- 660 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
en kuytu yerlerinE..
önce küstük/
mor izler bırakırken tende darbe..
nakış nakış işledi yüreğimize yokluk..
sonra susturduk bizli günleri
bir zamAN aralığında..
susturulduk ki
körebe oynayan çocukların
avuç içi telaşlarında,
çarparak ışıksız gölgelerimize
kırıldık..
geceleri en kuytu yerlerine kaçıyordun sen/
balkona çıkıyordun
ve ben
salonun en derin yerinde,
gözkapaklarımın içindeki sesleri
susturmaya çalışıyordum..
şehadet parmağını teğet geçen
bir yıldız çarptı göğüsüme ki
sen balkonunda,
savurarak saçlarını
kendinle konuşuyordun
hiç unutmadım...
/
oysa
sözün
kutsallığı
bitiyordu/
alt dudağından
DÜŞ/ünce
harflerin
gölgesi...
(...)
YORUMLAR
Nedense hastane duvarlarının vazgeçilmez dekoru geldi gözümün önüne... işaret parmağımı götürür gibiyim dudaklarıma. :)
kaleme değil elbette söz.
ki epeydir sessizdi ortalık
Ve bir de; acı mıdır bir kadının saçlarını savuran yoksa rüzgar mı?
eksik susmalar
onlar ayrılığı icat ettiler.
yokluğun kavgalı..
yokluğun kalabalık
ve benki başka bir şey bilmiyorum yokluğunda..
belki bugün yağan yağmurdan bahsetmem gerek biraz...sağımı solumu ıslatırken ve saçlarıma düşerken ıslak..sonra son/bahardan ve verilmiş sözlerden ki bana rüyalarından bahsederken sorduğum soruların cevapsız kaldığı/eksik bir tabir işte defterimin sayfalarında karşıma çıkan..ne yapacağımı bilemediğim ve en ücra köşesinde rafın alıp bir bardağı içini görmeksizin hiç..elimde tutup,pencereden dışarı uzatıyorum elimi/doldursun yağmur diye içini ki o zaman biraz daha kurtulacak evren/son bulacak savaşlar ve kurtulmuş olacağım ciğerlerime hapsettiğim o sesten ki delice ıslanıp denize kıyısı olan şehirlere varacağım kar altında kalmadan önce..
biz kavuşmaya karar verdiğimizde/onlar ayrılığı içimize soktular..aramıza hasret girdi sevgilim..hiç bir şey yazmak/söylemek ve düşünmek istemiyorum..hiç olacağım, karışıp kalabalığın sessizliğine ki hiç bir kimsenin farketmediği bir kaosu taşıyarak yüreğimde..
özleyeceğim seni sonra bebeklerini gözlerinin/kokunu/kulaklarını ve burnunu..kuytularında gezineceğim parmak ucu telaşlarımla..gün ve gecelerce biliyorum...krize girmiş bir bağımlı gibi betona yatıracağım gövdemi/ yanacağım..belkide yüreğim sıkışır yine..gözlerim dolar, göğüs kafesimde t-uzaklar kurarım sAna..seni bir hastalık habis bir ur gibi saklıyorum kendime..bir kaç şiir ile akıtıp defterime..seni istedim seni yeryüzünde herşeyden çok yüreğim..lakin istemek yetmiyor bazen yazıldığı gibi okunmuyor hayat/yazıldığım gibi sana..sadece sana ki
kolay olabiliyor zor sandığın denklem..
(basit bir replik yetebiliyor rüzgarda savrulması için saçlarının kırıkları/kırgınlıkları için ki bunu anlamam biraz zaman alıyor sadece..)
düşlerin/düşüşlerin/gururun ve egonun anlamsız yazılan devrik cümlelerden gizli öznesini bulup çıkarmaya yarayan bir yüklemim şimdi..cevap veriyorum can/ım, bazı insanlar böyle yaşar aşkı...
(...)