- 1235 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
TÜRK TOPLUMU VE ASLAN SÜTÜ
Tarihi ve ünlü varlıklarımızın yanı sıra Türk Rakısı da asırlardır milli içkimiz olarak gerek ülkemizde gerekse yabancı ülkelerde şanını sürdürüyor hala.
Hangi yabancıya, ülkemizde beğendiği yiyecek içeceğin ne olduğunu sorsanız, cevabın hep aynı olduğunu görürsünüz.
-şiş kebap. Rakı!
Bu tarihi içeceğin yarar ve zararları nelerdir? İslam inancında bunun yeri var mıdır? Sorularına cevabı ben veremem. Ne içmişliğim var ne de fetva verecek konumda değilim çünkü. Ancak günlük yaşantımızın her anında yaptığımız her eylemin adabı muaşeret dediğimiz kuralları olduğuna fazlasıyla inan biri olduğumdan olsa gerek, rakı içme eyleminin de bir sanat bir marifet olduğuna büsbütün inanan biriyim.
İşte bu altın kralları bu işin erbabına bırakıyor, rakı tutkunlarının dikkatine sunmayı bir görev biliyorum.
1. Sarhoş olunmaz.
2. Masada konuşulan masada kalır. Kayıt, not tutulmaz.
3. Fotoğraf çekilmez. Dışarıdan çekene kızılmaz.
4. Telefonla konuşulmaz. Çalarsa açılır, “Rakı içiyorum” denir, kapatılır.
5. GSM’le oynanmaz: Sofra iPhone, Blackberry tanımaz.
6. Muhabbet esnasında biçem, izlek, imgelem gibi kelimeler kullanılmaz.
7. Kadınlar silip oturur: Rakı bardağında ruj izi olmaz.
8. Düzgün konuşulur, lüzumsuz şirin olunmaz.
9. Rakıda hızlı gidene karışılır, yavaş düşene karışılmaz.
10. Argo konuşulur, küfür edilmez.
11. “Hey!”, “hişt!”, “pişt!” gibi ünlemler kullanılmaz.
12. Memleketi herkes meşrebine göre kurtarır, karışılmaz.
13. Yemek yenilmez.
14. Meze tırtıklanır, karın doyurulmaz.
15. Şalgam suyu, soda, ayran, çay yanına konabilir, içine konmaz.
16. Kafaya vurup “lölölö!” demek gibi zevzek şakalar yapılmaz.
17. Masada kitap, dergi, hele laptop asla bulunmaz.
18. Zeki Müren de Giuseppe Verdi de dinlenir; Kayahan, Bryan Adams dinlenmez.
19. Varsa müzik duyulacak kadar açılır, bağırtılmaz.
20. Hüzün de neşe de eksik olmaz.
21. Masada ağlanmaz.
22. Ağlayan çıkarsa konu değiştirilir, avutulmaz.
23. Yüksek sesle şarkı söylenmez.
24. Şarkı mırıldanırken el kol hareketleriyle desteklenmez.
25. El kol fazla hareket etmez.
26. Tartışılır, kalp kırılmaz.
27. Herkes konuşur, monolog olmaz.
28. Aynı anda konuşulmaz, söz kesilmez.
29. Masaya sigara dumanı üflenmez.
30. Bir rakı içilirken başka marka övülmez.
31. Rakı masasında sessizlik olmaz.
32. Zırt pırt tuvalete gidilmez.
33. Masada yellenilmez.
34. Masada geğirilmez.
35. Masaya müzisyen alınmaz.
36. Azıcık uçulabilir ama yalan dolan olmaz.
37. Yüksek sesle konuşulmaz.
38. Kazak pantolonun içine sokulmaz.
39. Çıplak / yarı çıplak durulmaz.
40. Şiir konuşulur, şiir okunmaz.
41. Rakı içilirken başka içki içilmez.
42. Yolluk bir teki aşmaz.
43. Yolluk alınmışsa cila çekilmez.
44. Biradan başka cila olmaz.
45. Cila birası bir küçüğü geçmez.
46. Rakı sonrası kahve, şekerli içilmez.
47. Kahve içilirken höpürdetilmez.
48. Rakı yalnız içilmez.
49. Rakı masası 4-5 kişiyi geçmez.
50. Garsona adı dışında bir şeyle seslenilmez.
51. Garsona rakı doldurtulmaz.
52. Balkon sofrasında içmeyen çalıştırılmaz.
3. Sıcaksa buz konabilir, buz erimeden içilmez.
54. Rakıdan önce su, sudan önce buz konmaz.
55. Rakı sek içilmez.
56. Rakıcı ota çöpe öpüşmez, habire takdir etmez.
57. İçerken serçe parmak havaya kaldırılmaz.
58. Rakı hızlı içilmez.
59. Rakı fondip yapılmaz.
60. Kerahet vaktinden önce rakı içilmez.
61. Büyük konuşanla rakı içilmez.
62. Çok konuşanla rakı içilmez.
63. Sessiz duranla rakı içilmez.
64. Şakadan anlamayanla rakı içilmez.
65. Büyük yudumlarla rakı içilmez.
66. Rakı sofrasında iş dedikodusu yapılır, iş konuşulmaz.
7. Küllüğe limon kabuğu, zeytin çekirdeği konmaz.
68. Tabağa, kâseye sigara söndürülmez.
69. Zırt pırt kadeh tokuşturulmaz.
70. Konuşurken rakı masasına vurulmaz.
71. Bardak boş bekletilmez.
72. Masanın her bir köşesi meze ile doldurulmaz.
73. Ağız şapırdatılmaz.
74. Çatal kaşık dişe değdirilmez.
75. Burun karıştırılmaz.
76. İzinsiz masadan tuvalete dahi kalkılmaz.
77. Şerefe vb. yeterlidir, kadeh tokuştururken yaratıcı olunmaz.
78. Garsona balık ayıklatılmaz.
79. Garsonun sırtına vurulmaz.
80. Personele hatır sormadan meyhanede oturulmaz.
81. Sofraya erken ya da geç gelinmez.
82. Rakı buzdolabının en alt rafından yukarı çıkarılmaz.
83. İçi görünmeyen kadehte rakı içilmez.
84. Masada farklı kadehler olmaz.
85. Masada farklı markalar olmaz.
86. Yerken ağız doldurulmaz.
87. Ağızda lokma varken konuşulmaz.
88. Boğaza, yeleğe peçete takılmaz, dize peçete konmaz.
89. Konuşurken çatal bıçak sallanmaz.
90. Hiçbir durumda ve fikirde ısrar edilmez.
91. Racon kesilmez.
92. Ukalalık, kıskançlık kaldırmaz.
93. Rakı sofrası süslenmez.
94. Loş meyhanede içilmez.
95. Yan masanın muhabbeti dinlenmez.
96. Başka masaya uzun bakılmaz.
97. Masadan kopuk muhabbet edilmez.
98. Çiftler el ele tutuşmaz, oynaşmaz.
99. Sallanan masada içilir, sallanan insanla içilmez.
100. Bunlar kendiliğinden olur, kasarak yapılmaz.
AYDIN BOYSAN
“KOYDUM BİR YEMİŞLİK YENİ RAKIYI
BİRAZDA SOYDUM BİR YUMRUK ELMAYI
ZATEN TALAN ETTİM EVİ, YURDU YUVAYI
HAKKIMDA AÇMIŞLAR BİR,SÜRÜ DAVAYI
SANKİ YEMİN ETMİŞLER İNSAN OLMAMAYI”
“Masada biraz rakı,
Rakının yanında sadece sen olsan..
Rakıyı sen diye içsem yudum yudum..
Koklayıp içime çeksem her kadehte kokunu.
*
“Kim demiş haram nedir bilmez Hayyam?
Ben haramı da helali de karıştırmam, Senle içtiğim şarap helaldir
Sensiz içtiğim su bile haram
*
“Kararmış tahta masamızda bir şişe şarap gecelerden bir gece bezginiz üstelik adamakıllı sarhoşuz ellerin ellerimde Yeter, yeter... öleceksek ölelim
hadi vur kendini şaraba kedere ve aşka vur.”
*
Orhan Veli bu konudaki fikrini, “Şiir yazıp eskiler alıyorum Eskiler verip musikiler alıyorum Bir de rakı şişesinde balık olsam” şiiriyle belirtmiştir zaten.
*
“Haydi Abbas, vakit tamam; Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı; Dinsin artık bu kalp ağrısı...”
*
Nazım Hikmet de rakıyı anmadan geçmemiş.
“Biz ince bel, ela göz, sütun bacak için sevmedik güzelim Gümbür gümbür bir yürek diledik kavgamızda...
Ateşin yanında barut, barutun yanında ateş olasın diye!
Rakı sofralarında söylenip, acı tütün çiğnercesine sevdik...”
(Kendime ait şiirimi bile çalıntı ilan eden sayın defter yönetimine bu gün hala katılırcasına gülüyor, hayrete düşüyorum. Şimdi bu yazımla: Toplumu kötü alışkanlığa özendiriyor! diye beni büsbütün gözden çıkarırlar mı bilmem!)
YORUMLAR
Konuya biraz objektif yaklaşalım bence.
Bizim dinimizde asla zorlama yoktur.
Kim, ne isterse onu yapar.
İster dine girer, Hak yolunu bulur;
ister inkar ederek kafir olur,
Cehennemin derinliklerinde kendine yer bulur.
Allah,
herkese akıl vermiş doğru yolu bulsunlar diye.
Tavsiyede bulunabilirsiniz ama, zorlayamazsınız.
Gençliğimde bir kaç kez içki kadehi ile tanışıklığım olmuştur.
Çok uzun yıllardan beri, değil içmek, şişesine elimi sürme konusunda bile imtina göstermişimdir.
İş ortamı gereğince, çokça içki masasında yer alabiliyorum hala ama asla azıma koymuyorum.
İçkiyi sevmem.
İçki içenleri ise, taşkınlık yapmadıkları müddetçe yadırgamam.
Ancak,
içkinin kötülüklerin anası olduğunu da iyi bilenlerdenim.
Normal hayatında pırlanta gibi olan insanların,
sarhoş olduktan sonra bir canavara dönüştüğüne çok şahit olmuşumdur.
Sonuç;
Herkes, yaptığından sorumludur.
Çevresine zarar vermedikten sonra,
dileyen içkisini içebilir, kendince keyif yapabilir.
Ancak,
bir kez daha tekrar etmekte fayda görüyorum;
İÇKİ KÖTÜLÜKLERİN ANASIDIR.
DEVRİM DENİZERİ
Sağlıcakla.
Sayın Alper Kartal Bey'in önerisi bana güzel bir fırsat verdi. Kendilerine bir kez daha Teşekkür ediyorum.
Bu ülkeye gelmiş geçmiş onca idareci ve toplumun dilinden hiç düşürmediği “Elhamdülillah bu ülkenin yüzde doksan dokuzu Müslüman!” sözlerini bir düşünün, ardından yine aynı toplumun içler acısı, yüz kızartıcı ve çöken ahlakının vahim haline bir bakın!
Müslümanlık ha!
Ayrıca İslamiyet’ in doğup yayıldığı Arap ülkeleri başta olmak üzere, sözüm ona şu Müslüman ülkelerin; kan vahşet zülüm acımasızlık rezalet ırz düşmanlı ve çıldırmışlığın doruklarına varan haline dönüp bakın öncelikle!
Müslümanlık ve geçmişimiz bu mu dersiniz?
Araştırma konusuna gelince; gerek Osmanlı a, gerekse islam dünyasında ayyaşlığa varan alkol müptelalarına kolaylıkla rastlayabilirsiniz.
Bana göre hangi din kitabı ve hangi kanun maddesi yazarsa yazsın, doğru olan; Yaradan’ın hak eden kuluna layık gördüğü güzel ahlak ve insani erdemlerdir.İçki masasına oturan nice ülke kahramanları ilim bilim insanları yazar çizeri öyle eserler bırakmışlardır ki bu aleme, isimleri her geçen gün daha fazla itibar rağbet görüyor ve özlemle yad ediliyor.
Mesele, yola hangi niyet ve amaçla çıkıldığı ve nereye varılmış olduğudur. Bunları hemen herkes bilir. Lakin bu korkunç riyakarlık ummanda bunları dillendirmek yiğitlik ister.
Keskinkalemzaman
DEVRİM DENİZERİ
Ancak yazının çok açık ve tarafsız bir gözle yazıldığını anlamak da hiç zor olmasa gerek. Ben konuyu islami açıdan değil, ki o kişinin yalnızca kendisini ilgilendirir, toplumun koca bir gerçeğini sunmaya çalıştım yalnızca.
Esenlik dileklerimle.