- 712 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İNKILAPÇILIK(DEVRİMCİLİK)
“Atatürkçü düşünce sistemi’ne dinamizm kazandıran ilkedir. Toplumun ihtiyaçları doğrultusunda çağın, aklın ve bilimin gerektirdiği yeniliklerin en kısa zamanda yapılmasını savunan ilkedir.”
İnkılap, devlet ve toplum düzenindeki aksayan kurumları kaldırarak yerlerine ihtiyaca cevap verebilecek yeni Kurumlar oluşturmak anlamındadır.
İnkılapçılığın en önemli gereği;eskimiş, geçerliliğini yitirmiş,topluma yarardan çok Zarar getiren kurumların kaldırılıp atılarak yerine aklın Ve bilimin ışığında yeni kurumların getirilmesidir.
Atatürk, inkılâbın amacını açıklarken şöyle diyordu: “Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılapların amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağımıza uygun, bütün mana ve şekilleriyle uygar bir toplam haline getirmektir. Türk İnkılabı’nın temel prensibi budur” diyerek, inkılapçılık ile, Türk toplumunun ulaşacağı hedefi ortaya koymaktadır. Öyleyse inkılâp, yeniyi, iyiyi ve güzeli esas alarak modernleşme ve çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma arzusuyla yapılmaktadır.
Gerçekten, gördüğünüz büyük yenilik hareketleri, hep inkılâpçı bir tutum ve davranışla yapılmıştır.Çağın gerisinde kalmamak için dünyadaki gelişmeler yakından takip edilmelidir.Uygarlık yolunda başarı, yenileşmeye bağlıdır. Öyleyse inkılâp, modernleşme ve çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak için yapılmıştır..
İnkılabın durağan değil, sürekli ve dinamik bir biçimde Uygulanması gerekir.Türk İnkılâbı’nın geliştirilerek sürdürülmesi şarttır. Atatürk, Türk İnkılâbı’nın yaşatılacağından emin olduğu için şöyle diyordu: “İnkılâbın hedefini kavramış olanlar, onu daima koruyabilecek güçte olacaklardır.
Atatürk inkılaplarını çağın koşullarına göre geliştirmeyip aynı şekilde korumak atatürkçü düşünce sistemi ve İnkılapçılık ilkesine aykırıdır.
20 nci yüzyılda ortaya çıkan bütün ideolojilerin Yıkılmasına rağmen Atatürkçü düşünce sisteminin dimdik Ayakta durması gerçeği,inkılapçılık ilkesinin dinamik yapısından kaynaklanmaktadır. Türk İnkılabı’nın ne bir yaşı, ne de belli bir süresi yoktur; zira inkılap süreklidir.İnkılapların geliştirilerek sürdürülmesi şarttır.
Atatürk, Türk İnkılâbı’nın yaşatılacağından emin olduğu için şöyle diyordu: “İnkılâbın hedefini kavramış olanlar, onu daima koruyabilecek güçte olacaklardır.
” Atatürk’ün, inkılâpların korunması ve geliştirilmesinde de Türk gençliğine sarsılmaz güveni vardı.Bunu çeşitli konuşmalarında dile getirmiş ve “Gençliğe Hitabesi” nde eşsiz bir anlatımla vurgulamıştır.
İnkılapçılık ilkesi doğrultusunda yapılan inkılaplar:
-Şapka Kanunu’nun çıkarılması
-Kılık-Kıyafette yapılan değişiklikler
-Latin Alfabesi’nin kabulü
-Latin Rakamları’nın kabulü
-Takvim, saat, ağırlık ve uzunluk ölçülerinin değiştirilmesi
-Hafta tatilinin Cuma gününden Pazar gününe alınması olarak özetlenebilir.
YORUMLAR
Evet hocam, Atatürk İnkılapları dogma ya da donmuş kalmış gelenekler asla değildir. Sonra gelen çevreler Atatürkçülük başlığı altında kâh samimi yer yer de sahte niyetlerle Atatürk'ün perspektifini dogmatizmle ikame ettiler kanımca. Yazınızda yer verdiğiniz hususların bence kilit noktası süreklilik ögesi etrafındadır. Bunun tersi ise devrimci tutuculaşması diyebileceğimiz ve kronik hal alabilen tutum ve davranışlardır.
Bir de sevgili hocam; Atatürk'ün türlü anlaşılış biçimlerini ben teşbihte hata olmaz fil hikayesine benzetirim. Hani, karanlık bir ortamda tutulan bir filin yanına giren farklı insanlarca el yordamıyla yoklanmak suretiyle tanımlanması vardır. Kimi fili kulağından kavrar, çıkınca fil bir yelpazedir der. Bazısı fili hortumundan kavrar, çıkışta fil bir borudur der. Ya da filin bacaklarını yoklayan birisi fil bir sütundur der, vs.
Bu aslında normal de. Atatürk ile onun izinden gidenler ya da onu tanımlayanlar arasında devamlı bir mahiyet farkı bulunmaktadır. Sözün özü eğer herkes Atatürk olabilseydi zaten tarihte sözü edilen bir Atatürk olmazdı.
Saygı ve selamlarımla...
levent taner tarafından 11/29/2014 7:46:58 PM zamanında düzenlenmiştir.