- 946 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
MESAFE...
Mümkünatı yok, yok işte. Neyin ya da kimin dâhil olup olmaması değil mesele. Neye dâhil olacağı ise telaffuzu olmayan bir kelime kadar korunaklı ve uzak. Uzaklığın tasavvuru ise bir o kadar göreceli tam da hissettiklerim nezdinde hatta kimin nezdinde neye tekabül ettiğimi bilmesem de. Ya senin nezdinde ne tümleyebilmekte ki beni. Cevabını bildiğim bir soru olsa da dile getirmem ne derece olası ya da doğru olabilir ki.
Sefil kalem yine dile geldi. Birbirimizden başka kimimiz var ki. Hele öncesinde o bile değildi yanıma. Daha dünkü çocuk şu kalem, desem yeridir. İki yıl evvel doğdu daha doğrusu evlat edindim yürek sesimin çığlıkları arza ulaşmışken. Önceleri kekeliyordu ve titrekti sesi ve usul usul heceledi adımı. Ben kendimi tanıdım önce sonra tanıttım ona. Az süklüm püklüm değildi hani önceleri. Korkaktık hatta sığıntı gibi ikilemde kaldık ve derken sığındım ona o bana elini uzatmışken. Öyle iyi bir arkadaş oldu ki zaman içerisinde ve koyulduk yola yalın ayak. Adımlarken birlikte hızlandı adımlarımız ve hızlandı yürek atışımız.
Bakar mısın, yine konu çıktı raydan. Ne olacak benim bu konudan konuya zıplamam. Ama en azından sıkılmaya fırsat bulmuyorum son zamanlarda. Bazen merak da etmiyorum değil doğrusu, karşımdakine sıkıntı verip vermediğim konusunda. Sahi, seni çok mu sıkıyorum ya da kim varsa hayatıma müdahil ettiğim. Yine hassas bir konuya nokta atışı yaptım. Hassasiyet ve mantık nasıl cebelleşiyor benimle gerçi mantık hatası yapa yapa artık o da terk eyledi beni. Süzgeçten geçerken duygularım paslı bir tat kalıyor ittifak yapamamanın sonucu ve nihayete eriyorum yorgunluktan bitap düşmüşken.
Çok şey var merak ettiğim ve bir o kadar sormaya cesaret edemediğim. Sanırım alacağım cevaplar korkutuyor. Altıncı hissime uyup suskunluğa bürünüyorum bir anda ve işte o zaman tüm tadım kaçıyor. Şekerli bir çay tadındayım oysa seninle her konuştuğumda. Ne demi yakıyor ne de güneş saklambaç oynuyor gerçi çoğu zaman saklambaç oynayan biri ile muhatap olsam da. Ebe olsam bile bulmaktan korkuyorum seni. ‘’Ya kızarsan sana dokunduğumda…’’ Bu o kadar korkutuyor ki beni. Daha ziyade incitmekten çekiniyorum. Varsın incinmeye devam edeyim. Bilmez miyim acısınI o acı veren dokunuşların uzaklardan bile olsa. Empati kurmaktan bir hal oldum da ne olur başka insanlar da özdeşleşse benimle ve bu kadar yakıp yıkmasa. Onlardan biri olmadığın için belki tüm bu tutumum. Farklı olmak adına ve korka korka yaşamak bazen. Aslında nedir beni korkutan bu da o kadar sıra dışı bir duygu ki… Hayır, hayır asla güçsüz olduğumu iddia etmiyorum ama kırılganlık diz boyu. Kristal bir bardak kadar kırılgan yoksa tepemdeki şu avize kadar aydınlık ve parlak mı desem. Gerçi karanlıklarım meşhurdur ve her an sigortanın atması da bir o kadar muhtemel. Şalteri indirdim mi kolaysa bul izimi.
Acaba nasıl geldim bu noktaya… Ne fark eder. İyiyim ben böyle ve bir o kadar seviyorum kendimi hele son zamanlarda. Klasik bir betimleme olsa da sevmeyi seviyorum. Karşılık beklemeden hem de. Geçiniz efendim şu sevda türkülerini ya da aşk masallarını. Ben severken ne cinsiyet ayırımı yaptım bu güne değin ne de canlı cansız tanımlaması. Canlı türleri arasında da bir ayırıma gitmediğime göre var bende bir tuhaflık.
Ama başıma gelenlerin de haddi hesabı yok hani. Değişemedim gitti. Bir de yanlış anlaşıldım mı ayıkla pirincin taşını. Ne yani, karşımdakine insan nezdinde bir kıymet vermek bu kadar mı tuhaf ya da başka çağrışımlar yapıyor…
Sayısız huyu var şu huysuz benliğimin. Az huysuz değilim hani. Bazen küçük bir çocuk gibi tutturuyorum illa ki. Çok da uç isteklerim olmadı bu güne değin ama şu da bir gerçek ki inanılmaz kayıp verdim şu ahir ömrümde işte bu yüzden elimdekileri kaybetmeme uğraşım ve zamanı telafi etme telaşı yaş kemale ermişken.
Ne muğlâk ne de bariz bir talep benimki gerçi neyi talep ettiğim de bir o kadar müphem ve tanımsız. Belki de duygularımın tökezlettiği benliğim beni ben yapan.
İyi de aklımdan geçenler tam olarak bu değildi ki. Yine konu bana geldi ve yine ara yollara saptım. Derhal ana yola çıkmam lazım. Şimdi de pusula bozuldu. Acil bir çıkış yolu bulmam gerekirken ters istikamette ne varsa yine geldi beni buldu. Mıknatıs gibi çekiyorum tüm olumsuzluklar. Allahtan güzelliklerle de kesişiyor yolum da nefes alıyorum ara sıra.
Yargılar ve verilen o cezalar üstelik adaletsizce. Bu yüzden mümkün mertebe aldırmamaya çalışıyorum desem de sen inanma. En azından ben beni yargılamaktan vazgeçtim ve bu yüzden olayları akışına bıraktım. Yine de elimde sihirli bir değneğin olmasını nasıl isterdim en azından müdahale ederdim tüm o yanlışlara ve söylenen yalanlara. Yalan söylemeyi de beceremediğime göre uyum gösterme sürecim yine tehlikeye girdi. İyi de uyum göstereceğim diye burnumun uzamasına asla müsaade etmem. Etmedim ve etmeyeceğim de.
Gerçi bu uğurda az sindirilmedim değil hani. Bu saatten sonra yoldan çıkmaya ne niyetim var ne de teşebbüs ederim. Yoldan çıkmanın ne anlama geldiğini bilmesem de.
Çok şey var bilmediğim ve tüm çözümsüzlüklere ek olarak eklenen yeni sorular. Bu soruların cevabı kimde saklı kim bilir ama bildiklerim ve sahip olduklarım adına mutluyum. Sahip olmayı dilediğim onca şey olsa da.
Yeter ki yürekten dileyeyim, dileyelim hem de niyetimizi bozmadan. Ne zaman niyetimi bozdum ki. Olur ya da olmaz ama hayal kurmaktan kim ölmüş ki… Kim bilir belki bir ilk olurum literatürde…
YORUMLAR
Hayal dünyasına daldım...
Yazdıklarınızı sanki ben de yaşadım.
Sevmek ve sevilmek
Sevmeyi sevmek...
Sevgi konusu gündemde olur.
Yüreği sevgi dolu kızımın yazılarında...
Kutluyorum.
Gülüm Çamlısoy
Çok çok teşekkür ederim değerli yorumunuz için. Var olun.
Sevgiyle kalın babam, sağlıcakla kalın ve mutlu kalın...
En derin saygılarımla ve sonsuz selamlarımla...
Ahh bu kadarda olmaz dedim... duygularıma tercüman olan yazınız için... hani başlığıda tam olmuş MESAFE... siz gönül dostum ulaştınız dokundunuz uzak mesafelere rağmen yüreğime...Saygıyla.
Gülüm Çamlısoy
Bir o kadar siz de benim yüreğime dokundunuz.
Çok teşekkür ederim gönle su serpen bu güzel yorum için.
Yüreğiniz dert görmesin.
Saygılar, sevgiler...
Var olun.
kENDİNİZE DÖNÜK ELEŞTİRİLERİNİZ VE KALEMİNİZ.SİZ YAZDIKÇA İÇİNİZDEKİ GÜZELLİKLERİ DAHA BİR ASİL DAHA BİR AKICI,DAHA BİR GÜZEL KELİMELERE DÖKEN KALEMİNİZ.HAYATA KARŞI TUTKULARINIZI VE KIRGINLIKLARINIZ.iNANIN PERDELER ARALANDIKÇA HAK ,HAK DİYEN YÜREĞİNİZİN SESİNİ DAHA BİR GÜR DUYURACAK KALEMİNİZ.ÇÜNKÜ YÜREĞİNİZ HİÇ KÖTÜ DERGAHLARDA YER BULMADI Kİ KENDİNE.İÇ GÜZELLİĞİNİZ SAYESİNDE TEPENİZDEKİ ŞAKIYAN AVİZE GİBİ YARINLARINIZ VE SONSUZLUĞUNUZU IŞITACAK.DENEMENİZ BAKIN BANA NELER YAZDIRDI.KUTLUYORUM SİZİ EFENDİM VE KALEMİNİZ HİÇ SUSMASIN DİYOR İÇ SESİM.
Gülüm Çamlısoy
Kendinden taviz vermemek iken desturum yansıtabildiğim kadarıyla payıma düşen hep susmak iken ömür boyu ve susmak bilmeyen bir döngü içine girdiğim yazma dürtüsü ve buluşmak sizlerle. Seyri güzel ve ihtişamlı bir alem karanlığın umutla ve sevgiyle kırılıp yok olduğu. Ve kırmamak adına kırılmaya razı bir gönül hep razı olmuş payına ne düştüyse...
Çok çok teşekkür ederim ışık saçan varlığınızı ve içten yorumunuzu esirgemediğiniz için. Her birimizin sığındığı o liman değil mi içimizi ve yolumuzu aydınlatan İlahi gücün nezdinde ve nazarında...
En içten sevgimle, en derin saygılarımla ve en iyi dileklerimle her daim...
Gülüm Çamlısoy
Ortak bir paydada buluşmak ne güzel. Ve yansıtabilmişsem bir nebze de olsa ne mutlu bana.
Çok teşekkür ederim içten yorumunuz için. Var olun sevgili gönül dostum. Ömrünüze bereket.
Sevgiler, saygılar...