- 804 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ADI VAHAP AMA MAHAP DER ÇAĞRIRLARDI..... ŞATIR UŞAĞINDA HACI KÖMESİN MARABASI İKEN YUKARI SÜLMENLİYE TAŞINAN ..HACI'NIN OĞLU MAHAP AKGÜLÜN.....ACIKLI SONUNDAN....BAHSEDİYORUM.......
1965 yılının Temmuz sonu...Şatır uşağında hacı kömesin...marabası Hacı emmi....sarı burunda ağanın ekinini orakla biçerken....öğlen yemeğini getiren....ektirli şahracı kazım....Hacı emmi gözün aydın....bir oğlun oldu dediğinde....orağı elinden atıp....çömelip...şapkasını dizine koydu ve tabakasını çıkarıp bir cıgara yaktı.....gözlrine hucum edn mucuklar uzaklaştı cıgaranın dumanından.....ikinci hanımından ilk erkek çocuğuydu....kendi kendine güldü....adını aylar önce hazırlamıştı....vahap koyacaktı ama yörede vahaplara hep mahap derlerdi.....
Şahracı Kazıma sağ olasın dedi.....adam boyu buğdaları kucak kucak dermişti orakla şahracı kazım hayran oldu baktı....bugün burası biter hacı emmi dedi....yiğit lakabıyla anılır deli Hacı derlerdi....iri yarı....bıyıkları pala ...bükerdi...güçlü kuvvetliydi....yıllardan beri marabalık yapıyordu....ağaların kapısında....çok seviyorlardı...sessizdi...çalışkandı....ağalarlarla anlaşamayıp....1972 yılında Yukarı sülmenliye göçtü....önce Hacı hıdırın damına sonra Fıttış Hüseynin bahçeli evine göçtü...burası çok eyi dedi...mal davar...doluştular oraya....
Mahap okul çağına gelmişti.....büyümüştü...sessiz...sürekli gülümseyen...zayıf....önde iki dişi süt beyazı...Babası hacı ...birgün İsmail efendiye gitti...danışmak için....oğlan büyüdü ...yatılı mektebe gönderem....yardım et ne olursun dedi...İsmail efendi...böyle işleri severdi...muzaffere konuşam da Mahabı Pötürge yatılı okuluna yerleştirem dedi...hacı çok sevindi...cigara yaktı tütüte tütüte eve geldi durumu anlattı...karısı ezmahan çok sevindi......
Yatılı Bölge okuluna Pötürgeye gidecek parası yoktu Hacının...borç harç buldu bir kaç guruş...Malatya milli eğitimden evraklarını yaptırdı İsmail efendi....gönderdiler mahabı......
Mahap bir türlü alışamadı....bişr sürü arapça kelimeler...dualar....ezberlenecek dedi din dersi öğretmeni....supanekeyi ezberledi...öbürlerine dili dönmüyordu....yemekleri hoşuna gitti...güzel elbiseler verdiler...ama din dersi hocası çok sıkıştırıyordu...çok ödev veriyordu....mahap bıkmıştı....birde köyü çok öksüyordu...sürekli...köpeği...sarı kız dediği inek ...aklından çıkmıyordu....hep anasını...evi....harmanlıkta top oynamayı öksüyordu.......
1977 Yılında okullar başladı....Vahap gitmek istemiyordu....ağladı durumu anlattı....dindersi hocsının yaptıklrını....birşey demedi anası babası....o kışı geçirdi.....bahar geldi...Hacı köyün sığır çobanlığını aldı.....Mahap büyümüştü artık....14yaşını bitirmişti....bıyıklarının çıkmasını istiyordu...sık sık aynanın karşısında siyah kurşun kalemle bıyığını karalardı....siyah görülsün...bıyıkları çıkmış desinler diye......
1978 Yılının Eylül ayıydı...radyodan öğlen haberlerinde...dikkat dikkat....yarın Arguvan..Maltya arsındaki yüksek gerilim hattına elektrik verilecek....direklere yaklaşmak mal ve can güvenliği açısından tehlikeli diyordu....bir kaç kez bu duyuru yapıldı ...Mahap dinleyip güldü....kocaman demir direkler gözünün önüne geldi....bana birşey yapmaz dedi.....
Ekimin ilk günleriydi....sığırları gızıl yokkuştan aşağı bıraktılar....onlar yayılırken ....kendileri kardeşi Zeynalla şakalaşıp gülüyorlardı....derken vahap....direğin yanında yayılan malları çevirmeye gitti.....orda bir küçük direk vardı....kemer kısmına kadar çıktı...daha yukarı çıkmak için el attığında....ceyran kendisine çekti....bir kuş gibi havada....sonra bir alev topuyla yere attı.....kardeşi Zeynal gözlerine inanamadı...koştu gitti yanına....sim siyah olmuştu....dreden koşup ayakkabısına doldurduğu suyu getirdi ağzını açamadı su versin....suyu yüzüne septi.....gızıl yokkuşta giden motora el etti...durumu anlattı.....diğer motor köye hber vermek için giderken rahmetlik Teslim yardım geldi....baktı durumu ağır....köyden traktörler geldi...atıp Arguvana...sonra Malatyaya götürdüler....Doktor baktı vucudu hep yanmış zor kurtulur dedi.......
Babası Malatya devlet hastanesi merdivenlerine oturmuş cıgara içerken haber geldi Vahap ölmüştü.....dizlerine vurdu babası Vah yavrum vah dedi....
Kaymakamın cibinin arkasında köye geldi....vahabın cansız bedeni....ölem ölem ben ölem dedi anası...Ezmahan bacı...saçlarını yoldu.....hani Yunusun bir dizesi var ya...Genç yaşında toprağa düşenlere ....yanar içim göğnüm benim diye....herkesin içi yandı....ne zaman radyoda bir türkü....iki gözü iki çeşme....Ezmahan bacının....çok ağlamışımdır beraber....kapı bir komşumuz....acıları hep beraber hissetmek....acıları paylaşmaktır....evlat acısının yükü ağırdır....allah kimseleri evlat acısına yakmasın....yanan bilir....Vaha ba allahtan rahmet diler anarken .acılı ailesine başınız sağolsun der acılrını paylaşırız....bu acı hepimizin acısı....insan yazarken bile zorlanıyor......hepinize sevgi ve saygılar sunarım......a.a
YORUMLAR
Teknik iki sorum olacak:
1. Tek başına nokta ne zaman kullanılmalı?
2. Ara ara üç ya da beş olsa da genelde dört nokta kullanıyorsunuz. Bu üç noktadan farklı mı?
Saygılarımla.