- 844 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Baş Kaldıran Adam ve Okul Bahçesindeki Gül!
Elindeki sigaradan derin bir nefes daha çekti. Gözleri tekrar uzaklara daldı. Derin duygularından süzülen gün ışığı önce baktığı yeri aydınlatıyor, sonra sigara dumanıyla kesiliyordu. Garip garip bakıyordu. Gözlerini kapattı, birkaç dakika sonra tekrar açtı. İçinden biraz şiir okumuştu. Gözlerini açtığında karşısında bir çocuk gördü. Hayırdır diye sorar gibi baktı. Yüzündeki acı yerini merak almıştı. Çocuk derin bir nefes aldı ve sordu;
-Abi sen neden bu kadar acı çekiyorsun?
Şaşırmıştı. Hatta başından aşağı bir kazan kaynar su dökülmüş gibi hissetti. İrkildi. ‘efendim’ diyebildi.
-Abi sen neden bu kadar acı çekiyorsun?
-Dinlemek istemezsin..
-İstemesem zaten yanına gelmezdim.
-Adın ne senin.
-Devrim abi.
-Bak bak. Tam senlik o zaman anlatacaklarım..
-Oturabilir miyim abi?
-Çök çök.
Sigara bitmişti, izmariti elinde tutuyordu. Bunu fark edince izmariti yere basıp cebine koydu. Bunu hep yapardı. Sonra cevapladı;
-Çünkü ben sisteme başkaldırdım.
-Nasıl yani?
-Mevcut sisteme başkaldırdım. O zamanlar uykudan kopalı üç-dört sene kadar ancak olmuş, ben sistemin çarpıklığından uyuyamıyorum. Bir gün ulan dedim; ben sistemi değiştiririm. Hemen evden çıktım. Karşı sokağa kocaman harflerle ‘Şiir Sokakta’ yazdım. Altına da bir şiir karalayıverdim. Sonra uzun uzun yürüdüm. Tekrar eve döndüm. Kendimi çok özel hissediyordum. Bir sisteme başkaldırmak kadar özel bir şey olamazdı. Sonra sistemi aniden değiştirmeye kalktım ve yeni sistemi çevreme anlattım. Fakat sistem o kadar kazınmıştı ki beyinlere, bu bir boka yaramadı.
-E bu seni bu kadar acıtmaz ki?
-Daha bitmedi. Sonra sistemi değiştirmek için benim gibi düşünen insanları bulmaya karar verdim. Yaklaşık on beş “Devrimci” dev, yürüyorduk, sistemin üzerine. Önümüzdeki engelleri tınlamadık bile, yürüdük. Hatta Deniz Alayı sokaklarının her duvarına bir şiir yazdık. Kimse durduramazdı artık bizi. Devrim başlamıştı. Gece boyunca sokaklarda gezdik. Bol bol sigara içtik. Her sokağa izmarit atmamız gerekiyordu. Derken sistem yine kendini gösterdi ve bizi kapana sıkıştırdı. Herkes pes etti. Ben yine tek kaldım.
-Sen neden pes etmedin ki abi? Yani herkes bırakmış, sen neden bırakmadın?
-Çünkü “Ben devrimciyim” diyen onlar, devrimi seviyordu. Oysa ben hiçbir zaman devrimciyim demedim. Onca devrimcinin arasında özgürlüğü seven tek adam bendim. Devrim peşinde değil, özgürlük peşinde koşan tek adam..
- Sonra ne oldu abi?
-Sistem buna da direndi ve kazandı. Bu kez yeni bir karar aldım; sistemi kendi içinden yıkacaktım. Kendime rastgele birini seçtim ve onunla bu yola giriştim. Defalarca denememe rağmen sistem buna da dayandı. Çünkü o kadar sağlam oturtulmuştu ki yerine.. Ben yerine sistemi tercih ettirdi, yanımdakine..
-Of. Sistem çok sağlammış.
-Evet, çok sağlam ve yerli yerinde. Sonra şunu fark ettim. Sistemin misyonu ile benim misyonum bir fakat kullandığımız metotlar farklıydı. Sistemi kabullenmeye çalıştım. Olmadı. Tam altı ay sonra sistemin çürüdüğünü fark edip tekrar iş başı yaptım. Bu kez başkaldırım sisteme değil metotlarınaydı. Çok yol denedim olmadı. Hep bir yerde patlak verdim. Baktım ki olur iş değil bıraktım. Tam da bu sırada sistem güçlendi ve herkesi esir etti.
-Bu arada abi sistemden kastın, devlet otoritesi değil mi?
-Ne! Yok, yooo hayır; benim bahsettiğim sistem aşk..
-Nasıl yani, aşk bir sistem mi ki?
-İşte tam da bu soru için direndim yıllarca. Aşk bir sistem olmaması gerekirken sistem haline gelmişti.
Çocuk çok şaşkın gözlerle baktı adama. Adam bunu fark edince güldü. Ayağa kalktı. Okulun bahçesindeki güllere yöneldi. İki kırmızı gül seçti. Birini koparıp dikenlerine rağmen avuç içinde parçaladı, diğerini sadece koklayıp bıraktı. Sonra açıkladı;
-İşte ilk gül mevcut sisteme esirdi; avucumla sevişerek kendini mahvetti. İkinci gülse kendi güzelliğini sisteme katmıştı; kokusu burnumda kaldı. Yıllar sonra o kokuyu hala hatırlayacağım fakat diğer gülü unutacağım..
Biraz durdu. Bir sigara çıkarıp yaktı. Derin bir nefes çekti. Yüksek sesle bir şiir okudu. Sonra arkasını dönüp yürümeye başladı. On dokuz saniye sonra okuldan çıkıyordu..
M. Hanifi Kesik
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.