- 1103 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
AŞK
Her genç kızın hayaliydi evlenmek. Görücü usulu tarzı olmasa da öyle evlenmiş ve sonradan sevmişti. Kader bu ya sevgisinin doruğundayken buldu ayrılık onu. Çaresiz kabul etti ve Yaradana sığındı.Yari Yaradan olacaktı. Ve duası "verirsen senden bir sevgili ver,vermezsen razıyım vermeydi." Ufak tefek, kaçamak, günlük aşkları sevmezdi gönlü. Baktı vakit bu tür aşkları vakti vazgeçti zamanla aşktan. Yalanmış dedi kendi kendine ve yaralarını sarmaya karar verdi.
...
Bu sırada çıktı karşısına aşk. Yavaşça, hissettirmeden sardı tüm yaralarını. Ve tekrar inandırdı kendine. Artık hayatta tutnabileceği bir sevdiği vardı. Çoğuna göre yanlış bir sevdaydı ama sevdaydı işte. Hiç gönül ferman dinler mi, onunki dinlemedi. Hem karşılığıda vardı. Ten uyumu değildi sadece, gen uyumu da vardı. Ve genler uyunca ten önemini kendiliğinden yitirmişti.
...
Yasak aşktı adı. Peki sevdanın yanlışı olurmuydu dedikleri gibi. Şayet böyle bir sevda yaşamamış olsaydı o da ayırırdı, doğru ,yanlış diye. Ama artık inandığı tek şey vardı. Gönül asla yanlış yapmazdı. İblis her yere ve her kılığa girebilirdi ama sevgi kılığına giremez, gönüle giremezdi
Sessizce yaşadı, sessizce sevdi sevildi. Onu sevenler olmadı değildi. Sevenlere de saygı duydu ama o hiç ihanet etmedi sevdasına. Bir ömür beklemesi gerekse de, bekleyecekti. Gelsede gelmese de bekleyecekti. Çünkü yokluğuna inandırıldığı sevdayı onla yaşamıştı ve o vardı. Bu bile geçerli bir sebepti beklemesi için.