ACABA... – KEŞKE...
Çoğu zaman yapmak isteyip de yapmadıklarımız, bazen de yapmamaya karar verip de yaptıklarımız; kısaca, yaptıklarımız ve yapmadıklarımız yüzünden ‘Ah, vah, of, uf, tüh, ...’ gibi ünlemlerle hayıflanırız, iç geçiririz...
Çok iyi biliriz ki son pişmanlık fayda etmez. Yine de ‘Keşke şöyle olsaydı!’, ‘Keşke böyle olmasaydı!’, ... gibi söylemlerle sızlanır dururuz. Üstüne üstlük bir de çevremizdeki insanlara sıkıntı vererek ne denli sevimsizleştiğimizin farkına bile varmayız...
Zaten ‘farkındalık’ yeterince gelişmiş olsa, sonradan hayıflanmamıza neden olan pek çok işi yapardık, ya da yapmazdık... Yaşantımızdaki keşke’ler çoğaldıkça kaygı, keder ve sıkıntı küpümüz dolmaya devam eder. Bu ise; moralimizi, çalışma ve aile hayatımızı, insan ilişkilerimizi olumsuz yönde etkiler...
Aynı şekilde acaba’lar da ruh dünyamızı alt üst eder, öyle ki çelişkiler burgacında bazen boğuluyormuş gibi hissederiz; içimiz daralır, ruhumuz kararır, iştahımız kesilir... Ne yapacağımızı düşünemez hâle geliriz. Aynaya baktığımızda âdeta yabancı birisi karşımızda duruyormuş gibi bir tuhaf oluruz...
Olumlu ya da olumsuz bir şeyler yapabilecekken hiçbir şey yapamamak bizi daha çok karamsar ve mutsuz kılar. İlle de kendimiz için değil, bazen başkaları için de bir şeyler yapabilmeliyiz... Salataya bir miktar tuz veya biber kattığımız zaman tadı nasıl değişirse, katkılarımız çevremizdekileri, hiç değilse, moral verebilir.
İngilizce klişe bir söylem:
“Done is done, gone is gone!” Anlamı: “Olan olmuş, giden gitmiş!” Hani “Geçmişe mazi derler, geleceğe bak!” diye bir söz var ya, ne kadar doğru! Zamanı durdurmak, ya da geçmişe gitmek mümkün olmadığına göre hayıflanmanın, pişmanlıkla çırpınmanın, sızlanmanın kimseye bir yararı yoktur...
Zaten doğarken ağlayarak dünyaya gelen insanoğlu, hayatı boyunca her nev’i güçlüklerle, maddî ve mânevî olumsuzluklarla ve nice sıkıntılarla boğuşarak yıpranmakta iken, bir de geçmişin olumsuzluklarına takılıp kalarak ve kaçan fırsatlara üzülerek kendisine daha fazla eziyet etmemelidir.
İnsanların ömrü gitgide uzamakta imiş! Palavra... Ömrü ve rızkı önceden takdir buyuran yüce Rabb’imiz değil mi? Ayrıcalıksız, canlı-cansız, bütün varlıklar levh-i mahfuzda yazılı olanları, yani kendi kaderlerini yaşarlar. Bunun kısalması veya uzaması gibi kıytırık iddialar hiçbir bilimsel yaklaşımla açıklanamaz.
Acaba’larla ve keşke’lerle kendimizi daha fazla yıpratarak, Yaradan’ın emaneti olan ruh ve beden sağlığımızı bozmayalım... Pozitif gözlüklerimizi takarak bardağın yarısını boş değil, dolu görmeye çalışalım... Biziz kendimize hem en büyük dost, hem de en büyük düşman... Kendimize yetmesini bilmeliyiz...
Acaba’sız ve keşke’siz
Yaşamak pek hoş olurdu;
Tasasız, gamsız, elemsiz
Gönlümüz sarhoş olurdu...
Sağlıkla ve sağlıcakla kalın...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.