eser kütüphanelerde araştırmacıların ilgisini bekliyor.
Osmanlıca ile basılmış yüz binlerce eser kütüphanelerin tozlu raflarında bulunuyor. Hatta bugün internet ortamında erişimi mümkün olan hazine niteliğindeki bu kitapları okuyabilen kişi sayısının azlığı dikkat çekiyor. Osmanlıca arşivlerdeki konular lisan öğreniminden, çay üretimine kadar çeşitleniyor.
Tefsir’den Hadis’e, Astronomi’den Mantık’a kadar çok çeşitli bilimleri kapsıyor. Osmanlı Türkçesi ile yazılmış yüzbinlerce belki de milyonlarca sayıdan oluşan dergiler Milli Kütüphane’de ve hatta ülkemizin çeşitli kütüphanelerinde araştırmacıları bekliyor. 1950’li 60’lı yıllarda yazılmış hatıratlar bile Osmanlı Türkçesi ile yazılmış olarak karşımıza çıkıyor. Bir ressam günlüğünü Osmanlı Türkçesi ile tutuyor, bir siyasetçi mektubunu Osmanlı Türkçesi ile yazıyor.
Sultan 2. Abdülhamid’in torunu Orhan Osmanoğlu; "Osmanlıca, mezar taşlarını okuma meselesi değildir, olmaması gerekir. Gençlere Osmanlıcayı öğrenmelerini tavsiye ediyorum. Gençlerimizin tarihimizi arşivlere girerek öğrenmeleri için fırsat. Başka bir dil öğreneceğiz diye korkmasınlar. Ben iyi olacağını düşünüyorum. Seçmeli olması daha iyi olur. Bu işi gençlere sevdirerek yapmak lazım" diye konuştu.
Yolda gördüğünüz bir çeşmenin kitabesinin Osmanlı Türkçesi ile yazılmış olduğunu görebileceğiniz gibi oturmuş olduğunuz evin ilk tapu kaydının Osmanlıca ile tutulmuş olduğunu da görebiliyorsunuz. (Yeni Şafak)
Sığ düşünenler, meseleyi sadece “Osmanlı düşmanlığı” üzerine kurgulayanlar; “Osmanlıca dersi, mezar taşı okumak için” diyerek atalarına, geçmişine, köküne saldırdıklarının farkında değil! Bir nasipsiz, televizyonda güya alay ederek, haberleri “Osmanlı Türkçesi” ile okudu! Ayrıca televizyonlarda programlar yapılıyor, Osmanlıca’yı kötülemek, yapılan güzelliklere gölge düşürmek için!
Neylersin kumaşımız bu! Derin boyutlu düşünemeyenler, geçmişten ilham alarak geleceğe yön veremezler! (11 ARALIK 2014)
YORUMLAR
Osmanlıca bir dil adıdeğildir.Dil olmanın belli kuralları vardır.Osmanlıca Batı Türkçesinin sadece bir dönemidir.Bunu bir dil olarak algılamak ve savunmak son derece yanlıştır.Osmanlı döneminde elit kesimin dili ağırlıklı olarak Arapça ve Farsça çok az da Arapça sözcük ve sözcük gruplarından oluşmakta idi.Kaldı ki bu dönemi anlamak ve okuyup anlamak için yapılması gereken şey Arapça ve Farsça öğrenmektir.Yazılı ve görsel medyaya baktığınızda doğru Türkçe konuşan yazan insan saysının azlığı da ortadadır.Kanımca önce Türk olduğunu savlayan herkesin temel ödevi anadilini güzel konuşmak ve yazmak olmalıdır.Bir dönemde Türkçeyi istila etmiş olan Arapça ve Farsça tamlama öğrenmek değil...
Dil, bir ulusu ulus yapan en temel unsurdur.
osmanlı sadece mezar taşlarından ibaret bir devletmiki osmanlıcayı sadece mezar taşlarını okumak için öğrenelim osmanlı yüzyıllara damga vurmuş ulu bir devletti üç kıtada at koşturmuş gittiği yere medeniyet götürmüş adalet götürmüş bunu sadece cihangirliklede yapmamış bilgisiyle eğitimiyle donanımıyla başarmıştır. osmanlıyı anlamak ve osmanlıcayı öğrenmek her türk evladının öğrenmesi ve sahiplenmesi gerekir diye düşünüyorum...