OLMASA MIYDI YOKSA
yaş on dört. kırmızıyı seviyorum o zamanlar. ’’Jean’’ ilk biz keşfetmişiz sanki. kalbim pırpır. kafam da çok çalışıyor ama kalbim başka. delikanlıyız da. en azından bırakın sözü, manalı bakana atıveriyoruz kafayı. kafamız çok çalışıyor ya. bir gün bembeyaz gömleğim kıpkırmızı kana bulanmış otobüse bindim. İstanbul şişliden Eyüp semtine gidiyoruz. şu körüklülerden, bilen bilir. o da ne, körüğün en arkasında daha yirmi dakika önce dövdüğüm genç. diğer tarafa ilerlemek lazım. o da ne, şoförle muhabbette babam. şurada bir kaç kız var onların arkasına saklanayım bari. hiç unutmuyorum cep telefonları henüz yeni çıkmış, biz kankamla iki ortak telefona girmiştik. kızdan önce elindeki telefon dikkatimi çekiyor. genciz ya. o gün de telefon sırası kısmet işte bende değil. karşı taraftaki sevgilisi galiba ki kız diyor ki karşı tarafa ’’salaklar ne kavga ettiler benim için amet’’ Amet diyince Ahmet demek istediğini kızın bileğini tutup telefonunu camdan dışarı fırlattıktan çok sonra hatırlıyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.