Köşkerin Bizi
Mutluluk parayla pulla,şanla şöhretle,varlıkla, makamla mevkiyle değil anlaşılan;bunu gördüm bunu anladım bugün..Mutlu bir insan gördüm..Ufacık bir dükkanda elinin emeğiyle rızık kapısı aralayan bir kişiyi gördüm..
Bir köşkeri..
Onların da nesli tükendi diyordum ama öyle değilmiş..Köşkerler de tıpkı nalbantlar gibi,kalaycılar,urgancılar hamutçular gibi tarih oldu diye düşünüyordum ama değilmiş..Meslek hala geçer akçeymiş..Müşterileri sırada..Kimisi oturuyor,kimisi ayakta..
Ufak bir iki iş için gittim..Tereddütlüydüm.. Günlerden Pazar, ya açık olur ya olmaz diye.. Ara caddede bir apartman altı..Önce apartmanın bahçesine iniyorsunuz sekiz on basamak, sonra da dükkana..Üç basamak da öyle..Çukurda bir yer yani ama sevimli.. Bitişiği de hemen fırın..Bir hareketlilik var sağında solunda..
………………………………..
Selam verdim iyi günler diledim ve tebessümle karşılandım..
İşi arasında gözü hemen elimdeki poşete ilişti..
Nedir diye sordu..
Hafif iş dedim..
Zaman almayacaksa hemen el atayım dedi..
Şöyle bir göz attı, ablanın işini bitireyim daha sonra sıradaki seninki dedi..
Otur abi dese de yer yok..Ayaktayım..
Sağı solu inceliyorum o iş yaparken..
Önce içeriyi sonra dışarıyı..
Yıllar önceki köşker arkadaşım İdris’i hatırlıyorum..Zihnimden gelip geçiyor..
Daracık dükkanında elindeki biziyle..
Malzeme benzerliği olsa da bu daha modern..
Anlaşılan her işte olduğu gibi bu da merhale katetmiş..
Daha düzenli eskiye nazaran daha işlevsel..
Adeta bir iş yeri gibi İdris’in yeriyle mukayese edildiğinde..
…………………………………..
Ön bahçe iki oda büyüklüğünde bir yer..
Zemini beton..
Dışarda bir lavabo var ama musluğu yok..
Duvardan sarkan asma dikkatimi çekiyor bu arada..
Yaz için hem gölgelik hem göz zevkini gidermelik geliyor bana..
Düşünsene önce yeşerecek,sonra kol beden atacak arkasından çiçek ve yaprak verecek..Nihayetinde salkım salkım üzüm..
Makinanın tıkırtısı geliyor bu arada kulağıma..
Fermuar geçiriyor her iki çifte birden..
Sayısız kez deniyor..Fermuar olmuş mu olmamış mı diye..Bir yerde tutukluk yapıyor mu yapmıyor mu onu anlamaya çalışıyor..
Emin oluyor ki sağını solunu toparlıyor..Dikişlerini alıyor,tabanına altlık yerleştiriyor,iki fırça atıyor tozunu almak için ve uzatıyor tek tek..
Giyinebilirsiniz işlem tamam diyor..
Borcumuz diye soruyor Hanımefendi..
Altı lira diyor..
Teşekkür ederek çıkıyorlar anne evlat ve küçük kardeş..
Sıra tam bana gelmişken orta yaşlı top sakallı bir beyefendi giriyor.. Hallettin mi tamirat tamam mı diye soruyor..
Önce zihnini toplamaya,hatırlamaya çalışıyor hangi iş diye..
Kısa bir tereddütten sonra,
Evet evet diyor ve bir çift çizmeyi olduğu yerden alıp poşete koyuyor..
Borcunu soruyor yine müşteri, dört lira abi diyor..
Sıra geliyor bize..
İki işlem yapıyor ayrı ayrı, malzemesi kendinden..
Konuşuyoruz bu arada..
Bak diyorum yaz için bahçe harika hoşça vakit geçirirsin burda..
Güzel de abi bir gözümüz görse diyor..
Semaver yakarsın,şuraya bir masa atarsın,eş dost ağırlarsın desem de abi fırsat olmaz ki ona diyor..
Hak veriyorum..
İşin olsun da fırsat da olmasın diyorum..
Bitirdiği iki parça işi bana uzatıyor..
Ne kadar diyorum..
Abi bir buçuk verirsen yeter diyor..
Bir buçuk lira..
Kanaata bakın..
Malzemesi kendisinden iki parça iş..
İki lira bile değil..
Sadece bir buçuk..
Mutluluk bu işte..Mutluluğu yakalamak bu..
Zaten gökten inmez mutluluk..Bahşedilmez..Birileri vermez..
Mutluluk içinizdedir..
İçinizde olan şeydir..
İşte iyi bir örnek size..
Azla yetinen,kıt kanat geçinen ama bir mutlu insan..
Belki de mutlu bir aile..
Kemal GÜL
30.11.2014
YORUMLAR
ESKİCİ BABA
Eskici baba,
Ayakkabılarım
Yine eskidi.
Birkaç çivi çakıver,
O kutudan
Elinde varken çekiçin.
Kışta
Mangalın başında ellerin.
Hiç kalkmadan oturuşun.
Ağrımaz mı ayakların.
Masanın üstü
Yapılacak işle dolu
Kutu gibi idi dükkanın.
Çivilerde asılıydı
Müşteri bekleyen ayakkabıların..
Tebrik ederim saygılarımla.