- 2516 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SAHTE DOKTOR
Balıkesir iline bağlı Küçükkuyu Belediyesinde tam beş yıl doktorluk yapmış bir bayanı yazmak istedim. Önce bu bayan doktor hakkında fiziksel bilgileri sizlere verip görsel dünyanızda bir fikir ekmiş olayım. Gerçi ibret-i alem olsun diye bu yazımın sayfasına fotoğrafını eklemiş bulunuyorum.
Omuzlarından aşağı dökülen kıvırcık saçlarına röfle yaptırmış, 30 yaşlarında 1.60 cm boylarında, 50 kg ya var ya yok olan bu bayan geçenlerde adalet önünde hesap verdi. Hem de ne hesap verme.
Aklım dimağım durdu. Vallahi de durdu billahi de durdu! Kolay yemin etmem ama bu edilmeyecek gibi de değil ki!.. Kadın tam 10 senedir Sağlık Bakanlığına Bağlı Hastanelerinde görev yapmış. Önce Gaziantep ardından Küçükkuyu�da tam beşer yıl maaş alarak çalışmış sahte diplomasıyla. Orta okul diploması bile var mı yok mu şüpheli olan bu doktor bayan sahte. Doktorun sahtesi de mi, oluyormuş? Oldu bile�
Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın 08 Mayıs 2008 tarihinde ilk duruşması yapıldı. Adı Zekiye Bahar Karasu olan bu kadına 5 yıl hapis ve 245 bin 360 YTL adli para cezasına çarptırılmış.
Sağlık Bakanlığı ne güzel çalışıyor. Vatandaş akıl ve beden sağlığını ve huzur içinde önce Allah�a ardından �Türk Doktorlarına� emanet etmekte.
Eskiden Osmanlı zamanında bir Marko Paşa varmış. Ermeni asıllı olan bu Paşamız doktorluk görevini bakın nasıl icraat edermiş.
Hastalandın mı? Bir derdin mi var? Koş anlat derdini Marko Paşa�ya. Gidersin bir güzel �iyi günler� der makamına girersin. Paşa doktor size �buyurun, ne vardı?� diye iki sözcük Türkçe bilirmiş. Siz ha babam de babam nerenizden muzdarip iseniz, anlatırmışsınız. Paşa doktor sizin konuşmanız bitene kadar dinler görünürmüş. Bitince de, �ne vardı? Neyiniz vardı?� diye tekrar sorarmış. Kısacası size derman ancak bu son sözleri olurmuş. Osmanlı bu ermeni doktoru artık bilinçli mi yoksa Marko Paşa�nın kasıtlı mı, bu tavırları onu da artık o zamanın insanları bilirmiş. Ve insanlar ne zaman hastalansalar ve bir maruzatları olsa hemen �Anlat derdini Marko Paşa�ya� diye gülerlermiş.
Şimdi bu yazımın ana sayfasına da yayınlayacağım �sahte doktorun �yıllarca ölüm raporlarına dahi imza atığını düşündüm. Tüylerim diken diken oldu! Aklıma şu soru takıldı.
� Ya o insan ölmediyse ve kısa süreli bir solunum durması ise?�
Ve yıllarca çoluk-çocuk, kadın- erkek, yaşlı demeden Sağlık Bakanlığı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktorluk Diploması ile yüzlerce insanı tedavi etmiş. Tesadüfen iyileşenleri bilmem ama şu koskoca 10 yılda �yanlış tedavileri� ile ölen veya �eceliyle öldü� raporları veren bu bayanın; sadece �Sahte diploma düzenlemek suçundan 1219 Sayılı kanunun 25. Maddesi uyarınca beraatına karar verilmiş.(-Bekir Erdinç Haberi/Edremit Olay Gazetesi/09-05-2008-)
Hey gözünü sevdiğimin ülkemin adaleti. Kimine kelek kimine de kavun yediriyor. Gün geliyor suçsuzlar içerde suçlular dışarıda kol geziyor. Sırası gelmişken kıssadan bir fıkra yazıp sizlerin bu trajediye benzer olayı akıl ve vicdanlarınıza bırakıyorum.
��Doktora gelen adam hastayım der , hayattan zevk alamıyorum.
açlar aklıma geliyor, yemek yiyemiyorum. Çıplaklar hatırıma geliyor, onlarla birlikte üşüyorum. Her cinayette kendimi suçlu buluyorum. Her katil bıçağının kabzasını sanki benim ellerim tutmuştur. Her atılan kursun benim kalbime saplanıyor. Bütün bu toplumun suçları benim omuzlarıma yüklenmiş. Artik gülmesini unuttum.
Doktor, hastasını omzundan tutar, pencerenin önüne getirir,perdeyi
aralar, parmağıyla karşı duvardaki afisi gösterir. Bu afiste, bir sirk
palyaçosunun reklamı vardır. Azizim, der, şu palyaçoyu görüyor musun?
Tavsiye ederim, her gece bu palyaçonun gösterilerine git. Bütün
kederini, elemini, derdini unutursun. Gülmeyi, kahkahayı öğrenirsin.
Hayattan yeni bastan zevk almaya baslarsın.
Hasta basını eğer, doktor, der, işte o palyaço benim!�
�Aziz Nesin�
Yüzünüzden sağlıklı gülüşler, yüreğinizden sevgi eksik olmasın.
Emine Pişiren/Akçay-03-06-2008