HASRET ÇİÇEĞİ
Yüreğim onulmaz, durulmaz bir çağlayan gibi sana akarken, hiçbir ilaç bu derde deva olmayı başaramazken, ben sensiz henüz nefes almayı beceremezken…
EY SEVGİLİ!!! Sesini çok özledim. Kim bilir hangi düşün koynundasın şu anda… Gecenin tüm haşmeti benim üstüme üstüme gelirken gülüşünü özledim. Hani güldüğün an dünyamı aydınlatan hani bana hayatın manasını bulduran gülüşünü…
Hükmedemediğim bir şey bu… Ne kaçışı mümkün ne durup sabrı… Sensizlik olmasın ey sevdiğim… Ben gayrı her çileyi göğüslemeye ant içmişim.
Hasret çiçeği koydum adını.Susuz havasız kalsın diye yüreğime hapsettim..Ama o fütursuzca büyüyor gülüm.Büyüyor da büyüdükçe içimi daha fazla yakıyor.
^Sen benim dünyamdaki iki hazinemden birisisin^dediğinde yüreğimdeki açan begonyalar rengârenk bir dünyaya götürdüler beni. Aslında sana hiç izah edemedim bana kattıklarını.
Ey yar!! Ben acıya borcumu ödedim. Canım acıdı, acıttılar. Ağladım çünkü ağlattılar. Yoruldum, tıkandım, tükendim, durdum. Sonunda sen geldin. Sen bana hediyesin, sahip olduğum en kıymetli hazinemsin..O nedenle bana hazinemsin deme sevdiğimm…
Bana bensizliği anlat ne olur. Ben sensizlikte yok olurken, sen bensizlikte ne hallerdesin? Gülüşümü, gülüşünü özlediğim kadar özledin mi? Sesimi sesini özlediğim kadar özledin mi? Yüzümü yüzünü görmek istediğim kadar istedin mi?
Her fırsatta bana koşacağını biliyorum. Bilmekle dayanma gücümü sağlıyorum.
Bir kahvenin peltesi gibi çörekleniyor özlemin yüreğime. O sebeple mi sevenlere; fallarda kalbin kabarmış diyorlar? Çünkü benim kalbim yerine sığmaz oluyor sensizken. Ben seni özlemekten yoruluyorum gülüm.
Gel sevdiğim! Gel küçük bir çocukken annemi çok özlediğim zamanlarda beni gördüğünü düşünerek oynadığım bir oyunu oynayalım seninle. Aradaki binlerce kilometreye inat gökyüzüne bakalım. Hem de ikimiz de aynı anda. Bir yıldız kestirelim gözümüze yıldız biz olalım. Sen bak beni gör, ben bakayım seni göreyim.
Merhamet olsun adın: SARIL BANA…
Şefkat olsun adın: GEL BANA…
Mutluluk olsun adın: GÜL BANA…
Aşk olsun adın: DOYAYIM SANA…
Özlemek için özlenen uzaklarda mı olmalı? Örneğin özlenenin elleri avuçlarında iken özlenmez mi? Dudaklarından dökülmez mi şu kelimeler:
-Özledim aşkım seni.
Şaşkınlıkla bakıverir size önce. Elleri avuçlarınızda iken nasıl özleyebildiğinizi tasavvur edemez.
Bilmez ki; sevdanın korla yakanı en çok yanındayken kavurur.
Rüyalarda seni görmek hasreti dindirmez. Bilakis daha fazla hasret vurur serime. İçimin gizli sızladığı saklımsın sen. Hayallerimi süsleyen gözlerini gördükçe sensizliği daha gerçek yaşamaktayım.
Hasret çiçeği koydum adını bu özlemin, burcu burcu koktuğu için burnuma…
Yokluğunda ki dirayetimi görseydin benimle gurur duyardın. Hasretinle yanarken bile tek damla gözyaşı dökmedim yokluğun için… Ben sadece özlediğim için ağladım. Çünkü yokluğun yoktu. Çünkü sen zaten içimde bir yerlerde hep vardın ve varsın…
Bazen gülüşün geldi aklıma güldüm, bazen kızım demelerin geldi aklıma şımardım, bazen bir tanecik hazinemsin demeni hayal ettim durdum… Yani anlayacağın gülüm, benimlesin.
Yaşadığım yokluğunun hasreti değildir sevdiğim. Varlığındaki muhteşem lezzettir.
Sesini her duyuşumda hayata yeniden sımsıkı sarılmaktır hasretin. Bana nasıl olsa geleceğinden emin olmaktır.
Her mevsim içimdesin aslında. Kışın sıcağım, baharda mehtabım, yazın güneşim, hazanda tutunacak dalımsın. Daha nem olasın ki sen hayatımsın…
Aşk ile eyvallah...
DERYA DENİZ DİNÇ